Sabah büyük bir un çuvalı gibi hissederek uyandığımda bedenimi kaldırıp güne başlama isteğimi getirmeye çalışıyordum, "tamam güzel bir gün olacak" çok büyük bir zorlukla kalktım, Şaziye yatağına geçmiş uyuyordu, ama benim terliklerimi giyme sesime hemen kapalı gözleri ile kafa kaldırdı ve uyandı.
"Tamam, işte yeni bir gün"
"Mraw?"
"Yok bir şey."
Diyerek üstüme hırkamı giydim, Bolu bu aralar iyice soğuklaşmıştı, kar kapıdaydı ve bende hoşgeldin diyecektim.
Mutfağa bir elimle gözümü ovuşturup bir yandan esneyerek giderken koridorda ki aynaya gözüm takıldı. Bembeyaz olmuşum, göz altlarım ölü gibi, doğru düzgün bir şeyler yemezsem annemden büyük nasihatler yiyebilirim, ve buna 2 haftam kaldı diye düşündüm.
Kendime bol proteinli bir kahvaltı hazırladım. Kahve ve sandviçe alışkın olan bünyem bunu garip karşıladı ama yiyebildim.
"Bugün ne giysen LaVi?" der gibi bana bakan Şaziye'yi kapağını açıp 10 dakikadır izlediğim dolabımdan dolayı geç farkettim.
"Biliyor musun, bende bilmiyorum"
En sonunda vakit kaybetmeyeyim diye bol koyu kırmızı boğazlı bir kazak altına siyah bol paça deri pantolon giydim, deri ceketimi de giyip saçlarımı taradım, kısmen uyanmamışlık körlüğü ile de makyajımı yapıp çantamı kaptım.
"Bak tamam maman orada, suyunu da tazeledim, mutfak tezgahına çıkmak yok, yastıkları yere atmak yok, sen akıllı bir kedisin tamam mı?"
"Mraaauw" dedi uzatarak.
"Yapacak bir şey yok, seni çok seviyorum, görüşürüz."
Dedim ve kapıyı çektim, apartmanın asansörünü beklerken yan dairenin kapısı açıldı. Nahife teyze bana sevecen bir bakışla konuşmaya başladı.
"Ayşenur kızım, sabah taze taze açma yaptım gel de çantana koyayım bir kaç tane."
"Nahife teyze hiç gerek yok teşekkür ederim."
"Olur mu öyle kızım, annene ne derim sonra? Aç aç okula mı gönderiyorum her sabah mı diyeyim."
"Peki, o zaman bir tane alabilirim."
"Bir tane ile olmaz, genç kızsın sen, aç kalmaman lazım. Gel bakalım buraya da koyayım."
Kapısına ilerledim.
"Dur kızım mutfaktan paket yapayım."
O sırada çabucak mutfağa kaçtı.
Koridordan salonda gazetesiyle çay içen Fırat amcayı gördüm, gözlüğünün üstünden gülerek "Günaydın Ayşenur kızım." dedi, "Günaydın Fırat amca." dedim.
O sırada Murat abiyi koridordan hızlı hızlı geçerken gördüm, yeni uyandığı için beni farketmedi galiba ama gözü kapalı bir şekilde kafasıyla selam verdi, farketmesede bende ona selam verdim.
"Al kızım sıcak sıcak, dikkat et."
"Çok teşekkür ederim Nahife teyze."
"Lafı bile olmaz, iyi dersler kızım."
"Sağolun."
Dedim ve gelen asansöre bindim.
Yağmur Bolu'da mesken tutmuştu sanırım, çantamdan şemsiyemi çıkardım ve açtım. Yürümeye başladığımda soğuk havanın keskin soğukluğu ciğerlerimi şok etmişti adeta, atkıma iyice sarındım ve hızlı adımlarla kırtasiyeye girdim.