Okul ~

63 2 1
                                    

Eskiden rengarenktim ,sanırım her şeyi tattığım için. Şimdi ise bembeyazım. Ne pembe hayallerim, ne mavi eğlencelerim, ne kırmızı tutkularım, ne de siyah hatalarım var . Bembeyazım ,Saf ve temiz .Ama hatırladıkça renkleneceğim. Zaten başka türlü renklenecegimi düşünmeden kafayı sıyırmamam mümkün değil.

Hastane odasını temiz hava doldurduģundan beri düşünüyordum. Ecrin'in getirdiği düz kot pantalon ve beyaz baskılı t-shirt yanı başımda giyinilmeyi bekliyordu ve ben hala düşünüyordum.

Kapı açıldı ve Ecrin'in sesiyle irkildim. "Sen hala giyinmedin mi?" Dedi . Ardından neşeli bir sesle "Şu lanet olası hastaneden bir an önce çıkalım. Hızlan lütfen" sesi emreder gibi çıkmıştı. Sanırım istediklerini bu tatlı ama ölümcül ses ile yaptırıyordu. Hastaneden bir an önce çıkmak istediğimden sesimi çıkarmadım. Yavaşça ve alçıma dikkat ederek tişörtümü giydirdikten sonra odadan çıktı. Bir kaç dakika bile olsa dik bir şekilde durmak beni yormustu.

Elimden geldiği kadar hızlı bir şekilde pantalonumu giydim ve Ecrin'in dediği kadarıyla -Hatırlayamadığım- abimin dün gece getirdiği çantaya kazayı cam kırıklarıyla atlatan cep telefonumu ve içinden çıkan uyurken giydiğim kıyafetleri içine koydum . Çantayı kapattıktan sonra alçı olmayan koluma taktım ve yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim. Kapının önünde durduğumda kafamı hafifçe çevirip odaya son bir bakış attım. Bir daha uzun bir süre boyunca hastane odasına -zorunluluk dışında- gelmeyeceğim aşikardı . Önüme döndüm ve tam kapıyı açacakken Ecrin'in hastane koridorunda yankılanan sinirli sesini duydum . Yaptığımın yanlış olduğunu bile bile kapıyı hafif aralayıp je dediğini duymaya çalıştım.

"Yiğit, sen ne kadar anlamaz bir çocuksun ya ? Bir daha Alya'nın yakınında bile bulunma. Ya sen kendini ne sanıyorsun? " duraksadı ve sinirle saçını çekiştirmeye başladı. Devam etmeden önce sakinleşmek için bekledi ancak konuştuğu zaman sesi öncekinden de nefret dolu çıkmıştı.

"Bu Alya'yı son görüşün. Daha fazla zorlamadan şimdi onla vedalaş ve git."
Yiğit'in gözleri öfkeyle parladı. Ecrin'e doğru bir adım attı ve kolunu sertçe kavradı. İçinde bulunduğum odanın kapısına doğru baktı. Fakat ondan daha hızlı davranarak beni görmeden önce kendimi geri çekmeyi başardım.

Gözü bulunduğum yerde biraz daha oyalandı, ardından Ecrin'e döndü ve devam etti. "Bana bak Ecrin Gündoğdu. Sakın ama sakın bana sesini yükseltme! Hele salak saçma emirler vermeyi deneme bile! Alya'yla yeni bir başlangıç şansımız varken bunu mahvetmene izin vermemi mi bekliyorsun?"

Yiğit'in sesindeki tondan korkmuştum. Konunun benimle ilgili olduğu çok belliydi. Bir an için kararsız kaldım.
Dinlesemiydim? Dinlemesemiydim?
Ecrin ya da Yiğit benden bir şey saklıyordu. Belki de ikisi birden. Kısacık bir an için, Ecrin'in cevabını merak ettim. Belki de o cevap, çoğu şeyin yerine oturmasını sağlayacaktı. Ancak fikrin cazipliği, ne yazık ki, suçluluk duygusunu bastırmıyordu. Daha fazlasını duymak istemediğime karar verince aralık olan kapıyı çektim ve onları dinlediğimi belli etmemeye özen göstererek ilerledim.

Yüzlerine bakmıyor, yürüdüğüm koridoru izliyordum ancak onların bana baktığını hissedince kızardım.
Ecrin yüzündeki sinirli ifadeyi, gözlerine kadar ulaşamayan bir gülümsemeyle değiştirince sakince konuşmaya başladı.

"Ne kadar da hızlı giyinmişsin."
Sesindeki gerginlik onları dinleyip dinlemediğimi soruyor gibiydi. Yavaşça başımı kaldırdım ve Ecrin'e dönerek cevapladı.

"Alçı biraz yavaşlattı tabi ama elimden geldiği kadar hızlı giyinip hemen çıktım." Ecrin ve Yiğit'in yüzündeki bariz rahatlamayı görünce istemsiz bir şekilde kaşlarımı çattığımı fark ettim. Yiğit yavaş yavaş sertçe yumruk yaptığı elini çözüyor, Ecrin'in ise belirgin şah damarı kaybolmaya başlıyordu. O an, onların ne kadar rahatladıklarını görünce içimden ' keşke devamını da dinleseydim ' düşüncesini geçirmedim değil doğrusu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 13, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin