163 - Sevgi Anlaşmak Değildir, Nedensiz De Sevilir

169 5 7
                                    

Nasıl özlemişim, ah bir bilseniz!
Fazlasıyla geç gelen bir bölüm olduğundan affınıza sığınarak paylaşıyorum bunu.
Öncelikle geçmiş olsun... Ben dahil hepimiz çok zor bir dönemden geçtik, hâlâ geçiyoruz. Bir derdi, sıkıntısı olan varsa benimle paylaşabilir, ne zaman isterse mesaj kutuma koşabilir, elimden geldiğince destek olmak isterim...
İnanın bu süreçte hiç yazamadım... Ama bir şekilde bu hafta oturdum hikayenin başına. Kısacık bir bölüm yazdım. Bir başlangıç olsun, devamı gelir dedim. Umarım beğenirsiniz...

🤍🤍🤍

"Aşkım... Makyaj malzemelerimi buraya koyabilir miyim?" dediğimde bana bakmadan cevap verdi Karan.

"Tabi sevgilim."

"Ama bakmadın ki-"

"Nereye istersen oraya yerleş." diyip kitaplarımı kitaplığına dizmeye devam etti. Bunu yaparken öyle dikkatliydi ki zaman zaman durup hayran bakışlarımla onu izlemeye koyuluyordum. "Çalışma masanı odamıza taşımamı ister misin?"

"I-ıh... Bozar buranın düzenini. Sıkışık sıkışık olmasın..."

"Yenge!" diye seslendi Yiğit o sırada. Kapıyı tıklattı. "Müsait misiniz?"

"Sevişiyoruz!" dedi Karan alayla, güldüm. Saçlarını karıştırdım.

"Müsaitiz." dediğimde girdi Yiğit içeri.

"Bulut'un odası hazır. Salonu da toparladım biraz. Şimdi çıkmam lazım. Akşam gelirim yine yardıma." dedi.

"Ellerine sağlık! Çok teşekkür ederim!" diyip hızla sarıldım boynuna.

"Ne demek..."

"Eyvallah kanka, görüşürüz." dedi Karan da. Yiğit evden çıktığındaysa saatini kontrol etti. "Çocukları almaya gideyim mi ben?" dedi.

"Birlikte gitsek... Şey... Ara verelim biraz. Yoruldum."

"Tamam yavrum. Üzerine bir şeyler giy de çıkalım o zaman." Hazırlanıp çıkmamız en fazla beş dakika sürmüştü. Karan benim için arabanın kapısını açtığında kocaman bir gülümsemeyle dudaklarına öpücük bırakıp yerime yerleşmiştim ben de.

Şoför koltuğuna geçti. Kemerini taktı ve arabayı çalıştırıp ellerimizi kenetledi. "Çıkmışken sevdiğin lambalardan alalım mı?" dedi. Omuz silktim.

"Olur... Fark etmez."

"Sevmiyorsun sen beyaz ışık çok..."

"Olur..."

"Yatak odasına renkli de alabiliriz..." diyip sırıttı. "Fantezi olur."

Tekrar "Olur..." dediğimde bana doğru döndü. Kaşları çatıldı.

"İyi misin?" diye mırıldandı.

"Çok iyiyim." diyip gülümsedim şapşal şapşal. O da güldü. Tuttuğu elimi dudaklarına götürüp üzerine kocaman bir öpücük bıraktı.

Okulun önüne arabayı park ettiğinde henüz daha zilin çalmasına on dakika vardı. "Gel şöyle..." dedi Karan kucağını göstererek. Kocaman açıldı gözlerim.

"Saçmalama!" dedim anında. Kıkır kıkır gülüyordum bir de. "Karan okul alanındayız!"

"Gel ya... Öpeceğim. On dakikamız var."

"Ya... Karan..." desem de yalnızca nazlanıyordum ve o da bunu biliyordu. Çekti beni kucağına. Dudaklarıma kapandı. Parmaklarım saçlarının arasına karıştı. Zaman zaman da yüzünü, sakallarını sevdim. Ondan çok ben öptüm belki de.

KOMŞU ÇOCUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin