4. Bölüm: Şaka

75 29 41
                                    

Medya: bölümde bahsi geçen tablo

Yazarın ağzından:

Bodrum kattan bir ses duydular ve herkes o tarafa döndü. Önce alarm sesi gibi bir ses geldi sonra da kapı çarptı. Kapı çarpınca herkes anlık olarak yerinden sıçramıştı aşağıda ne oluyordu? Eve biri mi girmişti?

Payiz Akbay'ın arkasına geçti.

"Abi noluyo ya bak ben korkmam beni bilirsiniz de yani önden siz gidiverin bence." Dedi.

Tongar alayla karışık, "Madem sen korkmuyorsun sen gitsene biz korktuğumuz için gidemiyoruz değil mi Akbay?" dedi

Akbay başını iki yana sallayıp güldü. Aşağıdaki alarm çalmaya devam ediyordu. Barksal daha fazla dayanamadı ve merakla merdivenlere doğru koşmaya başladı.

"Barksal koşma düşeceksi-" demeye kalmadan ayağındaki terlik fırlayıverdi ve merdivenlerden yuvarlandı.

Diğerleri koşarak yanına gittiler.

"Barksal iyi misin? Barksal? Pişt?"

Akbay hem Barksal'a sesleniyor hem de yüzüne hafif hafif vuruyordu. Barksal kafasını kapının yan tarafında kalan masanın kenarına çarpmıştı.

Dıştan bakınca bir şeyi yoktu ama yine de endişelenmişlerdi.

Barksal gözünü aralayıp yerden doğruldu. Elleriyle kulaklarını kapattı ve yüzünü buruşturdu.

"Tamam abi bir şeyim yok şu ses nereden geliyor ona bakalım."

Herkes kafasını salladı. Payiz eline oradaki vazoyu aldı ve,

"Hadi bakalım YA HAK." Diyerek içeri daldı ve vazoyu karşısındaki duvara fırlattı.

Diğerleri onun bu hareketi yapmasıyla karşı tarafa baktılar ama hiç bir şey yoktu.

"Ne diye fırlatıyorsun lan vazoyu! Biri var sandık!?" Diye sitem eden Akbay'dı.

Payiz kafasını kaşıdı ve "Abi o an heyecanla oldu vallaha bilerek yapmadım ya." Dedi.

Akbay bakışlarını Payiz'den çekip etrafta gezdirdi. Bilerek yapılmış bir şey gibi duruyordu ama Akbay emin olamadı. Böyle bir şeyi kim yapardı ki?

"Tamam hiç bir şey yok burada hadi gideli-" Derken karşıdaki kutunun içinden siyah saçlı bir bebek fırladı.

"Euzu billahi mineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim." Dedi Barksal ve kafasını öbür tarafa çevirdi. Akbay kutunun yanına gitti.

Tam o sırada Payiz alnına vurdu ve şap diye bir ses çıktı. Payiz'in aklına, bunun kendisinin yaptığı bir şaka olduğu hatta 2 hafta önce düzenleyip buraya kurduğu geldi. Aslında amacı şaka yapmaktı ama kendisi de unutunca olaylar biraz sarpa sarmıştı.

"Şakayı boka çevirdim abi ya." Deyip bir kere daha alnına vurdu.

"Payiz ne oldu?" Diye sordu Tongar.

"Bir şey yok." Dedi Payiz. Tongar ise inanmamış bir şekilde kafasını iki yana salladı.

"Yemezler belli ki bir şey olmuş anlat da kurtul işte."

"Abi Allah aşkına Payiz'in mükemmel ötesi dertlerinden önce şu alarmı susturabilir miyiz?" Diye tabi ki de Barksal'dı.

Tongar etrafa bakındı. Belli ki bu bir düzenekti ve bir yerden illa ki kapanması gerekiyordu. Tongar'ın ayağının ip benzeri bir şeye takılmasıyla durması bir oldu. Akbay ona seslendi.

"Tongar dur yukarıda bir kova var eğer hareket edersen üstüne dökülecek."

Tongar başını salladı ve kafasını yukarı kaldırdı. Tam kafasının hizasında bir kova vardı ama içinde ne olduğu hakkında kimsenin hiç bir fikri yoktu.

SAF GERÇEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin