2

181 14 3
                                    

" Jisung"

Evet tahmin etmek zor değil bu jisung du tahmin etmesi zor olan şey burda ne aradığıydı.

"Sen napıyorsun burda niye okulda değilsin ayrıca hoca kimseye vermezdi anahtarı"

"Eğer gelip üstüme atlamasaydın basketbol oynayacakdım aptal"

Ney. Basketbol mu dedi o? Hala üstündeyken beden hocasının içeri girdiğini görünce o cılız çocuk beni bildiğin kaldırıp yere fırlattı. Acıdı.

"Jisung nerdesin oğlum seni bekliyorum kaç saattir?"

"Hocam kusura bakmayın topları bulamadım bı türlü"

"Minho sen ne yapıyorsun burda"

"Ananı-"

Sessizce söyleyeceğim bu cümleyi yarıda kesip spor salonunu inleten sesiyle chan girdi içeri.

"MİNHOO KOŞ BAK KİM GELDİ- hocam"

"Chan"

"Jisung"

"Minho"

"Yeter lan başlıyacağım şimdi sizin şaşırmanıza jisung benim acil işim çıktı öğleden sonra dersim yok zaten biz haftaya yapalım çalışmayı ya da birinden rica et seni çalış-"

"BİZ YAPARIZ HOCAM"

"bağırma lan angut"

Yerden kalktığım gibi chanın omzuna vurdum ve

"Ne demek biz yaparız hem kim geldi?"

Dedim tabi o duydu mu bilmiyorum.

"İyi peki o zaman chan anahtar sende kalsın işiniz bitince benim dolabıma koyarsın anahtarı"

"Tabiki hocam bana emanet merak etmeyin"

Hoca dışarı çıktı ve biz üçümüz birbirimize bakarken chan bi anda bağırarak konuşmaya başladı.

"EEE JİSUNG SEN NASILSIN"

"Chan bağırma yanımdasın zaten"

"A AAA BAK GÖRÜYOR MUSUN BENİM DE Bİ İŞİM ÇIKTI TÜH AMA MİNHO NUN HİC Bİ İŞİ YOK SİZ ÇALIŞIN SON DERS GELİRSİNİZ"

"Chan tamam bağırma yanındayız"

Ve chan jisung u dinlemeden kapıyı üstümüze kapatıp çıktı. Ben bu çocuğu anlamıyorum gerçekten ne işler çeviriyor kim bilir kendi kafasın da.

Salon da tek bir ses bile yoktu ikimiz de sap gibi dikiliyorduk ki Allah tan jisung konuştu da bu bekleyiş bitti.

"İstersen sen de git ben de daha sonra gelirim zaten"

"Yoo kalabilirim aslında"

"Kendini kalmak zorunda hissetme gerçekten yeni geldin zaten dersler den geri kalma"

" Bana diyene bak"

Topu bırakmaya gittiği zaman  duraksadı ve boş gözlerle bi süre yere baktı.

"Sınıfa gidelim zil çalmıştır"

"İstersen çalışalım?"

Duymamazlıktan gelip kapıyı açmaya çalıştı ama bazen istediğiniz şeyler yerinde gitmez...

"Hasiktir"

"Ney"

"Senin o aptal kuzenin kapıyı kitlemiş"

"Ney"

"Siz sülalecek aptal mısınız? Delirtme  beni ara açsın kapıyı"

"Telefon yanımda değil ki"

Chan sen bittin.

"Ne demek yanımda değil"

"Yani bildiğin yok yanımda gel bak istersen"

"Sen sabır ver bana Allah'ım"

Çok güzel yeni geldiğim okulum da sırf kuzenim bir çocukla beni yakıştırdığı için şimdi spor salonun da kilitli kaldık. Umarım unutkanlığı tutmaz da bizi çıkarır.

"Şimdi ne olcak?"

" Chan adına özür dilerim o biraz şeydir yani tez canlı bilirsin zaten 3 sene dir ayni sınıftasınız galiba"

"Chanı bilmem de senden hiç emin değilim"

" Korkma yemem amk"

" Sen den korkmuyor güvensizlik korku değildir"

"Edebiyat yapma bana"

"Senin kuzenin yüzünden kilitli kaldık bence sus"

Haklıydı chan yüzünden bu durumdaydık ama onun yaptığı hatayı üstlenmek istemesem de sustum.

"Hazır burdayken hala bi şansın var"

"Anlamadım"

Topu elime aldım ve gözlerimle işaret ettim.

"Şu an tek derdim bu olsa keşke"

" En azından zamanı verimli geçirelim dedim"

Oturduğu yerden kalktı ve konuşmaya başladı.

"Tamam o zaman hadi başlayalım verimli zamana"

Şaşırdım çünkü ben daha fazla inat etmesini beklerdim.

"Şey peki ilk önce duruştan başlıyalım o zaman bir ayağını ileri omuz hizasında at..."

Galiba iki derstir burdayiz ama chan hala gelmedi. Ve jisung bana cok kötü bakıyordu çünkü ısınma niyetine sahayı 4 kere turlamıştı. Ona yeter dememe rağmen bana inat koşmaya devam etmisti. Kaçıncı turu atmıştı saymayı bıraktım artık.

"JİSUNG BU KADAR YETER GEL DİNLEN BAYILACAKSIN"

Bi an da durdu ve yere yığıldı. Yanına koştum ve yüzüne tokat atmaya başladım. Uyanmıyordu. Ne halt yicek dim simdi ben.

"Jisung,jisung uyan ne yapıcam ben amk"

Hocaların oturduğu oda da bi şişe su buldum ve yüzüne sürmeye başladım.

Uyanmicani düşündüm ve kapıya vurmaya başladım son bir ders kalmıştı ve chan hala gelmemisti.

Yerde uzanan bedene baktım ve umutsuzca kollarımı ve kafamı üstüne koydum. Neden bilmiyorum ama gözlerim dolmuştu tam o sıra da jisungun gülme sesini duydum bi anda doğruldum ve yerinde kıvranarak gülen jisungu izlemeye başladım.

"Sen,sen gerçekten iyi degilsin"

"Hahaha neden öyle diyorsun ama bak ne kadar güzel antrenman yapıyoruz"

Hala yerde olan bedenin üzerine yaklaştım ve yerle aramla kalan jisunga baktım. Gözlerin den "ne yapıyor bu amk?" Dediği anlaşılıyordu.

Biraz daha yaklaşım

"Bence de güzel bir antrenman" dedim.

Korktuğu gözlerin den anlaşılıyor du daha fazla zorlanmadım ve üstünden kalktım.

"Chan ruh hastası olduğunu söylemişti ama sadece ders konusun da sanıyordum"

Sadece kısa bi gülüş attı. Ve yerden doğruldu.

"Hah o beni tanımıyor bile nasıl benim hakkım da düşüncesi olabilir?"

İkimiz de yerden kalktık ve kapıya doğru ilerlemeye başladık.

"O herkesi tanır sadece sen anlamazsın"

Kapının önüne geldiğimizde durduk ve bana dönüp

"Her zaman böyle misin merak ediyorum?"

"Merakını giderebilirim" diyip sırıttım ve üstüne yürüdüm.

"AAAAAAAAA"


Evettt ikinci bölüm de geldi geçenkini uzun yaptım bu da kısa sayılmaz ama neyse iyi geceler•

SMİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin