Etrafımıza baktığımızda gördüğümüz kediler, köpekler, kuşlar, böcekler, çiçekler ve hatta biz insanlar gibi birçok yaşamın nasıl bir sistemle döndüğünü, nasıl bir düzenle canlılığını devam ettirdiğini düşünelim. Bütün canlılar, varoluşlarını devam ettirebilmek için "enerjiye" ihtiyaç duyarlar.Bu enerjiyi elde ettiğimiz sürece onu tüketene kadar zinde kalır, bir noktadan sonra bedensel olarak güçsüz düşmeye başlarız. Aldığımız enerji tükenince ise tekrardan enerjiye ihtiyaç duyarız ve bunu beyinimize sinirlerimiz vasıtasıyla iletiriz. Enerjinin tam olarak ne olduğu hakkında sonraki bölümlerde detaylıca konuşacağız. Peki varoluşlarını devam ettirmek için enerjiye ihtiyaç duyan, kendine özgü bir sistemi olan ve neslini devam ettirebilen en küçük "yaşam" nedir?
"Yaşam üzerinde yalın ve gerçek olan şeyler üzerinde duracaksak hücre ile başlamalıyız. Çünkü hücre her biçimiyle yaşamın en küçük örgütlenmiş yapısıdır.
Hücreden daha basit hiçbir canlı yoktur ve hiçbir canlı, hücre aşamasından geçmeden karmaşık bir yapıya ulaşamaz"
Birçok hücre gözle görülemeyecek kadar küçüktür fakat bir mikroskopla veya iyi bir büyüteçle rahatlıkla görülebilirler. İşte böylece küçük bir yapı, yaşamın en basit örgütlenmiş canlılık örneğidir. Hücrelerin kendi içlerinde kimi zaman karmaşık yapıda, kimi zaman düzenli yapıda sistemler bulunur.
Düzenli yapıda bulunan hücreler; kendi içlerinde bir çekirdeğe, her birisi kendi görevini düzenli olarak yerine getirmek üzere bulunan organellere, bir hücre duvarına (çeperine) ve hücre içerisinde kalan kısım olarak adlandırılan sitoplazmaya sahiptir. Bu şekilde düzenli yapıda bulunan hücreler "ökaryot" hücreler olarak adlandırılırlar. Aynı zamanda ökaryot hücrelere nazaran oldukça düzensiz ve karmaşık yapıda yaşamsal faaliyetlerini sürdüren hücrelere ise "prokaryot" hücreler denir. Prokaryot hücreler kendi içlerinde çekirdeksiz, organelsiz (bunun yerine yaşamsal faaliyetler için gerekli işleri yapan enzimler kullanılır) bir yapıya sahiptir.
Ökaryot hücreler kendi içlerinde yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için farklı görevlere ayrılmış organellere sahiptirler. Bunlar; hücre için gerekli enerjiyi üretir, bu enerjiyi depolar, salgı maddeleri üretir ve hatta büyük yapılı besinleri parçalayarak kullanıma hazır hale getirirler. Bu muhteşem işleyiş ve düzen prokaryot tipi hücrelerde bulunmamaktadır. Biraz önce parantez içerisinde belirtmiş olduğum gibi, prokaryot hücreler yaşamsal faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için gerekli işleri düzenli olarak yapacak organeller yerine belirli enzimleri kullanarak yaşamlarına devam ederler. Enzimler için de ek olarak bir başlık atıp daha sonra bu konuya uzunca değineceğiz.
Anlaşıldığı üzere hücreler her ne kadar "yaşamın en küçük örgütlenmiş yapısı" ve bir o kadar basit bir sistem halinde olsalar da kendi içlerinde çeşitli farklılıkları ve gene belirli düzenlerde işleyen mekanizmalarını görmek mümkündür. Biraz önce hücrelerin kısaca yapısından bahsetmiştik. Hücrelerin yaşamsal faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için gerekli organelleri (makineleri) , bu makineler yoksa onların yerine yaşamsal faaliyetleri devam ettirebilmek için bulunan belirli enzimleri, bir çeperle (duvarla) sarılı olduğunu ve içerisinde kalan kısımın sitoplazma olarak adlandırıldığını öğrendik. Basit olarak gördüğümüz bu en küçük yaşam örgütü bizlere bir şehiri ve o şehirde bulunan fabrikaları, böylece o şehirde üretilen gıdaları ve sınır çizgisi ile kendine ait bir alanının olduğunu anımsatabilir. Bu şehirde nasıl ki bir vali olacağından ve bu valinin emirleriyle faaliyleterin süreceğinden ve düzenin bir yönetici tarafından sağlanacağına eminsek hücreler için de mutlaka durum böyledir. Bunca organeli, organellerin kendi içerisinde yaptığı düzenli faaliyetleri ve dış dünyadan besin alışverişi gibi birçok konuyu, kısaca bir hücreyi yöneten ve bu sistemlere emir vererek işleri düzene sokan, bir nevi insandaki beyin gibi merkezi bir yapı olmalıdır. Hücreler gibi basit bir yaşam formülünde dahi faaliyetlerini sürdüren bu yapılar, hücrenin sitoplazma bölgesi, hücrenin dışarıdan besin alıp verdiği por adlı çeperde bulunan delikler gibi birçok yapı, merkezi bir sistemden gelen emirler ile birlikte ilerler.
Görülebildiği üzere oldukça basit bir ökaryot hücre şeması (ökaryot hücre olmasının sebebi prokaryot hücrelerde çekirdek bulunmamasıdır. Böylece basit bir örneklemeye bakarak bile hücrenin iç yapısındaki düzeni bilebiliriz). Az önce verdiğimiz örnekte hücrelerin bir bilgi sahibi olduğunu söylemiştik. Daha doğrusu canlılık için basit olarak görülse dahi oldukça düzenli bir sistem içinde yaşamsal faaliyetlerine devam edebilen hücreleri yöneten bir vali olacağından söz etmiştik. Valiler, yönettikleri şehirlerini ve bu şehirlerdeki fabrikalarını tabi ki de sahip oldukları "bilgi" birikimi ile yönetirler. Akıllarında yer edinen bilgileri toparlar ve ardından bu soyutlukları faaliyete dökerler. Hücrelerin içerisindeki bu sistemleri de yöneten bir yapı olduğunu belirtmiştik. Bu yapının da hücrenin farklı bölgelerinde yer alan organellere veya enzimlere yapılması gereken belirli durumları iletebilip düzen içerisinde yönetebilmesi için aynı bir vali gibi "bilgiye" ihtiyacı vardır. Hatta bu "bilgi" parçaları birleşerek bir kodu, bu kodlar birleşerek bir mesajı, bu mesajlar ise birleşerek valimizi oluşturabilir. Uzun zamandır bahsettiğimiz bu "bilgi" ye DNA deriz.
Deksribo Nükleik Asit veya kısaltımıyla DNA; tüm organizmaların ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için
gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir.DNA'nın başlıca rolü bilgiyi uzun süre saklamasıdır. Böylece DNA'sıyla birlikte hücre; yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için gerekli bilgi ve talimata, bu talimatları uygulayabilecek enzim veya organellere,elde edilen besinleri kullanarak enerjisini üreten ve daha birçok sistemle yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilen en küçük yaşamdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVRİM VE BİYOLOJİ
Non-FictionHiç ara sıra etrafınızdaki canlılara bakıp;içlerinde nasıl bir sistemin işlediğini, her canlının aynı yapı maddelerini kullanmasına rağmen farklı sistemlerinin olduğunu, ilk canlıların varoluşundan bu yana bu gün de aynı sistemde ve aynı şekilde yaş...