Bölüm 2

401 33 10
                                    

İkinci Bölüm: İş ve Para

En büyüğümüz Azat -35 yaşında- , her zaman sert bir suratı vardır ki kendi de öyledir, sert olmaktan vazgeçmez. Onun birçok kişiyi öldürdüğünü biliyorum, bazılarına şahit de oldum, hepsinin nefsi müdafaa olarak geçeceğine eminim. Kimseye güvenmez, yeri geldiğinde bize bile ters döner. Kaşlarını hiç çatmaz ama sanki sürekli çatıyor gibi duruyor. Kara kaşlı, kara gözlü. Saçları kömürden daha siyah. Açlık sınırı 8 gün, bunu en zor günümüzde açık bir şekilde görmüştüm. Ben iki numarayım.

Benden sonraysa Batu geliyor, 29 yaşında ve tıpatıp abime benziyor. Tipleri benzese de karakterleri hiç benzemiyor. Batu her zaman kendini düşünür, aç, uykusuz kalırsa sinirden gözü kimseyi görmez. Öyle bir sinir taşıyor ki biz müsaade etsek abimden daha çok insan öldürecek hem de haksız yere. Her ne kadar Azat'ın emri altında olmayı sevmese de yalnız veya diğer insanlarla yaşamayı beceremeyip tekrar yanımıza dönmüştü. Genelde kaçmamızın nedeni onun çıkardığı kavgalar oluyor. Abim kadar iyi araba tamir eder, baştan oluşturur. Arabalar onun uzmanlık alanı. Yasadışı yarışlara katılarak elimize yüklü miktarda paralar getirir. Bizi sevmez ama keşke herkes onun gibi bizi sevmese.

Dört numara ikizler; Umay ve Uğur. Abim isimlerine karar verirken çok benzemesini istememişti ama onların hayatımıza girmeleri tam olarak isimleri gibi olmuştu. Uğur'un hiperaktivite bozukluğu var, yine de nasıl dikkat bozukluğu olmuyor anlamıyorum. Sürekli hareket eder, saçma sapan, sözleri yanlış şarkılar söyler. Bazen uzaklara dalar. Ama aramızda en hızlısı o. Kimse onun kadar hızlı koşamıyor. Hırsızlık genel işi olsa da ikiziyle hackerlık yaparak para kazanmayı daha çok seviyor. Umay gördüğüm en sakin kız. Ne erkek ne de kız gibi davranır, karakteri o daha 8 yaşındayken oturdu. İkisi de kumral ve onları ayırt edebildiğimiz tek özellikleri cinsiyetleri. İkisinin de yeşil gözleri, kumral tenleri, yamuk çeneleri var.

Son olarak Bal, doğduğu anda onu Ufuk'un elinden almıştık. Abimin yine babamın karşısına çıkmasını istemesek de bizi dinlemeden adamın karşısına geçip çocuğu almıştı. Hasta diye organ nakline satılacak çocuk, şu anda karşımda oyuncaklarıyla oynuyor. Daha doğrusu Umay'ın ona yaptığı çorap bebeklerle. Abim yayıldığı tekli koltukta uyuyor, Uğur yemek yapıyor, Umay da oradan buradan bulduğumuz teknolojik aletleri -vr gözlükleri, telefonlar, akıllı saatler- onarmaya çalışıyor. Yapabildiklerini hep satıyoruz.

Dış kapı açıldıktan 2 saniye sonra Batu'nun höyküren sesi geldi: "Ne buldum bir bilseniz! Azat abi!"

"Bağırma hayvan, abim uyuyor. Ne oldu?" Açık alana geldiğinde gülerek bana baktı.

"Tongayı gözünden vurduk, gözünden! Şu tamir ettiğim Jeep sahibi, bana ne verdi?" Kimse tahmin etmeden abimin dizine vurup uyanmasını sağladım ki o da gözlerini açtığı gibi Batu'ya odaklandı. "Bir iş verdi! İş!"

"Ne saçmalıyorsun çok merak ediyorum," diyen Umay, elindekileri bıraktı. "Devletten kaçabilmek için yıkık bir camide kalıyoruz, paramız olduğu halde kullanamıyoruz. Ama işe mi gideceğiz? Batu beynini tak artık."

"Hemen yargıya varmayalım. Ne işi bu?" Abimin keskin sözüne Umay omuz silkip işine döndü.

"Araba tamiri yapacağız, ama illegal yollardan. Biliyorsunuz, yasadışı yarışlar yapıyor, polisten fare gibi kaçıyorum. O yarışlardaki arabaları tamir edeceğiz. Adam, beni yarışlardan tanıdığını söyledi. Birçok yarışımı izlediğini, dokunduğum her arabanın mükemmel olduğunu anlattı. Bizi gece saat 3'te pistte bekliyor. Azat abi gideriz, değil mi? Abi, sen olmadan bok yaparım o arabaları. Lütfen." Batu anında yalvarma moduna geçmiş, abimin yanındaki tabureye oturmuştu.

CenkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin