0.2

169 23 8
                                    

Seungmin öğlen saatlerinde ancak  eve gelebilmişti. Dün gece sabahladığı için gerçekten yorgun ve uykulu hissediyordu.

Bugün Yoshi gelecekti ve bu yüzden hazırlık yapmalıydı. Önce rahatlatıcı bir duş almış sonrasında yatağına girmişti. Uyandığında ise saat altıya geliyordu. Hemen kalkmış ve oğlu için yemek hazırlamaya başldı.

Bu hafta onda kalıcaktı Yoshi. Chan ve o birbirine velayet davası açmamıştı bunun yerine Yoshi istediği zaman istedigi babasında kalabiliyordu.

Seungmin her şeyi hazırladığında zil çalmıştı. Heyecanla kapıyı açtığında karşısında gördüğü adam ile donmuştu.

Zorla kendini toparlayarak konuştu. "Hoş geldiniz." Bunun üzerine Yoshi içeri geçerken Chan hala kapıda duruyordu.  Gitmek ve gitmememek arasında kararsızdı.

"İceri geç. Yemek hazır zaten geç oldu. Yemekle uğraşma." Chan duyduğu sözlerle kalbinin hızlanmasına anlam veremezken Seungmin'e emin misin der gibi bakıyordu. Seungmin onu ikna etmek  için gülümsediğinde ayakkabılarını çıkararak içeri girdi.

İçeri girmesiyle onu karşılayan enfes kokularla istemsizce gülümsedi. Bunu yaptığını fark ettiğinde ise kendine kızarak yolunu ezbere bildiği mutfağa girdi.

Seungmin'in her zamanki gibi marifetlerini gösterdiğini görünce elini yıkadıktan sonra masaya oturdu.  Seungmin'de Chan için tabak hazırladıktan sonra oturabilmişti.

Oğulları Yoshi ise yeniden üçü  bir arada olduğu için mutluluğunu gizleyemiyordu. Hepsi birlikte yemek yerken Chan'a gelen mesaj yüzünden neşesi kaçmıştı.

Çünkü Chan mesajı okuyunca gitmesi gerektiğini söylemiş ve gitmişti. Şuanda Seungmin ve Yoshi televizyon izliyordu.

Seungmin Chan gittikten sonra oğlunun bozulan suratını görmüş mısır patlatıp şu sıralar oldukça ünlü olan Wednesday filmini açarak izlemeye başlamışlardı. Filmin sonuna doğru geç olduğunu görmüş ve oğlunu yatmaya göndermişti.

Yoshi itiraz etse de her zamanki gibi galip gelen Seungmin olmuştu. Seungmin oğlu yattıktan sonra ortlığı toplamış ve odasına çıkmıştı.

Yatağına oturduğunda yatağının hemen yanında olan komidinin çekmecesini açmış ve yıllar önce çekilen fotoğrafa bakmıştı.

'Neden' diye düşündü Seungmin 'neden birbirimizi hala ilk günkü gibi seviyorken neden ayrıldık? Neden yürütemedik ilişkimizi?' Aklında bu ve bunun gibi sorular dört dönerken sol yanağındaki damlayı hissetti.  En sonuda dayanamayarak fotoğrafı yerine koymuş ve yatağına girerek gözlerini kapatmıştı.

Zaten uyuduğu için uykusu yoktu. Sadece düşüncelerinden kaçabilmek için uyuyordu.

Sabah gözlerini zorlukla açtığında saatin sekize gelmek üzere olduğunu görünce dehşete düşerek hızlıca oğlunun odasına girdi. Ancak oğlunu odasında bulamamıştı ayrıca dün giydiği pijamaları da katlı bir şekilde yatağın üzerinde duruyordu.

Her ne kadar Yoshi serseri bir tip olsa da Seungmin babası gibi temizliğe önem verirdi. Bu alışkanlığı ona öğreten de zaten Seungmin babasıydı.

Seungmin aşağı indiğinde de oğlunu bulamayınca mutfağa girmiş ve hazır olan kahvaltı ile karşılaşınca şaşkınlıkla ağzını aralamıştı. Masaya ilerlediğinde masada bir not ile karşılaştı.

Sen uyanmayınca kendim okula gittim. Merak etme yemeğimi yedim ve harçlığım da var. Chan babam dün bolca harçlık verdi. Yemeğini ye. Senin kadar olmasa da biz de bişeyler yapabiliyoruz.

Seungmin okuduğu yazı ile gülümsemiş ve oğlunun hazırladığı kahvaltıyı yemişti.

Zaten bugün izinli olduğu için dışarı çıkıp bir şeyler alma kararı vermişti. Hazırlanıp dışarı çıkacakken Felix'in mesajını görmüştü.

Felix
Seungmin bugün Wooyoung gelmedi zaten bugünde izinlisin rica etsem gelebilir misin😇😶   

Arkadaşıdan gelen mesajla gülümsemiş ve gelebileceğine dair mesaj atmıştı. Evden çıktığı gibi arkdaşına ait olan kafeye girmişti.

Kafeye girdiğinde karşılaştığı kalabalık ile arkadaşının durumunun gerçekten vahim olduğunu anlamış oldu.

Hemen geldiğini Felix'e haber vermiş ve personeller için ayrılan odaya girmişti. Hemen önlüğünü giymiş ve sipariş almak için bir masaya ilerlemişti.

Siparişi aldıktan sonra kasada bulunan San'a siparişi vermişti. Açılan kapı ile o  tarafa dönmüştü.

Gördüğü üçlü ile donmuştu. Şu sıralar  yoğun oldukları için gündüz vakti gelceklerini düşünmemişti. Ama hayat her zaman şaşırtırdı. Yine ikisi de hayatın oyununa gelmişlerdi.

Seungmin şoktan çıkıp  onlara ilerlemiş ve bir masaya yönlendirmişti. Sonrasında siparişlerini almış ve mutfağa geçmişti. Mutfakta bir şeyler hazırlayan arkadaşına ilerlemişti.

Felix arkadaşını görünce elindeki işi bırakmıştı. Ne oldu dercesine Seungmin'e baktığında iç çekmişti çocukluk arkadaşı.

"Chanlar gelmiş kafeye sen git kocanla ilgilen ben mutfaktaki işleri hallederim." Diyip zorla da olsa Felix'i  mutfaktan kovmuştu. Yalnız kaldığında sinirle elinin altındaki hamuru hıncını çıkarırcasına yumukluyor elinin altında eziyordu.

En sonunda telefonu çaldığında elini temizlemiş ve aramayı cevaplamıştı. Arayan Minho'ydu.

"Efendim Hyung."

"Seungmin okula gelmen gerekiyor Yoshi yine kavga etmiş."

Evet millet kırk yıl sonra yine bölüm atıyorum. Bidahaki bölüm büyük ihtimalle yüzyıl sonra gelir because sınav haftası gelmek üzere.

Kusura  bakmayın. Neyse bu kadar konuşma yeter. Seviliyorsunuz Staaalarım 😇

AGAIN |CHANMIN|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin