Bazen öyle anlar vardır ki insanı felakete sürükler. Güvendiğini sanarsın ama güvendiğin o duvar hiç olmaz. Boğazım düğümlenmişti. Kimdim ben? Neden burdaydım buradakiler yabancıydı benim kanımın altındaki yabancılardı. Bir kumar vardı ölüm kumarı bu kumarda kurtulmak için herkes herşeyi yapıyordu
Kapıyı açtım.
"Leyla" dedi Akça. Ben sadece Buğraya baktım gözlerine baktım. İhanet etmedim desin istedim herşey açıkken ondan bir ümit bekledim. Sonra Akçaya baktım gözlerimden yaşlar firar etmek istiyordu ama ben izin vermediğim için yapamıyorlardı.
"Bak ben bu bakışı biliyorum Leyla yapma lütfen" dedi Akça.
"Konuşalım" dedim duygusuzca
"T-tamam Konuşalım" içeri girdiğimde Buğrada peşimizden geldi ona döndüm
"Sen sakın geleyim deme biz yanlız konuşucaz" bir şey söylemeyip dışarı çıktı.
"Neden Akça" dedim sesim sertti acınasıydı ama sertti
"Bak güzelim lütfen yapma lütfen dinle"
"Ben zaten dinlemeyi bekliyorum Akça" diye bağırdım olduğu yerde sıçradı
"Ama şuan değil güzelim bazı şeyler olduktan sonra" neydi bu? Bana kurulan bir oyun mu? Kalbim acısın diye olan bir şeymi? Evet acımıştı sızlamıştı bilenmezlikler yakmıştı canımı.
Ben bir süre sessiz kalınca Akça tekrar konuştu;
"Leyla" elimi tuttu sonra devam etti "bak güven bana beraberiz burdayım hep yanındaydım." lafını yarıda kestim
"Yanımdasın,yanımdaydın öylemi?" Gözleri yapma diyordu. Acıtma canımı diyordu ama o acıtmıştı bende acıtmaktan çekinmeyecektim.
"Akça ben korkanken sen nerdeydin?" Sert söylemiştim"Ben burda onca şey yasarken sen nasıl keyfine baktın ya" gözüm artık akmak isteyen yaş düşmüştü. Ümit etmiştim bazı şeyleri gerçekten ümit etmiştim
"Ben babamın bana onca yaptığını bilmeme rağmen yapmaz sandım satmaz sandım yaptı, yaptı Akça yaptı" bağırmıştım çünkü acım büyük gelmişti. Sustu konuşmadı dinlemeyi seçti
"Ben orda korkudan uyuyamazken Buğra gelip birşey yapacak korkusu yaşarken nerdeydin?" Bu sefer daha fazla bağırdım. Ağlıyordum güçsüz değildim ağlamak güçsüzlerin işi değildir ağlıyordum çünkü canım yanıyordu. "Bana bunu nasıl yaptın Akça nasıl yanındayım demedin" bu sefer fısıltıyla konuştum acımı fısıltıyla döktüm.
"Özür dilerim Leyla korkuların için çok özür dilerim" gülümsedim. Özür dilemişti ama acılarım geçmemişti korkularım geçmemişti geçemezdi hiç bir özür acıyı silemezdi yok edemezdi.
Bu sefer Buğrayı çağırdım. Gözlerinin içine baktım dün akşamki adamı görmek istedim. Ama suçlu bi okadarda kararlı gözlerle bakıyordu.
"Neden yaptın Buğra neden" kendimi toparladım o ise yere bakmaya devam etti. "Neden" diye bağırdım bu sefer. O dün akşamki adamı değildi bende dün akşamki kadın
"Gerçekten benden korktun mu?" Ne denirdi korkmuştum nefret etmiştim
"Korktum, ağladım, ben hala o lanet geceyi yaşıyorum Buğra Ben korkuyorum ben babamdan korkuyorum o iğrenç adamdan korkuyorum ümit beklediğim adamdan korkuyorum. Korkuyorum çünkü güvenmiyorum ben bedenimden tiksiniyorum" ağlamaktan kızaran gözlerime baktı. Sustu sustum gözlerimin içine baktı birşeyler anlatmak ister gibi. Ama anlatamadı.
Göz yaşlarım ihanetimdendi. Göz yaşlarım içimdeki çoçuğaydı onun canı acımıştı çünkü ihanete uğramıştı çocuklar canları acıdıklarında ağlarlar dı ağlıyordum içimdeki çocuk bunun ihanet olduğunu biliyordu acısını gözyaşlarımdan çıkarıyordu.
Çocuklar ihaneti bilmezlerdi ama benim içimdeki çocuk biliyordu her çocuk gibi acısını bildiği için ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kumarbazınkızı (DÜZENLENECEK)
Teen FictionO kumar masasında kimse masum değildi, herkesin işlediği bir suçu vardı, onları orda tek tutan sebep cinayetti ama bi adam bu sefer kızını ortaya koymuştu, işlediği günahların kahrını kızı çekecekti. Çünkü adam suçluydu eli kanlıydı ve o masadan yak...