given, hyunlix

fluorescent adolescent

Jisung arkadaşlarıyla birlikte terasta sigara içiyordu. Arkadaşları korkuluklara yalanmış bir şekilde aşağıyı izliyor, birileri hakkında konuşuyordu.

"Ah, şuna bak."

"Bizim amatör mankeni mi diyorsun?"

"Evet, bizim üniversitenin kraliçesi. Sevimli gözüküyor aslında ama eminim yanına yaklaşması zor biridir."

Jisung kafasını çevirerek arkadaşlarının baktığı yere bakmaya başladı. Hyejin'di bahsettikleri kişi. Hyunjin'in ablası, üniversitelerinin güzel kızı.

"Ne yapıyor o, baksana saçlarını düzeltiyor."

Hyejin duraksamış ve eliyle saçını düzeltmeye başlamıştı. Üzerini de hafifçe düzelttikten sonra gülümseyerek hızlı adımlarla ilerledi.

Minho ve bir arkadaşı yolun kenarında ders hakkında bir şeyler konuşuyordu, Hyejin ona seslenerek yanına gitti. "Minho!" Saçlarını kulağının arkasına sıkıştırarak gülümsemişti aynı zamanda.

"Oha, tatlı da olabiliyormuş. Baya tatlı hemde. Demek ki kitabı kapağına göre yargılama sözü gerçekmiş."

Jisung onlar konuşurken, bu sahne yüzünden kendinden geçmiş gibiydi. Yüzü oldukça tuhaf bir hal almıştı.

"Jisung? Jisung iyi misin ya? Yüzün ne biçim oldu, tuhaf gözüküyorsun. Ucube gibi..."

Arkadaşları endişeyle ama aynı zamanda dalga geçerek konuşurken Jisung hiç oralı olmamıştı. Aklı, Hyejin ve Minho'ya sergilediği flörtöz davranışlardaydı.

Kafası karmakarışık olan çocuk kendine gelmeye çalışırken, Hyejin ve Minho üniversitenin otopark kısmına gelmişti. Minho motorunun üzerinde, elinde kaskıyla kızı dinliyordu.

"Yani, yakın zamanda konseriniz falan mı olacak? Hyunjin uzun zamandır ilk kez böyleydi. Yani eski enerjisiyle, isteğiyle çalışıyordu. Onu yemek için çağırdığımda gelmedi bile, bir şeyler üzerine çalışıyordu."

"Öyle mi?" Minho bir an Felix'i düşündü. Onu ve Hyunjin'in üzerindeki etkisini. "Evet, olabilir. Biraz istekli."

Kız kafasını olumlu anlamda salladı. "Eğer konser verecekseniz beni de çağırın demek istemiştim sadece. Sizi dinlemek istiyorum."

Aslında daha çok Minho'yu görmek ve onu dinlemek istiyordu. Nasıl olsa kardeşini evde bolca dinliyordu.

Minho onu onaylayarak motorunu çalıştırdı ve otoparktan çıktı.

...

"Hyunjin! Günün en sevdiğin aralığındayız, öğle yemeği! Uyan hadi!"

Yeonjun sınıf kapısının önünde sırasında uyuyan Hyunjin'e sesleniyordu. Taehyun da kolunun altındaki basket topuyla yanında, Hyunjin'in gelmesini bekliyordu. "Öldü galiba o." diyerek dalga geçti.

Son zamanlarda aklının başka yerlerde olduğunu ve eskisinden daha bile fazla uyuduğunu fark etmişti sınıf arkadaşları.

Sınıf arkadaşları Yunhee oturduğu yerden, Hyunjin ve kapının önünde bekleyen Yeonjun'la Taehyun'u izliyordu. Hyunjin'e yakın bir sırada oluşunu bahane edebileceğini düşünerek heyecanla kalktı, eteğini düzeltti. "Ben onu uyandırırım!"