Ever

80 7 19
                                    


Wakatoshi'nin gözünden

3 aydır aynı şekilde yatıyor yüz kasları dışında hiçbir kasını hareket ettiremiyordu Satori. İkimiz de buradan bıkmıştık ama bir sonu yok gibiydi. Satori 3 ay önce intihara kalkışmıştı hemde gözlerimin önünde. Şehirde bulabildiği en yüksek binanın tepesine çıkmış ve büyük ihtimalle uzun yıllardır planladığı gibi bir ölüm istemişti. Onu son anda fark ettiğimde ise her şey için çok geçti. Yanına koşmuştum ama tutamamıştım. Belki de tutmuştum ama o kollarımdan kurtulup yine kendini aşağıya bırakmıştı. Onun yavaşça aşağıya kayan vücudunu görmek her şeyden daha kötüydü. Ama hiçbir şey yapmamıştım ellerim bağlanmış gibiydi. Sadece izledim izledim ve izledim. Belki de onunla birlikte atlamam gerekirdi. Sevgilim yoksa ben neyim ki bu hayatta. O hastaneye kaldırılınca çok düşündüm. Neden yaptı diye değil, ben niye yapmadım diye. Ya da neden vazgeçirmeye çalışmadım değil, neden onu bir saniye de olsa gözümün önünden ayırdım diye. Çok düşündüm ama yanıt bulamadım. Ve işte buradayız 3 aydır aynı hastanede aynı odada. Satori isterse konuşabilir dedi doktor ama bir cümle bile duymadım ağzından. Gözlerini açabilir dedi doktor ama bir kere bile bakmadı gözlerimin içine. Yine de ben ümidimi kesmedim. Her gün onunla konuşmaya çalıştım. Beni duyduğunu biliyordum ama cevap vermedi bana. Her dakika onunla konuştum ama bir kere bile azarlamadım onu. Kızmadım, bağırmadım, neden diye sormadım. Cevabını biliyordum zaten. Zaten konuşmazdı. Gereği yoktu.

Her zamanki gibi bir gündü. Hastanede Satori'nin hemen yanındaki koltukta uyanmıştım. Bugün içimde farklı bir his vardı. İyi yada kötü olduğunu anlamamıştım ama iyi olduğunu düşünmüştüm. Kahvaltılar geldi her şey çok normaldi. Yine gözlerimin içine bakmadan yemeğini yemiş ve kitabını okumuştu Satori. Ben ise ona sürekli sorular sormuştum. Konuşmayı çok severdi ama artık hiç konuşmuyordu. Derken kulağım bir ses işitti. Doktorlardan birinin sesi değildi bu uzun zamandır duymak istediğim sevgilimin sesiydi.

- Özür dilerim.

+ Ne? Hayır ne özürü Satori ben senden özür beklemiyorum. İstediğini yapmakta özgürdün sonuçta seni suçlamıyorum. Lütfen benimle konuş artık ve pişman olduğunu söyleme. Özür dileme katlanamadığımı biliyorsun. Lütfen yapma.

Ama konuşmadı. O sustukça benim gözlerim doldu. Ayağa kalkıp lavaboya doğru adımladım. İçimdeki o his git gide büyüyordu. Her adımda ikiye katlanıyordu hatta. Sonrasında koridorun başında insan çığlıkları duydum. Kafamı çevirip baktığımda Satori'nin bulunduğu odaya bir sürü doktorun girdiğini gördüm. Hayır şuan olamazdı. Hayır düşündüğüm şey değildi. Hayır hayır diye çığlıklar atarken koşarak odaya girdim. O iğrenç makinenin herşeyin bittiğini söyleyen sesi... Kendime lanet ettim, hayata lanet ettim ama en çok da Satori'ye lanet ettim. İçimde uzun zamandır tuttuğum herşeyi bağırmaya başladım. Bağırdım bağırdım ve bağırdım. Ama hiçbir şey değişmedi. Ne o geri geldi ne ben rahatladım. Sadece bağırdım...

                          -

Uyandığımda Satori yanı başımda duruyor anlamaz gözlerle bana bakıyordu. Doğruldum ve ona baktım. Kanlı canlı karşımda duruyordu. "Rüyaymış" diye bağırıp yatağın içinde oturur pozisyona geçtim. Satorimin özlediğim güzel yüzünü ellerimin arasına aldım. Yavaşça okşadım o hala anlamaz gözlerle bana bakıyordu. Ağlamak üzereydim ama umrumda değildi. Az önceye kadar öldüğünü zannediyordum ama şimdi tam karşımda duruyordu. Yüzüne yaklaşıp burnunun ucuna öpücük kondurdum. Hafifçe gülümsemişti ve o da beni öpmüştü.

- Ne oldu açıklar mısın?

+ Çok kötü bir rüya gördüm.

- Anlatmak ister misin?  İstemiyorsan sorun yok.

My paradise | UshitenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin