Maya ile Salih tenise gittiği için evde yalnız kalmıştım. Ancak evde durmayı düşünmüyordum. Çıkıp biraz dolaşacak ve alışveriş yapacaktım. Hazırlandım ve evden ayrıldım.
Apartmandan çıkıp birkaç metre yürüdükten sonra aklıma gelen şey ile adımlarım bir anda duraksadı.
Telefonumu evde unutmuştum.
İçimden kendime söylenerek yeniden binaya doğru yürümeye başladığımda bir anda yüksek sesli bir korno sesi işittim.
Yolun ortasındaydım ve siyah bir motor ve beyaz bir araba aynı anda üzerime doğru geliyordu... her şey bir anda gelişti...
Ve kendimi yerde buldum.
Vücudumda hissettiğim acı ile asfalta boylu boyunca yapıştım.
Başım, bacaklarım, kolum... hissettiğim tek şey acıydı. Gözlerimi açmaya gücüm yetmiyordu.
Soğuk bir el boynuma dokundu ve nabzımın üzerine soğuk parmaklar yerleşti. Hissediyordum, biri nabzımı kontrol ediyordu.
"Şevval! Şevval aç gözlerini, aç gözlerini güzelim!"
Bu ses tanıdıktı. Çok saçmaydı belki bilmiyorum ama sanki konuşan Alp'ti.
"Kafamı sikiyim. Kafamı sikiyim!" Dediğini duyduğumda belime ve bacaklarıma dolanan kollar ile havalandım.
Gözlerimi açmaya çalıştım. Birkaç kez denedikten sonra az da olsa açabildim. Dudaklarımın arasından kısık sesli bir inilti çıktı.
Görüş alanımda Alp'in sağ profili vardı. Beni kucağına almıştı.
"Abi dur. Gözünü seveyim dur amına koyayım dur!" Dediğini duydum.
Ve daha sonra bir fren sesi işittim.
Ardından bir araca bindirildim.
"Dayı sür. Hastaneye sür!"
Hissettiğim tek şey sadece acıydı. Alp eliyle saçlarımı geriye doğru yatırdı.
"Dayan. Dayan az kaldı." , "Dayı sen de hızlı sür gözünü seveyim be!"
"Sürüyorum evladım. Sürüyorum işte."
Başımı Alp'in boynuna gömmüş acıyla sızlanıyordum.
Gözlerimi, ardından dudaklarımı hafifçe aralaladım ve "Alp..." Dedim.
Alp eliyle belimi daha sıkı kavradı.
"Söyle güzelim. Konuş benle buradayım."
Yüzü yüzüme çok yakındı. Bakışlarım yeni çıkan kirli sakallarına kaydı. Ardından yeniden gözlerine tırmandı.
"Canım yanıyor..." diye fısıldadım.
"Korkma, geçecek. Geçireceğim." Dedi ve bakışlarını yeniden yola çevirdi.