Ceza!

62 3 0
                                    

Multimedia Garson.

Beni küçük ve oldukça yıkık dökük arabasına bindirip arabayı çalıştırdı. Ben arada sırada arka koltukta debelenip bağırıyordum. Eğer debelenmeye devam edersen seni gebertirim. Hah çok korktum. Ben tabiki onu dinlemeyip bağırmaya devam ettim. Arabayı sertçe durdurdu. Arabadan indi ve arka kapıyı açtı . Elindeki koli bandinla ağzımı bantladı. Sonrada ellerimi birbirine bantladı. Sonra kapıyı sertçe kapattı ve ne oldu dersiniz? Arabanın arka kapılarından biri koptu. Yani bu benim için büyük bir tehlike.

Hiç umursamadan ön koltuğa geçti ve oturdu. Ve arabayı tam gaz çalıştırdı. Bir ara direksiyonu sağa kırdığı için açık yerden dışarıya fırlıyordum. Son anda koltuğa tutunarak büyük bir felaketin önüne geçtim.

Ben şuan doğru düzgün düşünemiyordum . Aklıma gelen fikirle bu bence delilik diye düşünsemde kararımı vermiştim. Anca böyle kurtulurum bu psikopatın elinden.

Çok hızlı giden arabada son kararımı verdim. Oğlanın arkasından bağlı ellerimle direksiyonu tuttum ve direksiyonun dengesini bozdum. Direksiyonda ikimizin küçük bir boğuşması, direksiyonun hakimiyetinin bozulması , ani bir fren sesi ve çok büyük bir çarpma . Devamı karanlık.

***********************************************************************

Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım. Başımdaki hemşirenin uyandı ! Uyandı! Diye bağırmasıyla içeri bir adet endişeli baba , ve aynı şekilde birer adet endişeli abla, Rüzgar ve Emin abi içeri daldı. Kurtuldum diye sevinçten içimde göbek atarken sessizce nasıl buldunuz beni? Diye sordum. Babam koruma bakkaldan döndükten sonra yolda senin tekerlekli sandalyeni görmüş. Hemen bize haber verdi. Biz polislere gittiğimizde bir haber anons edildi karakolda. Şehir dışına çıkan bir yolda ,elektrik direğine çarpan bir araba bulunmuş. Bazı insanlar seni tanıdığı için -babam iş adamı olduğu için - hemen bize haber verdi. Apar topar buraya geldik dedi. Sonra ablam gözüyle Rüzgarı işaret etti ve hastane odalarını tek tek arayıp seni kaçıran çocuğu dövdü Rüzgar. dedi ablam. Rüzgar utandığından başını yere eğdi. Ben bunu duyduktan sonra mal gibi sırıtıyordum . Sonra aklıma gelen şeyle yüzüm düştü . Ona nolacak ? Ya tekrar beni kaçırırsa? Diye sordum telaşla. Babam korkma tedavisi bitince tutuklanacak . Babamın bunu demesiyle rahatladım . Ama yüzüm yine düştü. Size bir şey söyleyeceğim ama kızmak yok dedim şimdiden önlemimi alarak. Hepsi merakla bana bakarken kazayı bilerek yaptığımı ,ölsemde ancak böyle kurtulacağımı söyledim. Hemen soru yağmuruna tuttular. Sana orada bir şey olabilirdi , kendini tehlikeye neden attın , bunu yaptığına inanamıyorum masal , bla bla bla...

***********************************************************************

Oturduğum yataktan sıkıntıyla kalktım . Bir haftalığına oda hapsi verilmişti bana. Bilgisayar yok , telefon yok, tablet yok , televizyon yok , hiç bir elektronik alet yok. Sadece kitaplarım ve ben varım. Çok sıkıcı. Ama halime şükretmeliyim, ya kitaplarımı da alsalardı.

Tek ayağımın üzerinde sekerek kitaplığa gittim. Harry Potter ve Ateş Kadehi kitabını alıp -bu seriyi çok seviyorum - yatağıma geri döndüm. Kaldığım sayfadan devam ederek kitabı okumaya başladım.

Akşam yemeğine Ayşe ablanın çağırmasıyla oturdum. Off ayşe abla yine döktürmüştü. Patates kızarması, köfte , kızarmış tavuk , pilav ve yeşillik salatası . Hemen yemeğe daldım. Bi yarım saat sonra karnım ağrıdığında kalkıp odama geçtim ve kitabıma döndüm.

***********************************************************************

Sabah kahvaltımı yiyip evden çıktım. Mesut abi beni sınıfıma kadar hatta sırama oturana kadar yardım etti. Sonra yanıma Rüzgar geldi. Ve çantasını yanım koydu. Yanağıma küçük bir öpücük kondurdu ve nasılsın diye sordu. tüyüm dedim. Neden diye sordu. Bilmiyor musun Rüzgar, bir haftalık ev hapsim var . Daha ne olsun diye söylendim . Aklına bişey gelmiş gibi kafasını salladı ve haa bak az daha unutuyordum. Iyi ki hatırlattın. Kendi canını tehlikeye attığın için ben daha sana ceza vermedim değil mi? Imm bekle bir düşüneyim . Acaba ne ceza versem. Ben hayattan soğumuş tiplemesiyle Rüzgara bakarken hayırrrrrr diye haykırdım. Olmaz olmaz böyle birşey derken dudağıma kocaman bir öpücük kondurdu. Ben utançtan kıpkırmızı kesilirken o yüzüme baktı ve kocaman bir kahkaha attı. Ne yani rezil mi oldum şimdi ben!

Biraz geç geldi dostlarım. Kusura bakmayın canlar . Opuldunuz.

Aşk MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin