Canlılığın başlangıcı; insanlık tarihi boyunca tartışılan, sayısızca inanca ve düşünceye sahip bir konudur. Bu konu, canlılığın nasıl başladığı ve başlangıcından bu yana nasıl bir çizgi izlediği hakkında insanların çeşitli fikirleri sayesinde köklü bir yapıya sahip. Yaşamda bir "başlangıç" düşüncesi, tümdengelimler ile köklü bir öznelliğe gitmiştir.
Tam da bu noktada bilim; evreni ve içindeki her bir mekanizmayı, her bir yaşam faaliyetini, evrenin kendine seçtiği her bir kanunu sayısızca daldan inceler. İncelenen her bir konu hakkında oldukça kapsamlı çalışmalar yapılır ve bu çalışmalar deney yoluyla gözlemlenerek çürütülmeye çalışılır.
Bunun sebebi; örneğin sizler "bütün kuşlar sarı renklidir" şeklinde hazırlamış olduğunuz bir hipotezi doğrulamaya çalışıyorsunuz. Etrafınızda görebildiğiniz bütün kuşların renginin sarı olduğunu gözlemlediniz diyelim. Fakat gözlemlerinizin devam ettiği bir süreçte "sarı renkte olmayan" tek bir tane kuş görmüş olmanız, kuşlar hakkında yapmaya çalıştığınız bu hipotezi çürütür.
Buradan varılacak düşünce ise ortaya koyduğumuz her bir hipotez için kanıtlamaya çalışmak yerine onu çürütmeye çalışmamız gerektiğidir.
İşte bilim bu yüzden değişkenlik gösterebilir. Ortaya konulan hipotez çürütülünceye dek geçerlidir lakin bu hipotez, öne sürülmüş yeni bir hipotez sayesinde hatalı kalacak şekilde bir gelişme göstermiş ise yeni hipotez bilimin yeni yüzü olmaya layık görülür (ta ki yeni bir hipotezin son hipotezi çürütülmesi keşfedilene kadar).
Bu kitapta kendisinden fazlasıyla söz edeceğimiz Charles Darwin, işte bu tümdengelimlerin köklü uzantısına devrim yaptığı keşifi; 24 Ekim 1831 tarihinde çıktığı deniz yolculuğunda topladığı sayısızca canlı türünü, fosilleri ve gözlemlediği her önemli detayı kayıt ederek 1836 yılında biten deniz macerasının ardından yaptığı çalışmalar ve aldığı yardımlar sayesinde temellerini attığı evrim teorisine kahraman olmuştur.
(Darwin, Beagle ile keşif yolculuğunda..)
Canlılığın başlangıcını araştırma maceramız, Titanik'in çarptığı buz dağının suyun altında bulundurduğu kütlesi ve göründüğü kütlesi misali ağır ve bir o kadar zor bir yolculuk olacak. Adım adım ilerleyerek canlıların yapı birimlerini, kendi organizmalarındaki faaliyetlerini ve ek olarak "daha karpuz kesecektik" dercesine bu konuları tatlandıracağımız alt başlıklar ile birlikte ilerleyeceğiz. Hepinize keyifli okumalar diliyorum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVRİM VE BİYOLOJİ
Non-FictionHiç ara sıra etrafınızdaki canlılara bakıp;içlerinde nasıl bir sistemin işlediğini, her canlının aynı yapı maddelerini kullanmasına rağmen farklı sistemlerinin olduğunu, ilk canlıların varoluşundan bu yana bu gün de aynı sistemde ve aynı şekilde yaş...