"Aptal oyunun için mi benimle oldun?"
"Tam da üzerine bastın"
"Senin diğerleri gibi olmadığını düşünmüştüm"
"Çok acınası"
Arkamı dönüp yürümeye başlamıştım bile. Bu kadar saf olmak zorunda mıydı ki?
Tamam biliyorum yaptığım kötü birşey, ama o bunu hak etti.
En baştan başlayalım.
Belki de ortalardan.
Henüz 21 yaşındayım ve Gastronomi okuyorum. Hayatım bir kdrama gibi. Tam olmasa da öyle gibi.
Sınıfıma gelen aptal bir çocuğa vuruldum, Lee Hyung. Kendisi çok nazik, kadınlarla arası iyi ve çok yakışıklıydı.
Ancak benim bir sevgilim vardı.
Derslerim çok geç bitti. Akşam 8 de eve geldim. Çok yorgun olduğum için hiçbir şey yemedim ve kendimi yatağa attım. Telefonuma mesaj gelmezse olmaz değil mi? Rahat rahat uyuyamam.
"*Merhaba, Ling-Young değil mi? Bu saatte rahatsız ediyorum ama bir iki tane defterini sınıfta unutmuşsun. Aşağıya in. Ben Lee Hyung.*"
LEE HYUNG DERKEN. Tanrım neden sınıftaki başka biri defterimi getiremezdi ki. Bir dakika sorun bu değil de Lee Hyung benim evimi nereden biliyor?
Hemen yataktan kalkıp kıyafetlerimi giydim. Aşağıya indiğimde kimse yoktu. Telefonumu alıp ona mesal attım.
"'Nerdesin? Benim evim olduğundan emin misin?"'
Telefonu cebime koyup ellerimi cebime soktum. Hava soğuktu. Bir an önce defterlerimi alıp eve girme peşindeydim.
Sonunda gelen birini gördüm. Bir dakika elindeki o defter...
S¡kt¡r. O defterde öğle yemeğinde Lee Hyung'u çizmiştim. Umarım defterimi kurcalamamıştır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Kadar Da Umrumda ~
Roman pour Adolescents"Aptal oyunun için mi benimle oldun?" "Tam da üzerine bastın" "Senin diğerleri gibi olmadığını düşünmüştüm" "Çok acınası"