seokjin
Gördüklerime rağmen güzelce hazırlandım ve odamdan çıktım
"ben çıkıyorum" diye seslendim mutfağa
"nereye bebeğim akşam yemeği ne olacak?" diye sordu yengem
"ya yenge iyice annem belledin kendini"
"beğenmiyorsan siktir git oç" dedi abim arkadan
"düzgün konuş çocukla psikolojisini bozucaksın"
"canım yengem beni hiç bırakma" dedim ona sarılarak
"bir şey olmuş" dedi yengem saçlarımı okşayarak
"amınakoyim o kadar manifestledi ki kendini annem olarak hissediyor" dedim şok olmuş bir ifade ile
"ne oldu?" diye sordu abim
"bana bulduğun talip beni sadece bir yarabandı olarak görüyormuş" dedim gülerek
"annesini sikerim onun piç kurusuna bak gitmiyorsun" dedi yengem sinirle
"gideyim be yenge bir hava alayım gün sonunda geri gelecem zaten" dedim omuz silkerek
"instadan ifşa edim dee görsün" dedi abim kaşlarını çatarak
"sakın ha adam mafya iflahımızı siker"
"sen bu çocuğa nasıl bir talip buldun?" diye kriz geçirmeye başladı yengem
"görüşürüz gece" dedim ve el sallayarak çıktım
Kapının önünde arabaya yaslanan namjoon'u görmemle içimden küfür ettim
"sonunda geldin" dedi namjoon gülümseyerek
"ne bu kdramalardaki gibi bir de arabaya yaslanmışsın" dedim alayla
"romantik olayım dedim" dedi o da gülerek ve kapımı açtı
"saol" dedim oturarak
"biraz orospu çocuğu falanız ama centilmeniz" dedi sürücü koltuğuna oturarak
"nereye gidiyoruz?"
"sürpriz"
"hangi diziden kopyala yapıştır yaptın" dedim göz devirerek
"hepsi aynı değil mi zaten?" diye sordu
"doğru kopyala yapıştır" dedim ve sohbeti keserek camdan dışarıyı izlemeye başladım
Ormanın derinliklerinde lüks bir evin önüne geldiğimizde araba durdu. İçimden bir ses koşarak yardım istememi falan söylerken diğer yanım ne olacak diyor.
"hadi in" dedi namjoon kemerini açarak
"ilk date için fazla dağlık değil mi?" diye sordum önümdeki dağ evine bakarak
"severim böyle yerleri sen sevmez misin?"
"severim" dedim açtığı kapıdan girerken
"gelmeden dolabı doldurtmuştum yemek pişireyim diyeceğim ama ben beceremem pek" dedi ensesiyle oynayarak
"ben hallederim" dedim göz kırparak
Anın tadını çıkarmak benim de hakkım dimi
"o zaman sana bırakıyorum mutfağı ama sofra kurmak benden" dedi namjoon göz kırparak ve dolaptan tabakları alarak balkona çıktı
"sikmeseler" diye sessizce mırıldandım dolaptakilerle bir şeyler hazırladım
"bunları da götüreyim mi?" diye sordu namjoon omzumun üstünden kafasını uzatarak
"hıhı" dedim
"hiçte deniz gibi kokmuyor" diye mırıldandığında istemsizce üzüldüm
Hoşlanmadığım biri olsa da yarabandı olarak beni kullanması canımı yaktı
"keşke hiç gelmeseydim" diye mırıldandım duyacağından emin bir şekilde
"bir şey mi dedin?"
"geliyorum dedim" gülümseyerek
Son tabağı da ben masaya koydum ve oturdum
"manzara nasıl?" diye sordu
"çok güzel insanı rahatlatıyor" dedim önümdeki ormanı seyrederek
"deniz mi orman mı?"
hala kıyas derdinde amınakoduğumun çocuğu
"orman denizleri sevmem kokusunu da sevmem kendini de"
hahh orospu çocuğu seniii bokumu ye sen benim
"ben çok severim"
"zıt yönler" dedim kaşlarımı kaldırarak
"zıt kutuplar birbirini çekermiş seokjin" dedi gülümseyerek
"hadi yesene" dedim önündekileri işaret ederek
Sürekli kıyaslandığım bir sohbetin ortasındayken hızla ayağa kalktım
"iyi misin?" diye sordu o da ayaklanarak
"ya bir an uykum geldi bir elimi yüzümü yıkasam iyi olacak" dedim balkon kapısına tutunarak
"boşver gel biraz uzan" dedi beni kucaklayarak
"koltuğa uzansam da olur" dedim gözlerimi kapatarak
"koltuk raha-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Talip
Fanfictionkardeşinin hep kötü sevgililerinin olmasından yakınıp ona bir sevgili arayan Seokjoong ve kardeşine talip olan ölmüş sevgilisine takıntılı mafya namjoon "manzaranın tadını çıkaralım sevgilim" dedi yanağıma öpücük kondurarak "ben senin sevgilin falan...