AGAIN |CHANMIN|

0.4

"Seni Haruto  şerefsizi!" Diyip çocuğa kafa atmıştı Yoshi. Bu sefer fazlasıyla ileri gitmişti.

"Benimle uğraştığın yetmedi bir de Junhan ile mi uğraşıyorsun?" Diyip bir yumruk atmıştı ona.  Onun ne dediği hakkında gram fikri olmayan Haruto sessiz kalmayarak o da Yoshi'nin yüzüne yumruğu geçirmişti.

"Neyden bahsettiğinden bile haberim yok. Neden Junhan ile uğraşayım ki?!" Diyerek tekrar onun suratına bir yumruk geçirecekken onu durduran Kimya hocaları olmuştu.

"Hemen kesin şunu!" Minho sert ve otoriter  sesiyle ikisi de ona dönmüştü. Minho her ne kadar sabırlı sayılabilecek birisi olsa da artık sabrını taşırmışlardı.

Önceki kavgalarının ardından bir hafta bile geçmemişti.

Yoshi ve Haruto birbirinden ayrılırken Minho sinirle ikisine bakıyordu. "Derhal benimle geliyorsunuz." Dominant sesi yüzünden ne Yoshi'nin ne de Haruto'nun sesi çıkmıştı.

Müdür şuan okulda olmadığı için olaya Minho el koymuş ve ikisini sorguya çekmişti. "Neden yine kavga ettiniz?" Tek kaşını kaldırarak sorduğunda bu sefer yanıt veren Yoshi olmuştu.

"Bu ve çetesi Junhan'ın gitarını kırmışlar. Gitar paramparçaydı." Oğlunun adının geçmesiyle delici bir şekilde Haruto'ya bakmıştı. Junhan'ın gitarına olan sevdasını bilmeyen yoktu. "Gitarı sen mi kırdın?"

"Hayır tabi ki de. Yoshi ile kavga ediyor olabilirim ama durduk yere Junhan' a bulaşmam. Benim onla işim olmaz." Diyerek kendini ifade ettiğinde Minho derin bir iç çekti.

"Tamam kamera kayıtlarına bakıcaz. Yoshi gitarı nerede buldunuz?"

"Arka bahçede."diyerek kısa ve net bir cevap verdiğinde Minho'nun parmakları klavyede gezmeye başladı. Kamera kayıtlarına ulaştığında arka bahçeyi gören kamera kaydını açtı.

Göründüğü kadarıyla gitarı kıran biri vardı ama bu kesinlikle Haruto değildi. Yoshi kim olduğunu görmek için daha da yaklaştığında gördüğü kişi dişlerini sıkmasına neden oldu.

"Hyungjun ile bir sıkıntınız mı var Yoshi?"

"Evet var." Diyerek ayağa kalkıcak iken ancak Minho onu engellemişti. Bir kavga daha istemiyordu. Bu yüzden kapıdaki nöbetçi öğrenciyi içeri çağırdı.

"Bana Junhan'ı ve Hyungjun'u çağırırmısın? Ve siz ikiniz, ikinizle sonra görüşücem. Şimdi çıkın." Deyip
Onları odadan kovmuştu. Çıkan Yoshi ve Haruto birbirlerinin yüzüne dahi bakmamış ve revire girmişlerdi.

Bu dersi revirde geçirdikten sonra içeri Haewon girdi. Kuzenini gören Yoshi hemen yatmayı bırakıp oturmuştu.

"Nasılsın?"  Düşünceli sesi ile sorusunu sormuş ve yatağın yanındaki sandalyeye oturmuştu.

"İyiyim de Junhan o nasıl?"

"Bilmiyorum Minho amcam onu odasına çağırdı sonrasında Minho amcamın dersleri zaten  bittiği için onu alıp gitti."

"O Hyungjun'u geberticem." Sinirli sözlerinin ardından Haewon başını iki yana  salladı.

"Hayır bunu yapma. Hyungjun bir daha Junhan'a bulaşmıyacaktır. Çünkü önceden Junhan'ın herkesin hayran olduğu ama bir o kadar da sert  kimya hocası Lee Minho'nun oğlu olduğunu bilmiyordu. Ayrıca Minho amcam disiplin kurulu başkanı o yüzden de ekstra bir dikkat edicektir." Genç kızın oldukça mantıklı sözleriyle dudak büzdü. O çocuğu gerçekten de dövmek istiyordu.

"Bu arada Niki nerde?" Hafifçe etrafına bakmış ama bir türlü onu bulamamıştı.

"Yine Sunoo'nun peşınde dolanıyordur." Demesiyle Yoshi sesli olmamasına dikkat ederek kahkaha atmıştı.