Yazardan Veda

239 17 14
                                    

  Bu sizlere Lisede Aşk Boktandır üzerinden yayımladığım son yazım.

   Yazacak o kadar çok şey var ki...

   Öncelikle hepinize ayrı ayrı çok teşekkür ettiğimi, sizleri tanıdığım için çok mutlu olduğumu, hepinizi çok sevdiğimi bilin.

   Ben hayatın, insanı bunaltan, geren, sinir krizlerine girmesine neden olan, üzen, ağlatan, yalnızlığa iten, düşündüren, düşündükçe çıldıracakmış gibi hissettiren yönünden çok eğlendiren, kahkaha attıran, mutlu eden, tîye alan, samimi, duygusal, hayalperest yanını seviyorum. Ve o yönüne göre yaşamaya çalışıyorum. Kişiliğimi ayaklar altına almadan, korkmadan, sesli kahkahalar atarak, herkesin içinde ağlayarak, yaptıklarımdan pişman olmadan, her şeyin aşırısını yaşıyorum. Böyle yaşamak yakışıyor bana.

   İnsanların hakkımda düşündükleri hiçbir zaman umrumda olmadı. Ben, insanları mutlu gördükçe mutlu olan, konuşmayı seven, dertleşen, tanımadığı insanlarla arkadaşlık için ilk adımı atmayan ama arkadaş olunca da sanki yıllardır berabermişçesine samimi olan, dengesiz, patavatsız, insanları güldüren, şaka yapmayı seven ama kendisine yapılmasından hoşlanmayan, çok okuyan, çok izleyen, çok uyuyan, tembel, hayalleri olan, onların peşinden koşan, sürekli yorulan, bir gün kendisini gerçekten sevecek kişiyi bekleyen, saçma takıntılara sahip, inatçı, kafasının dikine giden, duygusal, yalnız kalmaya bayılan, umursamaz, bencil biriyim.

   Hayatın bana verdikleriyle yetinmek yerine daha iyisine sahip olabilecek gücü kendimde buldukça onu elde etmeye çalışıyorum.

   Ben bu hikayeye ciddi bir 'öylesine' niyetiyle başlamıştım. Sonra bir baktım içinde kendini bulanlar oldu. Benimle gülüp benimle ağlayanlar çıktı ortaya. Belki benimle aynı anda aynı yerde "Siktir!" diyenler bile olmuş olabilir...

   Sizler için, hepiniz için içimde bir sürü iyi dileklerim var. Hepinizin sizi hayatta mutlu edecek insanlarla karşılaşmasını istiyorum. Sizi çok sevecek, kişiliğinize saygı duyacak, koruyacak, durduk yere sarılacak, kalabalığın içinde kulağınıza "Seni seviyorum." diye fısıldayacak, kokunuzu içine derin derin çekecek, saçlarınızın arasına minik bir öpücük konduracak, sizi kaybetmektan korkacak biri...

   Bazılarınız "Beni aşktan nefret ettiren ama bana onsuz olmayacağını anlatan kişisin." demişsiniz. Yani ben bu hikayeyi silmeden önceki yorumlarda... Aşktan nefret etmeyin. İçimdeki ses bana hâlâ aşkın dünyadaki en güzel his olduğunu fısıldıyor. Sadece doğru insana doğru zamandan rastlamak mesele...

   Kendimiz olduğumuz sürece de elbet bir gün doğru kişi hepimizin karşısına çıkacak, belki kiminin ki çıkmıştır bile...

  Ben ona hiç sarılamadım. Kokusunu hiç içime çekemedim. Cesaretimi toplayıp da gözlerinin içine bakıp konuşadım ama farkında olduğum bir şey vardı: yanında olduğum her anımı son anımızmış gibi sonuna kadar yaşadım. Eğer varsa sevdiğiniz biri, eğer onun da size bir şeyler hissettiğini düşünüyorsanız gidin ve çok geç olmadan "Seni seviyorum." diyin.

   Bir keresinde sosyal ağımın birinde biri bana soru olarak "Sevdiğine ona sevdiğini söyle. Kaybedeceğin bir şey yok." demişti. Bende "Bana kazacanacağım bir şey söyle." dediğimde "Onu." demişti. Söylemedim. Onu da kazanmadım. Kaybettim. Keşke, keşke söyleseydim demiyorum çünkü keşkelerle hayat yürümez. Pişman değilim yaptığım, yaşadığım hiçbir şeyden. Sadece yaşanabilecek şeyleri yaşayamamış olmak canımı sıkıyor. Sıkıyordu...

   Bitti bizim aramızdaki her şey. Özlemiyorum, sevmiyorum, yokluğunu hissetmiyorum. Çünkü bir filmde de duyduğum gibi; ona ondan hoşlandığımı belli ettiğimde artan bir egosu değil de atan bir kalbi olsaydı her şey farklı olabilirdi.

   Aşık olmakla aptal olmayı birbirine benim gibi karıştırmazsınız umarım.

   Geleceğin, hepinize hayırlısıyla gönlünüzden geçenleri karşınıza çıkarmasını istiyorum. O kadar çok istiyorum ki...

   O birbirinden harika ve eşsiz yorumlarınızı hiçbir zaman unutmayacağım. Hikayeyi de silmeyeceğim burada kalacak. Cidden kalacak... Bir kez daha silersem, kendimi vuracağım yoksa. Tekrar okumak isteyenler ya da yeni başlayanlar için kalacak... Ben de buralarda olacağım hep. Yapılan yorumları, atılan mesajları cevaplarım.

   Hâlâ aklında sorular olanlar çekinmeden sorabilir. Yeni soruları ve cevapları Röportaj/ Merak Edilenler bölümüne ekleyip güncelleyeceğim sürekli.

   Aslında hepinize tek tek telefon numaramı vermek istiyorum. Sizi mutluluktan havalara uçaran, biriyle paylaşmazsanız çıldıracakmış gibi hissettiren her anınızda yanınızda olmayı çok isterim. Telefonumu veremesem de şurada bir mesaj uzağınızdayım.

   Hepiniz iyi ki varsınız. Burada sanki bir ailem olmuş gibi hissediyorum. Sizlerden kopmayı düşünmüyorum. Kopmayacağız...

   Yeni bir hikaye yazmayı çok isterdim ama kazanmam gereken bir hukuk fakültesi var Ankara Üniversitesi'nde. Çok çalışmalıyım. Çok.

  İnsanların sizi üzmesine izin vermeyin! Hayat sizin! Kahkahalar her şeyi daha katlanabilir kılıyor. Olduğunuz kişiden, sahip olduklarınızdan utanmayın çünkü o sizsiniz! Sizi diğer insanlardan ayıran adınız, soyadınız ya da T.C. kimlik numaranız değil. Ruhunuz, düşünceleriniz...

  Hepiniz, herkes her şeyin en iyisini hak ediyor. Onu elde etmek için çabalayın! Pes etmek yok!

  Hayatın size çıkardığı engellere inat mücadeleyi bırakmayın! Lütfen...

  Hepinizi tek tek çok seviyorum. Bana 'arkadaşım' dediğim insanlardan daha yakındınız pek çoğunuz. İyi ki de öyleydiniz. Sizleri hiçbir zaman unutmayacağım. Biz bir LAB Ailesi'yiz!

  Kendinize çok iyi bakın...

Lisede Aşk BoktandırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin