12.@gizemli hediye@

35.2K 1.1K 61
                                    

Uyandığımda belime sımsıkı sarılmış eller vardı. Bu eller kaya'ya aitti. Dün akşam birinci ceza olarak onunla uyumuştum. Beklediğimin aksine çok sakindi. Belime sarılırken 'sadece sarılacağım' demişti. Sabah kalktığımda ise elleri belimde ama başı göğüsümün üstündeydi ve uyuyordu.

Kalkmak için kipirdaninca Kaya'nın elleri sertleşti. Kipirdanmayi kesip kaya'nın yüzüne doğru döndüm. Yüzü yüzüme geliyordu. Alnıma alnı deyiyordu. Kaya'nın yüzünü incelemeye başladım. İnce burnu çıkamaya başlamış sakaları uzun kirpikleri...

Elimi yanağına koyduğumda Kaya gözlerini açtı. Korkup elimi çektim ama Kaya elimi tutup yanağına koydu. Bir elini de kalbime koydu.

"Hiç mi bir şey hissetmiyorsun. " ben cevap vermezken Kaya'nın kaşları çatıldı. " şu 200 gramlık siktiğimin kalbi neden bir şey hissetmiyor."

" ben sevdiğim insanları kaybediyordum. " gözlerim dolmuştu. Annem aklımdan çıkmıyordu. En ufak şeyde hemen gözlerim doluyordu. Sonra Dicle aklıma geliyordu ve tutuğum göz yaşlarımı bırakıyordum. Göz kapaklarımı kapatınca bir damla yanağıma süzüldü. " önce annem sonra Dicle. "

Kaya beni kolları arasına alıp sarıldı. İçimden Kaya'ya sarılmak geldi. Bende kaya'ya sarıldım. Göz yaşlarımın akmasına izin verdim. Ona güvenmiyordum. O bir katildı. Gözümün önünde adam öldürdü.

"Bana iyi gelmiyorsun." Sesli düşünmüştüm. Kaya'yı görünce hatta düşününce, duygularım alt üst oluyor. Bu aşk değil ama karmaşık bir şey. Duygularım karışıyor. Güvenmezken sadece onun yanında güvende hissediyorum. Hem korkmuyor hem de korkuyordum. " senden korkuyorum."

" korkmalısın. " kapalı gözlerimi açıp Kaya'ya dikkatlice baktım. Çok yakındık. Nefesi dudaklarıma çarpıyordu. Hiç mi bir şey hissetmiyordum. "Ben kötü biriyim. Senin aydınlığa zıt olarak ben karanlığın kendisiyim. "

Bu edebi konuşmayı guruldayan Karnım bozdu. Kaya beni bırakıp ayağa kalktı ve odadaki tuvalete girdi. Bende kalkıp Camın önündeki sandalyeye oturdum. Karşıdaki ormanı ağaçları kuşları inceliyordum. Kaya Tuvaletten çıkınca ben girip tuvalette ki işlerimi bitirip çıktım. Kaya elimi tutup beni odadan çıkardı. Aşağı indiğimizde harika bir sofra vardı yaşlı teyze hemen yanımıza gelip üstüme bir hırka verdi. Bu sırada Kaya kulağıma fısıldadı.

" ben ısıtırdım seni. "

Yanaklarım kızarırken kafamı eydim. Yaşlı teyze beni çekip masaya oturttu. Tabağımı doldururken ben şaşkınca teyzeye bakıyordum.

"Dün gece yorulmuşsundur zaten zayıf bir şeysin. " teyze yanaklarımı sıkıp elini göbeğinde gezdirdi.

" yok teyzeciğim olmadı öyle bir şey. "

" bizden mi utandınız? " konuştukça batıyordum. Gülüp, Yemeğimi yemeğe başladım. Ben yedikçe Kaya tabağımı dolduruyordu.

" yeter, daha fazla yersem patlayacağım. " Kaya kaşlarını kaldırıp bana baktı. Tabağımı ileri itip ayağa kalktım. Camın önüne geçip ormanı izlemeye başladım. Sıkıntıdan ağaçları sayıyordum. Bir anda arkamda belirdi. Saçımı boynumdan çekip boynuma bir buse bıraktı. İçimde bir şeyler kopuyordu. Vücudumun dengesi bozuluyordu. Yine karıncalanıyordu. Daha sonra kollarını vücuduma sardı. Kollarının arasından çıktım. Yüzüne doğru döndüm ve elimi kalbinin üstüne koydum. Çok hızlı atıyordu. Yüzüne baktığımda gözlerime bakıyordu. Ne hissettiğimi anlamaya çalışıyor gibiydi ama bu mümkün değildi çünkü bende ne hissettiğimi bilmiyordum.

" kargo var." sesle arkamı döndüm. Motosiklet montlu bir adam elinde kırmızı bir kuru ve kâğıtlarla içeri girmişti. Yaşlı kadın kutuyu alıp imza attıktan sonra bana döndü.

Mafyam (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin