Bu bölüme geçmeden önceki bölümün son sahnesini okuyup hatırlayın hahsvsgsg😚
...Alp yanlış bir şeye dokunmuş gibi ellerini hızlıca elimden çekti.
Daha sonra birkaç adım geriledi ve boğazını temizledi. Alnı terlemiş ve dağınık saçlarının bazı telleri alnına yapışmıştı. Birkaç düğmesi açık olan beyaz gömleğindeki kan lekeleri, sanki az önce cinayet işlemiş gibi bir izlenim veriyordu.
Dudakları aralandı ve "Ben şu iti halledeyim." Dedi yerde yatan tacizciye bakarak. "Sen de gidip bi elini yüzünü yıka istersen."
Başımı salladım. Ve duvardan destek alarak yavaşça lavobaya doğru yürümeye başladım.
Lavobaya girdiğimde ellerimi mermere yaslayıp aynadaki yansımama baktım. Berbat görünüyordum. Yüzüm bembeyazdı, ağladığım için rimelim akmıştı ve saçlarım dağılmıştı.
Musluğu açtığımda soğuk su ellerimi sızlatsada bunu umursamadan ellerimi, ardından yüzümü yıkadım. Suyu kapattıktan sonra bir peçete koparıp ellerimi ve yüzümü kuruladım ve saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp düzelttim.
Lavobadan çıkmak için kapıyı açtığımda kapının önünde Alp'i gördüm. Sırtını duvara yaslamış, elleri cebinde beni bekliyordu.
Geldiğimi görünce bakışlarını bana çevirdi.
Makyajsız yüzümü inceledi ve "Gel benle." Dedi.
Az önce adamın bayıldığı yere baktım. Orda değildi. Üstelik etrafta cam kırıkları da yoktu.
"O nerede?" Dedim.
Cevap vermedi ve yürümeye başladı. Ben ise onu takip ediyordum.
Siyah bir kapının önünde durduğumuzda cebinden anahtar çıkardı ve kapıyı açtı. Kapının ardında merdivenler belirdi. Gizli bir bölme gibiydi burası. Anlamadığım; buranın anahtarının Alp'te ne işi vardı?
Sormadım. Onu takip etmeye devam ettim. Merdivenlerden çıktık ve bir odaya girdik.
Odada bir adet deri koltuk, bir giysi dolabı, bir ayna ve bir de makyaj masası vardı. Alp benim geçmemi bekledikten sonra kapıyı kapatıp kilitledi.
"Neden geldik buraya?" Diye sorduğumda üzerindeki kanlı gömleğin düğmelerini çözmeye başladı.
Onun ne yaptığını anlamaya çalışırken üzerindeki gömleği çıkarıp yere attı. Daha sonra giyinme dolabının önüne geçip içinden bir adet siyah gömlek aldı.
Gömleği üzerine geçirdi ve düğmeleri iliklemeye başladığında bana döndü. Onu izlediğimi farketmesin diye hemen başımı farklı yöne çevirdim ama görmüştü tabiki..
"Makyaj falan yapmak istersen orda var bir şeyler." Dedi makyaj masasını işaret ederek.
"Yok. Gerek yok." Diye yanıtladım.
Bir şey söylemedi. Giysi dolabının kapaklarını örttü ve yerdeki kanlı gömleği alıp küçük sepete attı.
"Gidelim." Dediğinde yeniden onu takip ettim ve odadan çıktık. Ardından merdivenlerden indik ve gizli bölmeden çıktık.
Alp siyah kapıyı kilitlerken arkamızdan topuklu ayakkabı sesi duydum. Arkamıza baktığımda İdil denen o kızı gördüm. Bize bakıyordu. Nefret dolu bakışlarıyla beni baştan aşağı süzdü ve Alp'e baktı.
"Sana inanamıyorum." Dedi Alp'e doğru yürürken. "Bu odaya... ikimizin odasına nasıl olur da başka bir kadını sokarsın?"
Gözleri dolmuştu. Mavi gözleri kin saçıyordu.