Yapma Bunu Robert..!

37 3 4
                                    

Arkadaşlar..!Bu bölümü idrak edebilmeniz ve çözümleyebilmeniz için diğer bölümleri de okumanızı tavsiye ediyorum.Şimdiden teşekkürler...

Evet. O'nunda dediği gibi ondan öğreneceğim çok şey var... O iri yarı,tabiri caizse "izbandut" gibi 4 adamı saniyeler içinde yere sermişti. Bu yaşına rağmen gerçekten de mükemmel bir performanstı. O'na tekrar sordum;
-Nasıl yaptın bunu?
Yine tavrını takındı ve cevapladı;
-Efsane olmak kolay bi'şey değil evlat...

Yine hayranlığım devam ediyordu Robert'a...
Yolumuza büyük bir azim ve kararlılık ile devam etmekteydik. Karşımıza çıkan irili ufaklı her türlü engeli kolayca geçiyorduk...

Yine ince ve kurumuş ağaç dallarının zeminini kapladığı bir patika yolda ilerliyorduk. Ufka doğru baktığımda uzun ağaçların arasından yeryüzüne doğru sızan güneş ışınlarının oluşturduğu o mükemmel ışık kümesinin her ayrıntısını kolaylıkla görebiliyordum. O görüntü içime huzur veriyordu. Aslına bakarsak sıradan bir yolculuğun bu kadar zor olabileceğini tahmin etmemiştim. Ben bunları düşünürken Robert çok sessiz ve bir o kadarda endişeli tavır takınıyordu. Her ne kadar belli etmesede korktuğu ve ürperdiği her hâlinden belli oluyordu. Bu sefer sormaya cesaret edemedim bu halini. En son sorduğumda başımıza gelenler mâlum. Ama her an tetikte bekledim. Çünkü olacaktı bir şeyler. Emindim...

Çok geçmedi. Hava kararmaya başlamıştı. Yine o his içimdeydi. Bir gram dahi olsa azalmamıştı o kötü his. Korkudan yere doğru bakarak yürüyordum. O şekilde kaç metre yürüdüm bilmiyorum.

Robert seslendi titreyen sesiyle;
-John! Karşıya bak.
Aman Tanrım korktuğum olmuştu. Galiba yine bir bela ile karşı karşıyaydık. Hafif tırsak bir tavırla kafamı ağır ağır kaldırmaya başladım. Kafamı kaldırdığım her saniyede endişem daha da artıyordu. Artık yavaş yavaş yüzleşmeye başlamıştım korktuğum şeyle. Bir kaç saniye sonra boynum düz konuma gelmişti. Ve karşımda gördüklerim beni iyice ürpertmişti. Karşımızda sayamadığım kadar çok sayıda insan vardı. Ne yapacağımı bilemedim. Kaçmaya kalksam Robert var. Mâlum yaşlı. Gerçi hızlı hareket ediyordu ama kaçabileceğimizden şüpheliydim.

Ama yapabilecek çok ta bir şey yoktu. Biz 2 kişiyiz,onlar en az 42..! İlk başta biraz plan yaptım nasıl kurtulabiliriz diye. Ama dediğim gibi çok ta yapılabilecek bir şey yok. Tek çare koşarak uzaklaşmaktı.

Nasıl kaçabiliriz diye düşünmeye başladım. Oradan uzaklasmamızı sağlayacak bir şey arıyordum. Sonra Robert'ın olduğu tarafta,hemen sol tarafımızda oldukça ince ve girişinin büyük bir kısmı yaşlı ağaçların kuru dallarıyla kapanmış bir patika yol gördüm...

Robert'ın kulağına hafifçe eğilerek;
-Robert buradan kaçmamız lazım.
Hemen cevap verdi;
-Nasıl?
Hemen anlatmaya başladım;
-Bak Robert,yan tarafında bir patika yol girişi var. İşte o yoldan olabildiğince hızlı bir şekilde koşarak kaçabiliriz. Senden istediğim tek şey hızlı koşmak. Hadi Robert.Başarabiliriz...

Bu konuşmayı yaptıktan sonra hafif sesli bir biçimde 3'e kadar saydım ve büyük bir hızla ikimizde koşmaya başladık. O, anlam veremediğim bir şekilde, zifiri karanlıkta oldukça hızlı bir sekilde hareket ediyordu. Ben ise arkasındaydım. Robert'ın kolaylıkla sıyrılıp geçtiği kuru ağaç dalları yüzüme hızlı bir şekilde çarpıyordu. Galiba onları atlatmıştık.

Az ileride nokta seklinde ışıklar belirdi. Sanırım bunlar yıldızdı. Tahminimce ağaçların olmadığı bir alana çıkıyordu bu yol. Az sonra Robert'ı gözden kaybettim. Ve yavaşlamaya başladım. Gözlerimi hafif kısıp ileri doğru baktığımda bir aksaklık olduğunu fark ettim. İleride karanlığın tonu değişiyordu. Galiba gördüğüm şey bir uçurumdu...

Aman Tanrım! Yoksa Robert... Yoksa uçurumdan mı düştü? Avazım çıktığı kadar bağırdım;
-Robert! Robert!

Ama nafile... Cevap gelmiyordu. Galiba düşündüğüm şey olmuştu. Uçurumun kenarına doğru ilerledim. Aşağı doğru baktığımda bir beyazlık gördüm. Bu Robert'tı. Galiba düşmüştü uçurumdan. Uçurum tahminen 200 metreden fazlaydı. Aşağı inemedim. Sanıyorum yanlızdım artık bu yolda... Bir Robert vardı, O da gitmişti...

Issız JohnHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin