Merhaba. Küfür içerikli sahneler olacaktır. Hoşlanmayanlar okumayabilirler. Yazım hatalarım olabilir bunları maruz görün. Öpüldünüzzz.
•••
"Nasıl vurdun kızım sen manyakmısın yaa" diyen sılaya sinirle döndüm. "Kızım sen gerizekalı mısın?"diye sordum. Cidden gerizekalı olabilirdi bu kız. "Vurmasaydın keşke"dedi kafasını eğerek. Ha? Pardon? "Adam sana orospu demediği kaldı farkında mısın?" Dedim. Böyle şeylerde bazen susması beni o kadar deli ediyordu ki kuzenim olmada evden dışarı atacaktım.
Yarım saat önce sılanın patronu -bu olaydan sonra eski olan- onu bir güzel fırçalamış üstüne üstlük onu pis diliyle kirletmeye çalışmıştı. Buna susamazdım. Kim olsa susmamalı. Susmadım da. Sözde erkekliğine tekme attım diye ben kötü oluyorum. İşini güzel yapamadı diye kötü ithamlarda bulunman mı gerekti. Hak etti.
Karşımda sılanın gözleri dolduğunu görnce kendimi kötü hissettim. Kelimelerimden üzülmüş olabilirdi. "Üzgünüm öyle demek istemedim" deyip ona sarıldım. Karşılık verdi. Bir süre yatağın üstünde birbirimize sarılı kalmıştık. Ayrıldım. Morali yerine gelsin diyerekten "Ama nasıl koşuyorduk yakalanmamak için"deyiverdim. Üstüne üstlük adamın şöförü bizi kovalamıştı. Hahaha eğlenceliydi. Güldü ve ekledi. "Üstüne üstlük koca kaldırım taşı fırlattın arabasına gökçe." Deyip güldü.
Annemin odamızın kapısına sertçe vurmasıyla gülüşmelerimiz durdu. "Kız ben sizin saçınızı başınızı yolmazsam. Açın şu kapıyı bide kilitlemişler." Annemin telefonunu açmadığımız için dayak yiyecektik. Harika!
Sıla yavaşca kalktı ve kapının kilidini açıp koştur koştur arkama geçti.
"Siz nerdesiniz 10 saattir? He" diye hem bağırıyor ben terlikle vuruyordu. 20 yaşındaydık ve hâlâ terlik yiyorduk. "Saat kaç oldu? Telefonlarımı açmamanızın sebebi ne?" Diye kızıyordu. Bir yamdan ona da hak veriyordum. Saat 12 oluyordu ve biz telefonunu açmayıp gizliden eve girmiştik. Kapıdan değil, tabikide balkondan.
"Anam, ahh canım anam bak açıklayabiliriz."dedim. Annemden kolay kolay birşey saklamazdık. İkimizde bilirdik bu mahallede illa bi görenin olacağını. Yerinde kulağı var derdi annem o misali.
Durdu ve karşımıza geçti. Elleriyle önce başörtüsünü halaylık yapıp ardından bir elini beline bir eliylede terlikle tehditkâr bakışlar atıyordu.
Olayı kısaca özet geçtik. Bu esnada annem biz bakıp dudaklarını ısırıp sağa sola kafasını sallayıp vah vah bakışları atıyordu.
"Kızım bağırsaydın ya mehmet abine hemen gelirdi o hadsizin yanına."dedi. Mehmet abi yan binamızda oturan namı tüm mahallede olan bir abimizdi. Ağır abiydi kendisi. Mahallesini korur kollar çocuklara gözü gibi bakardı. Malum insanlık sadece kelime üzerinde olduğu için kimseye güven yoktu.
"Yoktu anne orada. Biliyorsun o mahalleye tek tük geliyor." Dedim. "E sizin ne işiniz vardı peki orada"eveeettt şimdi sıçtık. Hadi bakalım. Nasıl diycem Sıla'nın sevgilisinin yanına gidiyorduk diye.
Sıla hemen atladı. "Valla teyzoşum arkadaşıma kıyafetimi vermiştim ondan oraya almaya gidiyorduk."dedi yutkunarak. "Ama alamadık."diye ekledim.
"Siz bi boklar karıştırıyorsunuz ama bunun kokusu yakında çıkar." Dedi. Ve çıkmadan önce de ekledi. "Pasaklılar önce şu makyaj masanızı bi düzeltin."dedi. Klasik anne işte. Bizde gülüştük. Annem allahım sen sabır ver dercesine ellerini yukarıya kaldırarak dua edip çıktı.