1

73 12 28
                                    

***

Jungkook, sabah uyandığında çok heyecanlıydı. Yeni bir okulun ilk günüydü, üniversiteye başlamıştı ve bunun için çok mutluydu. Kalkar kalkmaz üstünü giyinip okuluna hazırlanmıştı.

Korkuyordu. O okulda tanıdığı hiç kimse yoktu, bu onu daha çok tedirgin ediyordu.

Jungkook'tan

"Hadi in, oğlum." Arabadan inmek için kapıyı araladım. Okulum devasa büyüktü ve sanırım dersler şuan da boştu, herkes bahçedeydi.

Okula girdiğimde birisi beni karşıladı.

"Merhaba, Jungkook'tu değil mi? Ben Yoongi, bu okulun başkanıyım. Okulu gezmene, başkan yardımcısı yardımcı olacak. Tuhaf gelmiş olabilir. Bu, okul gezdirme fikri bizden değil, müdüreden çıktı. Senin yeni kişi olduğunu da anladım çünkü seni daha önce hiç görmedim," dedi Yoongi denilen çocuk. Adımı nereden biliyordu? Benimkide soru, müdüre sayesinde tabii.

O sırada yanımıza birisi geldi. "Yeonjun ben, başkan yardımcısıyım. Gel sana okulu gezdireyim. İlk önce sınıf şubeni öğrenelim tabii," dedi, adının Yeonjun olduğunu öğrendiğim başkan yardımcısı. Elini sırtıma koyarak beni yönlendirdi. "Sınıf şubeni öğrenmek için şu taraftan gideceğiz," dedi ve beni okula doğru ilerletti.


Okula doğru adımladık, içeri girdik. Bir  kapının önüne geldiğimizde, Yeonjun denilen çocuk kapıyı tıklattı. Birkaç saniyenin ardından içeriden 'Gir!' diyen bir kadın sesi işittim. Yeonjun içeri girip bileğimi tuttu ve beni, kadının karşısındaki koltuğa oturttu.

"Sorun nedir?" diye sordu kadın.

"Biz, Jeon Jungkook'un şubesini öğrenmek için geldik." Müdüre olduğunu anladığım kadın, kafasını aşağı yukarı salladı ve masasının üstündeki bir dosyayı eline aldı.

"Jeon Jungkook..." Dosyanın içinden bir kağıt çıkardı müdüre. Gözlerini bana çevirdi. "On sekiz yaşındasın, değil mi?" dedi.

"Evet," diye onayladığım esnada ofisin kapısı iki kez tıklatıldı. Müdüre, içeri gelmesi için onay verdi ve içeriye esmer tenli, yapılı bir çocuk girdi.

"Ben ödevleri teslim etmek için gelmiştim, müsaitsinizdir umarım?" dedi esmer tenli çocuk.

"Sorun yok, verebilirsin," diyerek onayladı onu, müdüre.

Esmer tenli çocuk, zımbalanmış birkaç kağıdı müdürenin masasına bıraktı. Tam o sırada, "Sınıf şuben C, Jungkook," dedi müdüre bana dönüp. Başımı onaylar anlamda salladım.

Esmer tenli çocuk, kağıtları bırakıp gideceği sırada, müdürenin söylediklerine şaşırmış gibi, "C şubesi mi?" diye soludu.

"Hımhım... Taehyung, senin ilk senen şuben C idi, sınıfın yerini biliyorsun. Bu yüzden bu görev senin, Jungkook'a okulu gezdir lütfen." Müdüre konuşmasını bitirince gözlerimi şaşkınlıkla irileştirdim.

İsminin, Taehyung olduğunu öğrendiğim çocuk, üst sınıflardan mıydı yani?

"Ah... Pekâlâ hocam," dedi Taehyung kalın sesi eşliğinde.

"Çıkabilirsiniz çocuklar." Ayağa kalktım, Taehyung'la göz göze geldim. "Gidelim," dedi. Anladığım kadarıyla beni sevmemişti, geç ve isteksiz cevap veriyordu. Yine de kötü düşünmek istemiyordum.

"Şey, okulu kendim gezebilirim sorun olmaz." Fısıltıyla konuştum, müdürenin duymaması için. Bana katlanmak zorunda değildi.

"Sorun olur, gel," dedi otoriter bir ses tonu ve fısıldamayla. İstiyor muydu yani?

Yanına ilerledim, o da kapıya doğru ilerledi, açtı ve çıkmamı bekledi. "Hadi." Dışarı çıktım ve onun da çıkmasını bekledim.

"Nereyi gezmek istersin?" diye sordu gözlerini bana çevirmeden. Derin bir nefes aldım. "Gerçekten gerek yok, sınıfa gitmem yeterli olur,"

Ardımızdan, Yeonjun da çıkarken, müdürenin "Yeonjun, sen kal ve kitapları dizmeme yardım et," dediğini duydum. "Ah, tamam hocam. Her neyse size iyi gezmeler, görüşürüz," dediği an içeri geri girdi.

"Şey, sınıfa-" Sözümü kesen, kalın sesini duymam oldu. "jeon. Gel gezelim işte, ne olacak?" dedi. Bir şey demek için dudaklarımı araladım fakat anında bundan vazgeçtim. Benden soğumasını istemiyordum.

Bir şey söyleyeceğimi fark etmiş olacak ki, "Sorun ne? Eğer gerçekten gezmek istemiyorsan sınıfa gidelim," dedi ve gülümsedi. Tanrım, gülüşü çok güzel.

"Okuldaki kimseyi tanımıyorum ve sanırım yeni geldiğimi bilenler bana bakıyor, tıpkı benim gibi beni tanımadıkları için. Rahatsız edici," dedim ve titreyen sesime lanet okudum. Lütfen dalga geçmesin...

"Başkalarını umursama, sorun yok. Ayrıga madem öyle sınıfa gidelim? Bu arada ben, Kim Taehyung." Kim Taehyung.

"Jungkook ben de, Jeon Jungkook," dedim karşılık olarak. Elini uzattı, uzattığı elini tuttum. El sıkıştık. "Memnun oldum Jungkook, sınıfının yerini göstereyim." Elini geri çekti ve ilerlemeye başladı.

Birkaç dakikanın ardından bir sınıf kapısının önüne geldik. "Sınıfın burası. Vay canına, eski sınıfım. Özlemişim," dedi mutlu bir heyecanla. Bana doğru dönüp, "Tanıdığın birileri var mı okulda?" diye sordu. "Bildiğim kadarıyla hayır, yok," diye mırıldandım.

"Hımm, o hâlde boş derslerde yanıma gelebilirsin. Sınıfımın şubesi A, yukarı katta," diyerek göz kırptı. Kaşlarımı havalandırdım ve tebessüm ettim.

Gitmeden önce, "Görüşürüz," dedi.

Gitmeden önce, "Görüşürüz," dedim.

Arkasını döndü ve ellerini cebine yerleştirerek adımladı. Sınıfa girmeye hazırlandım.

Huh...! Başlıyoruz...

***

Merhabaa!!! İlk kez kitap yazıyorum. Kötü olmuş olabilir, bunun için özür dilerim<3

706 Kelimelik bir bölüm oldu.

Diğer bölümler çok daha uzun olacak, umuyorum ki.
Oy ve yorumlarınızı heyecanla bekliyorum. Yakında görüşürüz!!!

University | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin