Kuş cıvıltıları ve perdenin arasından gelen güneş ışığının yüzüme çarpması ile yeni şehrimde lanet olası bir güne uyandım. Mutfağa gittiğimde her şey hazır görünüyordu. Babamla kahvaltıya oturduk. Bir sandalye boştu. Annemin yokluğu fazlasıyla hissediliyordu. Kapının önünden gelen servisimin kornasıyla düşüncelerimden sıyrılıp nihayet gitmem gereken bir okulum olduğunu hatırladım. Babamın yanaklarına birer öpücük bırakıp, yerdeki çantamı alıp servise koştum. Servisimdeki sıkıcı dakikalarımı geride bırakarak nihayet okuluma vardım.
...Kantine uğrayarak nescafémi alıp sınıfıma doğru yürüyordum ki önüme çıkan iri bir cüsseyle neye uğradığımı şaşırdım. Kahvede çocuğun ve benim üstüme döküldü.
Çocuğa dönerek " Afedersiniz, iyi misiniz? "dedim. Bana dönerek " İyim, e tabi yandım azıcık" dedi. Ikimizde birbirimize bakarak güldük. Bana dönerek "Bu arada adım Uzay" dedi. Bende gülerek "Benim de Uranüs" dedim. Sonra şaka olduğunu söyleyerek hafif bir tebessümle adımı söyledim. Tanıştığımıza memnun olduğumu söyleyerek oradan uzaklaştım. Fena çocuk değildi aslında. Bir havası vardı. Çalan zilin sesiyle sınıfa gitmem gerektiğini hatırladım ve hızlı adımlarla sınıfa doğru yol aldım....
Teneffüs zilinin çalmasıyla kantine gittim ve bir masaya oturdum. O ne sıkıcı dersti ya. Birkaç dakika sonra kantin kapısından içeri giren Uzay, elindeki kahvelerle yanıma gelip "Oturabilir miyim? " dedi. Ben hiç kaçırır mıyım? Hemen tabi dedim.
"Burada yenisin herhalde... Ya..yani İzmirde" Az önce kekeledi mi bu? Sesimin fazla heyecanlı çıkmamasını umarak cevap verdim "Hmm evet şey dün taşındık aslında"
Gülerek önüne döndü ve birkaç dakika ikimizde hiç konuşmadık. Bu sessizliği bozan yine Uzay oldu. "Seni sinemaya davet etsem, fazla mı ileri gitmiş olurum acaba?"
Evet evet evet ve yine evet "Çok isterim aslında."...
Eve gidip, hazırlandıktan sonra bir korna sesi duydum. Uzay aşağıda beni bekliyordu. Arabada birkaç kişi vardı. Sanırım başbaşa değildik. Uzay beni arkadaşlarıyla tanıştırdı. Arabada iki erkek, bir kız vardı. Yoksa Uzay'ın sevgilisimiydi ? Değildir herhalde diyerek kendimi teselli ettim. Alışveriş Merkezi' ne geldik. Uzay hemen kapımı açtı. Ve indik.
Sinema başladı. Çok korkunç bir bölüm vardı. Istemeden Uzay'ın elini tuttum. Ikimizde yarım saat birbirimize bakakalmıştık. Elimi çekerek utangaç bir sesle "Sen yanlış anladım" dedim.🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷
🔷 * Umarım beğenmişsinizdir :)🔷
🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷🔷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ KALP
Storie d'amoreAnnesinin ölümünden kendini suçlayan bir genç kız ile, umursamaz ve çapkın bir çocuğun hikayesi... ~ İlayda 17 Yaşında son derece iyi ve bir o kadar merhametli bir kızdır. Okumak için gittiği şehirde hiç ummadığı bir şekilde İzmir'in en çapkın çocuğ...