10 ' not in the same way

561 58 11
                                    

[Tanıştıkları yıl, her şeyin başlangıcı]

"Jisung!" diye bağırdı Minho yetişmeye çalıştığı çocuğa doğru koşarken.

Farketmemişti Jisung onu, sesini duyduğu an olduğu yerde durup sesin geldiği tarafa doğru döndü.

"Selam." dedi Minho nefes nefese bir şekilde Jisung'un yanına vardığında.

"Selam." dedi Jisung ona gülerek "Niye koştun hyung seslensene bana bekleyeyim."

Aralarında iki yaş vardı ancak Jisung okula erken yazdırıldığı için dokuzuncu sınıftaydı, Minho da onuncu sınıftaydı o dönemler.

"Ne bileyim koştum öyle." dedi Minho gülerek "Beraber yürüyelim mi? Bir işin var mı?"

"Olur, eve gideceğim yok bir işim." dedi Jisung gülümseyerek.

Liseye başladığı yıl Minho onun kurtarıcısı olmuştu adeta. Kendini bildi bileli sınıfındaki herkesten bir yaş küçük olduğu için sürekli eziliyordu. Liseye geçtiği yıl da bu böyle devam etmişti. Bir yaş küçük olduğunu öğrendikleri an üzerine gelmeye başlamıştı sınıftakiler. İçine kapanık biri olduğu için sesini de çıkaramıyordu kolay kolay.

Okulun ilk haftası bahçede tek başına oturup kitap okurken Minho'yla karşılaşmıştı.

Çok rastgele bir tanışmaydı aslında ama ikisini de çok mutlu etmişti bu. Jisung'un yalnız oturduğunu görünce arkadaşlarının yanından kalkıp onunla tanışmaya gelmişti Minho. Hayatında ilk kez biri onunla gerçekten tanışmayı istediği için çok mutlu olmuştu Jisung. Üstelik sınıftakiler onuncu sınıflardan biriyle arkadaş olduğunu öğrenince ona bulaşmayı kesmişti. Kendi arkadaşlarıyla takılan, belaya bulaşmayan biriydi Minho ancak dokuzuncu sınıfları korkutması için onlardan büyük olması yeterli olmuştu.

Minho'nun arkadaş grubu da aynı kendisi gibi sıcak kanlı kişilerden oluşuyordu, bu yüzden hemen almışlardı Jisung'u aralarına. Üstelik yaşı küçük olduğu için bebek gibi davranıyorlardı ona. Bir şey yaparken ilk Jisung'a soruyor, bir yerlere gitme planı yaparken onun gelip gelemeyeceğini mutlaka düşünüyorlardı.

"Bir şey konuşmak istiyordum aslında." dedi Minho bir yandan yürürken kolunu Jisung'un omzuna atarak. Bunu hep yaptığı için ikisi de alışkındı bu duruma.

"Dinliyorum hyung." dedi Jisung başını ona doğru çevirerek.

"Chan hyungun geçen gün dediği şeyi hatırlıyor musun?" dedi Minho gülerek. Jisung da gülüp başını aşağı yukarı salladı.

Chan, aynı Jisung'un gruptaki tek dokuzuncu sınıf olması gibi, bu arkadaş grubundaki tek on birinci sınıftı. Hepsinden büyüktü ancak hissettirmiyordu bunu onlara.

"Birbirinize yakışırsınız aslında dediği günü mü diyorsun?"

Başını aşağı yukarı salladı Minho gülümseyerek. Bir süredir bunu konuşmak istiyordu Jisung'la, Chan'ın söylediği şey ona bahane olmuştu.

"Anlamıyorum bu tarz konuları. İyi anlaşıyor olmak için illa aramızda öyle bir şeyler olması mı gerekiyor?" dedi Jisung hafifçe dudaklarını büzerek. O an anlamamıştı da Minho'nun onunla ne konuşmak istediğini. Mesele sadecee iyi anlaşıyor olmakla da bitmiyordu.

Chan Minho'nun ona olan bakışlarını farkettiği için ortaya böyle bir şey atmıştı, sonrasında bunu Minho'yla da konuşmuştu zaten. Yaşları küçüktü kendilerini tam olarak tanımaları için ancak kimi sevip sevmediklerini anlayacak kadar büyümüşlerdi.

"O şekilde değil." dedi Minho gülerek. Adımlarını durdurup Jisung'a döndü. Jisung da durup ona dönmüştü böylece. Okuldan ancak birkaç sokak uzaklaşmıştılar, henüz evlerine de yaklaşmamıştılar.

right here ; minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin