2. BÖLÜM-TANIŞMA

36 5 10
                                    

    

    Öncelikle ııı kestane balının diyarı Zonguldak'dan selamlaar. NVDDNJKVNFJFDN

    Bu gün modum çok yüksek o yüzden güzel bir bölüm yazmaya çalıştım.

    Bölümü, özellikle son sahneyi, medyadaki  şarkı ile okumanızı tavsiye ederim.

    Lafı fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakmak istiyorum.

   ~Yarınınız olmadığını düşündüğünüz her an belki de geleceğinize bir umut ışığıdır.

   İyi okumalar.

*****************************************

   Ayaz birkaç saat bekledikten sonra Anka'nın normal odaya alındığını öğrendi. Normalde odaya yakınları girip beklerdi ama malum kızın ailesi burada olmadığı için kendisi beklemeye başladı. 

  Nedensiz bir şekilde bu kıza kanı çok ısınmıştı. Özellikle ailesini gördükten sonra daha da yakın hissetmişti bu kızı kendine.

  Kıza baktıkça içinde anlam veremediği şeyler hissediyordu. İçi kıpır kıpır oluyordu. Kız neredeyse kendi kız kardeşiyle yaşıttı. Belki de kıza baktıkça kendi kardeşini hatırlayıp abilik duyguları kabarıyordu. Bunu kendisi de bilmiyordu. Düşündüğü zaman kendi kız kardeşiyle her ne kadar ara sıra anlaşamasa da böyle bir durumda olmasını da istemezdi. Kardeşiydi sonuçta. Hangi abi böyle bir şey isterdi ki?

  Ayaz kızın başında oturup düşüncelere daldığı anda Anka yavaş yavaş kendine geliyordu. Gözlerini açar açmaz gördüğü beyaz tavanla kaşlarını çattı. Nerede olduğunu anlayamamıştı. kafasını yavaşça sağına doğru çevirince gördüğü yabancı bedenle şaşkınlığı daha da artmıştı. 

  Tanımadığı bir adam baş ucunda oturmuş tavana bakarak bir şeyler düşünüyordu. Anka adamın kendisine gelmesi için hafifçe öksürerek kendisine bakmasını sağlamıştı.

  "Siz kimsiniz acaba. Ve biz şuan neredeyiz?"

  Ayaz kendine bakan afallamış mavi gözleri görünce içi sıcacık olmuştu. Kız nedense şuan gözüne çok tatlı ve masum gelmişti. Ayaz düşüncelerini bir kenara bırakıp boğazını temizledi. Sonra yine o içten gülümsemesi ile kızın sorusunu cevapladı.

  "Öncelikle ben Ayaz. Seni bar tuvaletinde bulan ve buraya getiren kişiyim. Ayrıca şuan hastanedeyiz. Başka bir sorunuz var mı acaba Anka hanım?"

  Anka'nın duyduklarıyla kaşları çatıldı. Doğru ya en son bir bar tuvaletinde bileğini kesmişti. Hatırladıkları ile kaşlarını önce şaşkınlıkla kaldırıp sonra aniden sinirli bir şekilde çatılmıştı. 

  Ayaz genç kızın bu ani surat ifadesi değişimi ile şaşırmıştı. Yine de sesinin çıkarmayıp kızın bir şey demesini bekledi. Kız en sonunda derin bir nefes alarak sakinlikle konuştu.

  "Beni kurtarmamalıydınız."

  Ayaz kızın ağzından çıkan ilk kelimenin bu olmasına mı üzülse, yoksa o kadar çabasından sonra bir teşekkür bile alamamasına mı sinirlense bilemedi. Tabi ki bu genç kızın hayatını bir şey beklediği için kurtarmamıştı ama yine de ilk kurduğu cümlenin bu olması Ayaz'ı kırmıştı.

  "Ne demek. Hayatını kurtardığım için teşekkür etmene hiç gerek yok. Ben insanlık görevimi yaptım."

  Ayaz iğneleyici kelimelerini söylerken sesinin kırgın çıkmasına engel olamamıştı. Anka adamın kırıldığını fark edince kendini suçlu hissetmişti. Kendi için bu kadar uğraşan bir adama teşekkür bile edemeyecek olması Anka'yı üzüyordu.

UMUT IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin