1.3

386 42 44
                                    




13.12.2022





####


Kim Jennie,


''Ben demiştim demek istemiyorum ama... BEN DEMİŞTİM TAMAM MI?! O herifin işe yaramaz, aptal ve dünyanın en amip kişileriyle arkadaş olduğunu BAŞTAN söylemiştim! Sakalımız yok ki dinletelim kendimizi!''

''Taehyung, çok ciddiyim, bir kez daha şu aptal aptal ben söylemiştim tavırlarında cümleye başlarsan, bak sana yemin ediyorum, atarım seni camdan aşağıya. Sus, iki dakika kapat şu çeneni, bıktım senden.''

''Şimdi de ben mi suçlu oldum yani? İt herife bak ya, hem seni üzüyor hem de en yakın arkadaşıyla, ruh eşiyle, BENİMLE aranı bozuyor. Yok, yok. Ben kafayı yiyeceğim şimdi!''

Taehyung, lafı yine abuk sabuk bir yerden anlayıp yine ve yine Yuta'ya dolaylı yoldan getirdiğinde; başını tavana kaldırıp sesli mi sesli ofladım. Taeyong'un beni eve bırakması ve Taehyung'un da bizim evde bitmesinin üstünden resmen bir saat geçmişti ve bu bir saat boyunca sadece ama sadece onun söylenmelerini, dırdırlarını dinleyip durmuştum.

Yani, ona söylediğimi kelimesi kelimesine yapmama çok az kalmıştı.

Şöyle bir üç - dört saniye kadar filan.

''Sürekli sürekli Taeyong'a laf atıp durma,'' deyip peluş, pembe ve Taehyung'un hangi doğum günümde aldığını hatırlamadığım unicorn'uma sarıldım. ''Çünkü sandığının aksine amip beyinli değil; Yuta'ya aşık olduğumu, Yuta'dan önce fark edecek kadar zeki birisi.''

Taehyung, ona karşı Taeyong'u korumamla beraber, kelimenin tam anlamıyla yatağa kendini bayılma numarası yaparak attı. Elini kalbine koydu ve kapattığı gözleriyle başını tavana çevirdi. Sesine hafif ağlama efekti koyarak, ''Tanrım! Bunları duyacak ne yaptım ben!'' diye hayıflandı. ''Bunları duyacağıma dinazor olup neslim tükenseydi keşke!''

''Abartma olayında kendi seviyeni geçtin yuh ya!'' dedim ve Taehyung'un kafasına iki tane geçirdim. ''Artık Taeyong ve benim arkadaşlığım hakkında yakınmayı bırak da, en yakın arkadaşının nasıl üzgün olduğuna bir bak. Çünkü muhtemelen son aşık olduğu kişiyle hayallerini gerçekleştiremeyecek ve ölene kadar mutsuz olacak!''

Bu yaptığım hüzünlü ve oldukça sesli çıkış sonrası Taehyung da ben de durulmuştuk sanki. Ben, bir şeylerin farkına daima gece vardığımdan, bu söylediklerim, kalbimi bir başka acıtmıştı. Söylediğim her kelime, kalp çarpıntımı biraz daha hızlı arttırırken gözlerim dolmuştu bile. İnsan kurduğu hayallerinin, hiçbir zaman gerçekleşemeyeceğini fark ettiği an; tüm hayatını baştan sona kadar düşünüyordu. Nerede hata yaptığını, nerede doğru yaptığını; neleri yapmaması gerektiğini, neleri kesinlikle yapması gerektiğini...

Benim hatam Yuta'ya aşık olmak mıydı yani?

Benim durgunluğum ve sessiz sessiz ağlamama karşılık Taehyung, kucağımdaki peluşu aldı ve kendisi onun yerine geçti. Artık bacaklarımda yatıyorken, ''Hey...'' diye mırıldandı. ''Çok özür dilerim...''

Yaptığım ev topuzumu bozup, yanaklarımı sildim. ''Sorun değil, anlık bir patladım sanırım.''

''Hayır büyük sorun,'' deyip yanağımı okşadı Taehyung. ''Olayın en aptal yerinde takılıp, gerçek sorunu göremediğim için üzgünüm, Nini. Sadece... ben senin üzülmeni hiç mi hiç istemiyorum.''

souvenirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin