Sabah gözlerimi yumuşacık ve ışıl ışıl bir odada açtım. Hayatım boyunca sert, pis kokan ve karanlık yerlerde yaşadım. İki günde ne olduğunu kavrayamıyordum. Saate baktım saat bire geliyordu. Ben hiç bir zaman bu kadar uyuyamamıştım. Sanki bütün yılların acısını çıkarmıştım. Yataktan kalktım ve banyoya girdim. İşlerimi halledip aşağı indim. Bir yerden sesler geliyordu. Oraya gittiğimde mutfak olduğunu gördüm. Sessizce girip incelemeye başladım. Bir kadın arkasını dönüp beni görünce korktu. Sonra gülümseyerek konuşmaya başladı.
-Günaydın. Beyefendinin bahsettiği genç siz olmalısınız. Adım İpek. Tanıştığıma memnun oldum dedi. Tepkileri çok tatlıydı. Bu haline kıkırdadım.
-Merhaba bende Hafak. Bundan sonra burada çalışacağım. Peki ne iş yapacağım.
-Dur bi hemen ne çalışması. İlk önce kahvaltı yap bakalım. Hemen beyefendi biraz hasta olduğunu iyileşince ancak çalışa bileceğini söyledi dedi.
Bende mecbur kabul ettim. Masaya oturdum.
-Ne yemek istersin?
-Fark etmez ne olursa yerim.
-Tamam beklesen dedi ve bir şeyler hazırlamaya başladı. Önüme konulan şeye baktım.
-Ne bu diye sordum.
-Tost sevmez misin?
-Daha önce hiç yemedim dedim ve ilk lokmamı aldım. Şuana kadar yediğim en güzel şeylerdendi. Zaten hayatta çok az şey yemiştim. Ve bu şeyler genelde ekmek olurdu. Zevkle yedim.
-Başka yemek ister misin dedi.
-Fazlasıyla doydum. Teşekkür ederim.
-Aaaa ama meyve suyunu içmemişsin. O söyleyince fark ettim. Hemen içmeye başladım ne kadar lezzetliydi. Daha sonra odama gidip dinlendim.
......
Genelde günlerim bu şekilde gitti. Kendimi toparlamış ve işi öğrenmiştim. Aybar sürekli bana samimi davranıyordu. Bu samimiyeti hoşuma gidiyordu. Bana yaklaşımı bir abi gibi mi yoksa aşk gibi mi anlayamıyorum. Bazen öyle bir bakıyor ki ne düşünüyor o gözlerin, bazen aşık mı diyorum kendime, bazen abi şefkati mi diyorum. Sürekli bakışları değişiyor. Bir kere yakaladığım bir bakış çok tuhaftı bana en korktuğum şeyi hatırlattı. Ama ona güvenmek istiyorum. Bana sakura diye sesleniyor. Japonlara özgü bir çiçekmiş. Bu isim daha çok yakışıyormuş bana. Hatta öyle kokmam için sakura çiçeğinin den kokular aldı. Her şeyim sakura kokuyor. Çamaşırlarımı bile sakura kokusu ile yıkatıyor. Anlam veremiyorum hareketlerine diğer çalışanlara çok sert hatta onu gören korkudan titriyor. Bana neden böylesin acaba.
.....
Buraya geleli bir buçuk ay olmuştu. Aybar ile tuhaf bir şekilde yakınlaşmaya başladık. Bana narin bir parça gibi davranıyor. Neredeyse hiç iş yapmıyorum. Sadece onu hizmet etmemi istedi. Bende dediğini yaptım. Sadece onunla ilgileniyorum. Odasının kapısına geldim. Kapıyı çaldım. Gir komutundan sonra içeriye girdim. Bana baktı ve yaklaşmamı işaret etti. Yanına gittiğimde bir anda beni kucağına çekti çok şaşırmıştım.
-Ne yapıyorsunuz?
-Sakuram sana aşık oldum. Lütfen beni sev.
Şok olmuştum. Bana aşık mı olmuştu. Bunu düşünürken birden beni öpmeye başladı. Çok şaşırdım. Kendime gelince karşılık verdim. Sevilmek belki benimde hakkımdır dedim. Elime belime doğru indi. Panikledim. Bana sakinleşme fısıldıyor sürekli ama yapamıyorum. Ağlamaya başladım. Birden durdu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Bende korktuğumu söyledim. Sakinleşip beni bıraktı.
-Tamam hadi dinlen sende yorulmuşsundur. Gülümseyerek söyleyince rahatladım. Yanağına öpücük kondurup kaçtım. Arkamdan gülme seslerini duyuyordum. Oda gidip hemen üstümü değiştirip uyudum.
......
Çok hoş bir odadayım. Böyle yerlere nadir gelirdim. Merakla odayı incelerken kapı açıldı. Tanımadığım bir adam bana doğru geldi. Biraz korkmaya başladım. Çok kötü bakıyordu. Bana geldi ve kucağına aldı. Korkudan sesimi çıkaramıyorum. Yatağa oturdu. Üstümdekileri çıkardı. Korkum daha çok arttı. Kendi üstünü de çıkarınca beni yatağa uzandırdı. sonra elinde bir şeylerle üzerime geldi. Beni kucaklayıp ters yatırdı. Göbeğimin altına yastık koydu. Sonra arkamda soğuk bir ıslaklık hissettim. Daha sonra sert bir şey popomu zorlamaya başladı. Çok canım yanıyordu. Sesimi çıkaramadım korkudan. Üstüm tüm ağırlığı ile zıplıyordu. Benim tek hissettiğim acı ve pis koku. Adam o kadar iğrenç kokuyor ki çöp bile daha güzel kokardı. Sonra içime işediğini hissettim. Kusasım geldi ama tepki veremiyorum hareket edemiyorum. Sonra kalkıp kendi ve benim üzerimi düzeltip kapıyı açtı. Göz yaşlarımı silip beni buraya getiren adama ittirdi. Çok zor yürüyordum ve karnım ağrıyordu.
Göz yaşları içinde uyandım. Uzun süre sonra ilk kez kabus görüyordum. Sabaha kadar uyuyamadım. Aynı şeyleri görmekten korkup sabah olmasını bekledim. Gördüğüm kabus desem de benim gerçeğimdi ilk kez birisi benim bedenime dokunuyordu. Ben daha altı yaşında bir çocuktum bu olayda. Neden insanlar beni bu şekilde kullandı anlamıyorum. Aybar belime dokunduğumda aynı şeyleri hissettim. Dedem ve o adamlar benim kabuslarım oldu. Ne zaman bana dokunsalar karın ağrısı ve vücudumda morluklar oluyordu. Lütfen her şey bitsin. Lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAFAK
Teen FictionBen kimim? Bunu öğrenmek istiyorsanız gelin beraber bir yolculuğa çıkalım. Ama sizi uyarıyorum ağlamak, üzülmek ve acı çekmek burada normal olacak. Sakın sonra şikayet edip küfür etmeyin. Okumaya karar verdiyseniz başlayalım....