0.2

14 4 71
                                    

DOLUNAY TÜRK'TEN

  Okula geldiğim andan beri tek isteğim 12. sınıf olup diğer miniklere hava atmaktı ancak ve ancak işler hep ters gitmez mi be! Ne yazık ki onlara hava atamayacak kadar kısa kalıyordum yanlarında. Gücümü boyumdan almasaydım yapardım ama boy da gerekiyor bir yerde. Çok güzel planlarımız vardı ya! Hatta ben ve en yakın arkadaşımın ilk planı 9. sınıflara bebe büsküvisi almaktı. Of ya! Bendeki şansın ben... Neyse küfretmeyeceğim, daha dün kendine söz verdin Dolunay, bir dur be kızım!

  Okulun bahçe kapısından içeri girdiğim an yüzüme bir kasvet rüzgarı vurmuş ki anlatamam, dedim yok kızım bu olmaz böyle evren bile senin okumana karşı!

  Neyse, güçlükle girdik çok şükür okula. Ve işte o an! İki malın birbirine kavuşma anı!

  Berrak bana doğru, ben de Berrak'a doğru su aygırı gibi uçmaya başladık. Benzetmem ancak bu kadar kusuruma bakmayın, bu da bir şeydir.

  ...

"Hayır yani çocuğu da birine benzetiyorum ama kime? Bir oyuncuya benziyordu sanki..."

  Berrak'la kantinde oturuyorduk. Ben ona dünki olayları anlatırken Berrak da pipeti ağzına koymuş evirip çevirip beni pürdikkat dinliyordu.

"Tarif etsene..."

  Bunu demesiyle birlikte durdum. Düşündüm, yüzünü aklımda canlandırmaya çalıştım.

"Şeye benziyor... Hımm... Ayaz mı Alaz mı ne biri vardı? Genç biriydi, Kanlı Ev'de oynamıştı sanki..."

"Ayaz Kara mı yoksa Ayaz Demirhan mı?"

"Hah, Demirhan olan. Maskesini çıkartsaydı tam karar verebilirdim ama yüzünde maske vardı. Nedenini de sormayı unuttum, of!"

  Berrak elindeki kahveyi masaya bıraktı ve masayı incelemeye başladı.

"Ne oluyor Berrak?"

"Bugün sizin sınıfa sanırım iki kişi gelecekmiş, yeni. Kimler gelecek onu düşünüyorum."

"Nereden biliyorsun, üstelik bizim sınıfı?"

  Berrak histerik bir gülüş atarak bana baktı.

"Ben bilirim kızım, sen ablana güven. Ama içimde bir his var, sanki tanıdık biri gelecek..."

...

  Kafası kel ve neredeyse yok denebilecek derecede az saçı bulunan, tıknaz, tombul ve kısa olan müdür yine kürsüsüne geçmiş ve konuşmasını yapıyordu.

"Yeni 9'lar aramıza hepiniz hoşgeldiniz. Umarım güzel günlerimiz olur sizinle. 12. sınıfları da bu sene çok yoğun bir dönem bekliyor, onlardan da güzel bir performans bekliyoruz, umarım beklentilerimizi boşa çıkarmazlar. Ayrıca arkadaşlar bu okul öylesine bir okul değil şanını sizlerin yürüteceği bir okul..."

  Konuşmanın devamında okulunu ve kendini överek geçiren müdür yaklaşık yarım saat boyunca bizi beklettikten sonra içeriye girmemize müsaade etmişti. Bir an hiç etmeyecek sanmıştım, yazık içinde kalan o kibir dolu sözleri bize tam aktaramamıştır belki.

  Berrak ve ben yan yana oturamıyorduk çünkü farklı sınıflardaydık. Kendi sınıfımdaki hiç kimseyle de anlaşamıyordum, bana göre etrafında çok kişinin olması seni havalı göstermiyor, gösterse bile önemli olan hepsine güvenebilecek olmandır. Benim sadece Berrak'a güvendiğimden olsa gerek diğerlerine kanım hiçbir zaman kaynamadı. Bana göre tek gerçek Berrak'tı.

  Yanıma oturan kız zaten hayattan bezmiş biriydi. Hiçbir zaman biriyle konuştuğunu görmedim, her zaman kantine gider, tek başına oturur bir şeyler içip sınıfa dönerdi. Sınıfta da teneffüste genel anlamda kafasını sıraya dayar kapüşonunu başına geçirir ve uykuya dalardı. Animeci biriydi, her zaman bol ve siyah giyinirdi. Müdürün bir sürü kez bitmek bilmeyen ikazlarına rağmen hâlâ forma giymeyi reddediyordu. Saçlarının birazını mora boyatmıştı ve saçları kısaydı. Seyrek olmasından ötürü daha da hoş bir havası vardı. Öndeki perçemi gözlüğünün camına değiyordu, onun bile bir havası vardı. Yanımdaki kıza hayrandım ama adını bile bilmiyordum. İşin garip yanı neredeyse 4 yıldır yan yana oturuyorduk. Ama her zaman unutuyordum adını.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 25, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DOLUNAY-1 (Sıfırdan başlamak)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin