6. Bölüm: Sebebi... [ -2-]

14 1 0
                                    

Devam ediyorum... Hadi bakalım, umarım bu sefer de öyle çok uzun olmaz. Dediğim gibi kısa kısa yazmak istiyorum.


6. Bölüm;
"Zorundaydım..."

Yatakta dikleştim, bunları düşünmek istemiyordum ama her biri gözümde canlanıyordu... Şimdi de aklıma birkaç ay önce İstanbul'a gittiğimde olanlar geliyordu... Bu sefer gözlerim doldu, sadece öfke değil. Güçsüz olduğum, yapacak birşeyim olmadığı, bir aptala dönüştüğüm için gözlerim dolmuştu. Ağlamaktan nefret eden ben... Sürekli ağlıyordum bu yıl, 2022 bana uğursuzluk getirmişti. Başka birşey değil...





Haziran'dan sonra, karnemi aldığım gün hemen yengemlerin arabası ile yola çıktım ve İstanbul'a gittim. İnsanlar tatil için gittim sanıyordu... Ama sebebim bu değildi. Mina'yı, kardeşimi bir umut bulabilirim... Belki bir umut iletişime geçebilirim diye gitmiştim. Geçtiğim her yurtta, her okulda, her evde, her yerde onu aramıştım... Her yerde... Olabileceği yerlerin listesini çıkarmış araştırma yapmıştım, arkadaşlarını bulmaya çalışmıştım, belki eski evlerini ya da yurtları bulup ulaşırım diye düşünmüştüm. Dolaşacağımı ve yakında kalacağımı söylemiştim ablama... Ama aslında çıkıp bulamayacağımı bile bile geçtiğim her yolu ezberlemiş sokak sokak onu aramıştım. Yoktu.




İnternet üzerinden bakınmıştım... Bulamadım. Abisi ile iletişime geçmekte çözüm bulmuştum ama benden nefret ediyordu. Ne yaptığımı bilmiyordum ama ben de kendimden nefret ettim... Güçsüz olduğum, onu bulamadığım, yanında olamadığım, bu durumda tek kaldığı için, iyi bir abla olamadığım için kendime lanet ettim. Öyle bir lanet ettim ki değişmeye başladım. Girmediğim sitelere girdim, tanımadığım insanlara ulaştım, ablam aracılığı ile kız yurtları hakkında bilgi edindim, hastanelerin bazılarına gittim, bilmediğim yerleri öğrendim ve kayboldum... Ama bulamadım. İşe yaramazsın teki olarak gittiğim bu yerde hiçbirşey bulamadım. Kendimi uykusuzluğa alıştırdım, uyumadan uzunca durabilmeye başladım, telefonu kullanmamın tek bir amacı oluştu... Ama bunların hiçbiri işe yaramadı...


Bunun için gitmiştim İstanbul'a... Zorundaydım... Ama yine aynı adam oradaydı, bunu bile bile gitmiştim. Onu bulabileceğim bir yol varsa diye düşünüp gitmiştim... Ama yine tacize uğramıştım. Aptalın teki olduğum için, kendi aptallığı yüzünden çektiğim ceza gibi birşey olmuştu.







FLASHBACK !

Onun gerçek yüzünü biliyordum... Tacizci, sapık ve pisliğin teki olduğunu da biliyordum. Bu yüzden uzak durmaya çalışmıştım. Bu sefer olmazdı.
Önceki senelerin aksine o pisliğe laf yapıştırıp duruyordum. Kimse birşey demiyordu çünkü onların yaptığı şakalara benzer laf attığım için şaka sanıyorlardı... Yalnız kalmamaya çalışıyor, nefretle bakıyor ve nefretimi laf altından kusmaya çalışıyordum. 6. sınıfta küçük ve anlayamayan bir çocuktum, şimdi ise 16 yaşında öfke ve nefret ile gelişen bir kız. Abim de olabildiğince beni ondan uzak tutmaya çalışıyordu... Ama her zaman bunu başaramadık.

Salgın vardı, hasta olmuştum. Mide bulantısı, kusma, ateş gibi etkileri vardı. Önce küçük 2 yaşındaki yeğenim hasta olup iyileşmişti, sonra ablam ve ablamdan sadece 2-3 saat sonra ben. Yatakta yatmam gerekiyordu çünkü öyle berbat bir acısı vardı ki kötü durumdaydım. Karşı çıkacak ya da tepki verecek gücüm yoktu. O da fırsatını bulduğu gibi yanıma gelmiş, boynuma ve saçlarıma dokunmuş, sarılmış ve yanaklarımdan öpmüştü. Tepki verebilecek olsam kaçmak bile olsa birşeyler yapabilirdim ama tepki verecek durumda değildim.
Sonrasında gitmişti ve ben zaten olan mide bulantımla birlikte daha fazla dayanamamış istifra etmek için lavaboya gitmiştim. Gözlerimden yaş akarken işim bittiğinde tırnaklarımı yanaklarıma geçirerek yüzümü yıkadım. Abim destek olmaya çalışıyor, elimi tutuyordu... Sonrasında bir an önce iyileşmeye ve güçlü gözükmeye çalışmıştım...


Aradan birkaç gün geçtiğinde mutfakta bulaşıkları yıkarken arkamdan gelip sarılmış ve boynumdan öpmüştü... Boyundan öpmek mi ? Cinleri tepeme çıkartan ve son noktaya getiren şey buydu ama büyük bir tepki veremezdim... Buraya kardeşimi bulmaya gelmiştim ben, intikam almaya ya da cinayet işlemeye değil. Bulabildiğimi bulup zamanı geldiğinde gidecektim...
Sadece geri çekilip kaşlarımı çatarak bakmıştım... Mutfaktan ayrıldığında ise lavaboya gidip dokunduğu her bir yanımı sabun ile 7 kez yıkadım.
Gözlerimden yaş akmasına engel olamamıştım, zayıflamıştım. Biraz bile güçlü değildim, gücüm kalmamıştı...



Banyodan çıktığım iki seferde saçlarımı kuruturken bana sarılmıştı. Birinde saçlarım dökülmesin diye havlu ile dolaştığım için bana temas edememişti pek, diğerinde ise bilerek kaynar suyu üzerime dökerek tekrar banyoya girmiştim arınmak için. Bunlar dışında ise ne zaman bana elini uzatsa ya da yaklaşsa kendimi nefret ile geri çekiyordum. Sadece gözlerime yansıtsam da... Üstüne üstlük eskisi gibi banyo önünde görüyordum, giyinirken yanlışlıkla girmiş gibi yapmaya hala devam ediyordu.


Burada kaldığım süre boyunca 52 kilodan 44 kiloya düşmüştüm. Çünkü iştahım kapalıydı, uyuyamıyordum ve kardeşim dışında hiçbir şey düşünemiyordum. Arada bir midem bulanıyordu, aklıma kötü yiyecekler getirip kendi kendimi kusturuyor ya da o pisliğin hazırladığı yemeği yemek istemiyor ve yemek yemiyordum. Kilo vermek benim için bir sorun değildi, zaten kilolu olduğum söylenip duruyordu. Yani annem söylüyordu, ben kabulleniyordum, haklıydı fazlam vardı. Uyku uyuyamıyordum ama bunu sorun olarakta görmüyorum, alışmıştım. Arada bir uyusam yetiyordu. Belki ulaşırım ya da birşey olur diye Mina'dan mesaj bekliyordum. Denize gittiğimizde ise kendime işkence edercesine suya girmiş yüzmeye çalışmıştım. Yüzme bilmiyordum, eskiden denizde bu adamla olan taciz olayından dolayı da denizden nefret ederdim ama çokta severdim... Bir nevi kendimi boğmuştum burada.



Farklı ve saçma olaylar ile dolu geçmişti bütün yaz tatili... Kardeşim adına birşeyler bulabilmek için gittiğim yerde, son iletişim kurduğumuz zamandan beri iletişim kuramamış ve onu bulamamıştım. Tek öğrendiğim yurtta kaldığı ve telefonunu kullanamadığı olmuştu. Bunlarda işe yarar şeyler değillerdi... Ben başlı başıma bir işe yaramıyordum zaten.

FLASHBACK END





Yerimden kalkıp su içtim, saatler geçmişti ve daha da uyuyamamış, aklıma son olanlar gelip durmuştu. Ağlamam da durmuştu... Sabah olmasını bekleyecektim sadece. Abimle aylardır aramızda duvar vardı... Sebebi ise belliydi. Bile bile kendimi o adamın ellerine atıp kendime işkence çektirmem, son zamanlarda olan değişimim, abimin herşeyi izlemek zorunda kalması... Bana öyle bir değer veriyordu ki en ufak gördüğüm zararda yıkılıyordu, elinden birşey gelmemesi ise onu öyle bir yoruyordu ki artık ayakta zar zor duruyor gibiydi. Yine de endişelenirim diye belli etmemeye çalışıyordu. Abimi yıkan benden başkası değildi, günden güne mahvolduğunu görüyor ama birşey yapamıyordum. En çokta kendine kızgındı, tamamı ile yanımda olamadığı ve beni koruyamadığı için... Onu gören tek insan bendim ve bu her ikimizi de parçalara ayırıyordu...





Bu kadardı, yine biraz uzun oldu gibi ama olsun.

Nasıldı ?

Umarım beğenmişsinizdir.

Ve demiştim... Hikayeyi çok ciddiye almadan okuyun, sakin sakin.

Sonraki bölümde görüşürüz.

Şeytanınız bol olsun.

960 kelime.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Higanbana ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin