Kendinden emin bir şekilde arkasını dönüp kapıya doğru yürümeye başladı. Kapının tam önüne gittiğinde durup arkasını döndü. Göz kırparak;
- Beni takip eder misiniz.
Kapıya yöneldim. Kapıya geldiğimde kenara çekilerek eliyle kapıyı gösterdi. Kapıdan çıkarken yüzüne baktım normal bir zamanda gibi çapkın bir göz kırpması attı. İçimde ona karşı duygular git gide daha da kabarıyordu.
Boş koridorda yürümeye başladık. Asansörün önüne geldiğimizde Albert 5. katının düğmesine bastı. Kapı kapandı. Tam yanımda durmuştu eli elime deyiyordu. Bunu bilerek yapıyormuş gibiydi. Sanki oda da beni etkilemeye çalışıyor gibi.
Asansör açıldı ilk dışarı çıkan o oldu bende onu takip ettim. Bir odanın önüne geldik. Laborotuvara geldiğimizi düşünmüştüm ama burası laboratuvara hiç benzemiyordu. Kapıda parmak izi vardı Albert parmağını okuttu ve kapı açıldı. Tekrar bir eliyle odayı göstererek içeri girmem için kafasıyla içeri işaret etti. İçeri girdikten sonra buranın onun odası olduğunu anlamam fazla uzun sürmedi.
Albert da kapıdan giricen kapı otomotik olarak kapandı. Albert' ın beni buraya neden getirdiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Ona döndüm ve konuşması için bekledim ama o dolaptan içecek birşeyler arıyordu. Konuşmaya benim başlamam gerektiğini anladım.
- Labarotora gidicegimizi sanıyordum.
Albert kafasını dolaptan kaldırıp bana doğru baktı. Yüzünde çapkın bir gülümseme vardı.
- Mona sana veda etmeden gitmeni istemiyorum. Benim çok zor bir durum ama biraz olsun zaman geçirmek için seni buraya getirdiğim. Eline aldığı bira şişesini tezgahın üstüne bıraktı dolaptan iki tane shot bardağı çıkarıp birayı bardaklara döktü. Bardakları eline alıp yanıma geldi. Bardağı bana uzattı. Uzattığı bardağı aldım. Kendi bardağını havaya kaldırarak;
- Şerefe.
Bende kendi bardağımı onun gibi havaya kaldırdım ama birşey söylemeden kafama diktim. Bir yudum aldım çünkü onun içeceklere birşey kattığından şüpheleniyordum.
Albert ilk dikişte bardağı bitirdi. Bardağı hemen yanımızda duran masaya hafif sert şekilde koydu. Ardından hiç beklemediğim şekilde elirini belime koyup beni kendine çekti. Elimdeki bardak yere düşüp parçalandı. Bu onun umrunda olmadı. Beni öpmeye başladı önce boynuma ardından yavaşça dudaklarımı öpmeye devam ediyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum şuana kadar onu itmemiş olmama şaşırıyordum.
Elleri yavaşça belimden kalçama doğru kaydı. Kalçamın üstünde ellerini arzulu bir şekilde gezdiriyordu. Sanırım zevk almaya başlamıştım. Bende ellerimi boynuna doladım, ona karşılık vermeye başladım. Bir an durdu yüzüme baktı ve muzip gülümseme ile gözlerime baktı ardından boynumu tekrar öpmeye devam etti.
Ellerini kalçamın üstünde çekerek geri çekildi ve gömleğini çıkardı. Ardından tekrar öpüşmeye başladık. Eleri ile önce kazağımı yukarı doğru çıkartıp attı ardından eteğimin fermurarını açtı eteğim yere düştü. Sütyenimin kancalarını çıkartıktan sonra beni kucağına aldı. Yavaşça yatağa bıraktı. Kendi kemerini açıp pantolunu çıkardı. Tekrar beni deli gibi öpmeye başladı ellerini vücudumda gezdiriyordu.Her dokuşunda büyüleniyordum.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRISIZ
FantasíaHERKESİN TANRIYA İHTİYACI VARDIR , EN ÇOKDA YERYÜZÜNDE YAŞAYANLARIN... +18