8

16 3 0
                                    

DramaQueen - Merhaba Hyunjin'in sayfasını ele geçirme kararı aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

DramaQueen - Merhaba Hyunjin'in sayfasını ele geçirme kararı aldım. Bu arada ben Jeongin.

Sunshine_Lix - HYUNJIN?!

Hanji_sung - Lan Jeongin. Bff'ne yapılır mı bu be

    Minie_Jeong - Üzgünüm Jisung ama biriyle uğraşmam gerekiyordu.

    Hanji_sung - Gel seninle uğraşayım diye kapımda ağlarsın sen.

***************

"Nasıl ele geçireceksin?"

"Ele geçireceğim işte."

Hyunjin, Jeongin'e karşı sırıtırken Felix'in araması ile Jeongin'in yanından kalkmış ve aramayı cevaplamıştı. Tam Felix'e sitem edecekken Felix'in ağlamasını duyduğu gibi Jeongin'e döndü. Telefonu kulağından indirirken Jeongin'e doğru konuştu.

"Üzgünüm Jeongin ama sanırım gitmeliyim. Bu güzel gün için teşekkür ederim."

Jeongin sorun yok dediği anda Hyunjin koşarak uzaklaşmıştı. Jeongin ise arkasından öylece bakmıştı. Hyunjin'e ne zamandan beri aşıktı bilemiyordu ama pişman değildi. Açıkcası pek de şaşırmamıştı çünkü Hyunjin onu hemen etkileyebilecek biriydi.

Çantasını sırtına taktığı gibi evine doğru yol aldı.

**********

Hyunjin, Felix'in araması üzerine koşarak Felix'lere gitmişti. Felix'in neden ağladığını bilmiyordu ama ciddi bir konu olduğu belliydi. Çünkü arada konuşmaya çalıştığında daha farklı bir sesi vardı. Sanki ben hata yaptım der gibiydi sesi.

Felix'in evine gelen Hyunjin sabırla Felix'in her şeyi anlatmasını beklemiş ardından da bir cözüm üretmeye çalışmıştı.

"Hyunjin, abim haklı Hyunjin. O benim için her şeyi yapmışken ben ona bir sırrımı bile anlatamadım. Yediremedim. Ben birine aşık olmayı yediremedim. Benim için tek abim vardı dünyada. Ondan daha çok sevebileceğim birini sindiremedim."

Felix abisine çok düşkündü. Arkasında her an abisi vardı. Bu yüzden sıkı sıkıya bağlıydı. Korktuğunda sığındığı yer abisiydi. Endişelendiğinde, sevindiğinde, üzüldüğünde de abisiydi yine. Şimdi abisi yerine başka birinin gelmesini kaldıramamıştı.

"Ne yapıyor şimdi? İyi midir? Sağlıklı mıdır? Bunları düşünmeden edemiyorum Hyunjin. İki gün oldu. Cuma günü gitti evden. Geri geleceğim demişti. Neden dönmedi?"

"Felix sakin ol meleğim. Kimde kaldığını biliyor musun?"

"Evet biliyorum. Fakat nerede bilmiyorum."

"Kaldığı kişinin telefonu var mı sende?"

"Aradım açmadı. Yok işte. Ona ulaşamayayım diye her yolu kesmiş."

"Dur bulucağız bir yolunu. Yine arasana ikisinide."

Felix önce Minho'yu aradı. Bir çalışta açması ile telefonu hemen kulağına götürdü.

"Kapının önündeyim Felix."

Felix bunu duyması ile hızla kapıya ilerledi. Karşısında gördüğü abisine sıkıca sarıldı.

"Ben demedim mi iki gün anca dayanırım diye."

"Abi! Çok özür dilerim. Bir daha asla asla senden bir saklamayacağım."

"Sorun değil Felix. Sadece yıllar boyunca içimde tuttuğum şeyler sıktı beni. Sakinleşmem lazımdı."

"Abi ben senin ne derdin olduğunu sormadım hiç. Senin neyin olduğunu sormadan birde daha fazla gittim üstüne."

Minho sıkıca ona sarılan kardeşi ile birlikte içeri geçti. İçeride gördüğü Hyunjin ile ona gülümsedi. Ardından Hyunjin ikiside konuşsun diye onları yalnız bırakmıştı.

"Abi. Ben seni çok mu üzdüm bu zamana kadar?"

"Hayır meleğim. Sadece çok fazla sinirlenmiştim. Sana anlatamadığım bir şey vardı. Bu günlük mevzusu da üzerine baharat oldu işte."

"Abi ben o çocuğu bir yıldır seviyorum. Daha doğrusu sevdiğimi bile yeni fark ediyorum. Camdan sürekli onu izlediğimi fark edemedim. Ya da o gelmeyince neden gelmedi diye endişelendiğimin de farkında değildim."

"Tamam. Kıskançlık damarlarım devreye giriyor. Biraz daha anlatırsan çıldıracaklar."

Felix kıkırdadı ardından da ikisi için kahve yapmaya mutfağa gitti. Minho'da arkadan onu takip etti.

"Sakın kahveme bir şey koymayı düşünme."

"Ama çok acı oluyor."

"Olsun olsun içerim ben."

"Bir damlacık."

"Of Felix. Koy tamam."

Sırıtan Felix kahveleri hazırlarken onlarla birlikte içeri tekrar geçmişlerdi. Felix'in kendisine baktığını anlayan Minho hiçbir şey demeden kahvesini yudumlamış kendini hazır hissetiğinde ise açıklamıştı kendisini Felix'e.

"Şirket bir zamandır beni darlıyor. Bazı fanlar seninle beni yanyana görmüşler. Şirket de bir yanlış anlaşılma olsun istemiyor. Bu yüzden seni açıklamamı istiyorlar."

"Benim için en baştan beri sorun olmadığını biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum ama tereddüt içindeyim. Bu sektör çok pis ve ben seni bu sektörün içinde tutmak istemiyorum."

"Abi sorun yok. Yanlış anlaşılma olmasını istemiyorum. Bu yüzden açıklayabilirsin beni."

"Bir şeyden sonra ama."

"Neyden sonra?"

"Bana anlattığın çocuğa gidip açılmanı istiyorum. Sırf benim kardeşimsin diye seninle birlikte olsun istemiyorum."

"Yalnız okuldakilerin zengin olduğumumdan haberi olduğunu biliyorsun değil mi?"

"Olsun? Yine de öyle istiyorum."

"Tamam. Yapıcağım."

"Söz mü?"

"Söz."

"Ayrıca bu kahve ne ya?! Bu yüzden kahveleri sana yaptırmıyorum."

"Nesi var be!"

"Çok tatlı bu."

İkiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin