New York, 11.45
Tekerlemeye benzer bir ninni var ya hani, belki ninni değil de çocuk şarkısıdır, bilmiyorum. Hepimiz biliyoruz bu eski melodiyi. Eminim ki hepimiz bağıra bağıra söyledik bunu ilkokul sıralarında. O zamanlarda bu şarkıyı söylerken her şey normaldi. Çocuk aklı, ne anlatıldığına dikkat etmeden söylüyorduk işte "Daha dün annemizin, kollarında yaşarken; çiçekli bahçemizin, yollarında koşarken." Ben de sürekli söylerdim bunu. Ne güzel bir şarkı, tüm arkadaşlarım da biliyor. Hep beraber söylüyoruz.
Şimdi fark ediyorum bazı şeyleri. Şarkıda dediği gibi annemin kollarında hiç yaşamadım aslında. Annemin tek yaptığı bana emirler yağdırmak ve üzüldüğünde gelip bana anlatarak babamı, arkadaşlarını ve kendi ebeveynlerini kötülemekti. 13 yaşındaki bir çocuğa derdini sormak yerinde kendi dertlerini anlatmak çok yanlıştı. Çünkü bana anlattığı şeyleri anlayacak bir yaşta değildim. Hiçbir zaman da olmadım. Çünkü her seferinde hatalı olarak annemi buluyordum. Hala da hatalı olan o benim gözümde. Akıl almayacak şeyler söylerdi bana ve ben babamın yüzüne bile bakamazdım, konuşmazdım annemin arkadaşlarıyla. 13 yaşındaki bir çocuğun psikolojini bozmak için yeterdi de artardı bile.
Bu yüzdendir, pek yaklaşmam insanlara. Bana temas edilmesinden nefret ederim ve en yakın arkadaşıma en son sarıldığımda 12. yaş gününde ona hediye vermiştim sanırım. Yaşıttık biz. Asla içtenlikle sarılmadım insanlara. Güvenli hissedemedim. Beni kollarına alan bir annem olmadığından kimsenin kolları arasında güvenli hissedemedim sanırsam. Yanlış anlaşılmasın, ağlamak için bir omuza ihtiyacı olduğunda sarılırdı bana. Benim ihtiyacım olduğundan değil de kendi ihtiyaç duyduğundan.
Yollarında koştuğum çiçekli bir bahçemiz de olmadı bizim. Sadece bir defa taşındığımızı hatırlıyorum ve o da sadece yan mahalleye taşınmamızdı. Mahalle demem doğru olur mu bilmiyorum, caddenin hemen dibinde olduğumuzdan sokağa hiç çıkmadım. Sokağa çıkmayınca nasıl arkadaş edinebilirdim? Ne kreşe ne de anaokuluna gönderdiler beni. Bakıcım vardı bir tane ama hiç hatırlamam kendisini. O da çıkarmazmış beni dışarıya. Çocuk yüzü görmedim hiç ilkokula kadar. Haliyle yeni insanlarla nasıl tanışacağımı da öğrenemedim. Yaşamın ne olduğunu göstermemişler bana ilkokula başlayıncaya kadar.
Okula başladım ne güzel. Bakıcım işi bırakmış. Çok da severmiş beni kadın. Fakat o da hamile kalınca bakamamış bana. Sonra apar topar benim tüm eşyalarımı toparladılar ve bir bakmışım büyükannemin kapısında, annemin bacaklarına sarılmış yalvarıyorum beni bırakmasın diye. Bıraktı. Sonrasında beni her ziyarete geldiğinde yine aynı sahneyi tekrarladık kapıda ama nafile. Bıraktı beni. 50 yaşındaki bir kadın nasıl bakardı küçük bir çocuğa? Eskilerden gelen alışkanlıklarını benim üzerimde uygulamaktan da asla çekinmedi.
O zamanlarda yeni bir korku edindim. Karanlık. Biliyordu büyükannem korkularımı. Acımadı da bana. Kilere kilitledi beni defalarca ve ben her seferinde oradaki canavarlara yem oldum. Canavarlar beni tükettikçe tüketti. O küçük ve karanlık kilerde öldüm ve büyüyemedim. Belki de ruhum yok olduğundan arkadaş edinemedim. Şimdi 20 yaşındayım ve hala yalnızım. Derdimi anlatabileceğim bir insan yok aslında. Sadece içiyoruz ve eğleniyoruz. Onlar anı yaşarken ben o anın içinde yok olmaya devam ediyorum.
"Şu gelen aşko bizim makineli tüfek Taehyun'a benzemiyor mu lan?" Jake gözlerini kısmış ve benim girdiğim hali kabullenememiş bir şekilde gerçekten de kim olduğumu anlamaya çalışıyordu. Benim gözlerimi devirmemle beraber Yedam'dan ensesine tokat yemesi de bir olmuştu. "O zaten, aptal." Jake sanki gözlerine inanamıyormuş gibi ellerini iki yanağına koymuş ve bademciklerini görebileceğim kadar açmıştı ağzını. Yedam da benim gibi gözlerini devirmiş ama masada oturan ve sohbet eden Sunghoon, Jungwon ve Jooyeon beni fark etmemişti bile. Masaya ulaşınca Jooyeon'un yanındaki sandalyeyi hızlıca çektim ve onun irkilmesine neden olduktan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi oturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
diet mountain dew, tg
Fanfictionşimdi ağırdan ve cesurca sevişebilir miyiz? taegyu! 13112022-26012023 all rights reserved - astria