Baktılar. Terkedilmişti kaderine ve yalnızlığına terkedilmişti.
baktı kızın bedenine, gözlerini kapatıp bir kafes hayal etti. kendi kalbinde, bu kafeste mutluydu kız kimse ona zarar veremiyordu. Ama düşündü ya o kafesi sevmezse? Diye düşündü ya o kafesi evi bilmezse ya güvenemezse?
Bir hayal , bir beden terk edilmiş bir beden. Karanlık ve ıssız ve sessiz. Onca sey arasında duygular neredeydi?
"Çok yaralanmış yarın ilk iş gidip onu göreceğim evinde sarılacağım, o kurtulmalı kurtulmalıki onu sevebileyim. Sevsinki iyilestirsin beni" hayallerden sıyrılıp adama baktı.
"sen hastasın biliyorsun değilmi"
"hastayım, sevsin ve beni kurtarsın" yavaşça kafasını sallayıp yere baktı
yatan beden daha hastalıklıydı
yerde yatan beden leylanındı...
leyla
Duygular tam olarak nereydi? Tam olarak kimin di?
Hergün bir çileydi. Bir kurşun , bir can, bir kalp, bir nefes, bir beden ve bir kafes.
Burda olduğumuz 5. Gündü, hergün bir kafes kırılıp içindeki tutsak uçuyordu. Buğra bu gece uyanmış ve kafeslerini korumuştu çünkü kafesin içindeki bendim....
Nedendi bu ayrılık? Severmiydi bırakıp giden adam? Bu son ölüm bu son kaçıştı.
Bana ayrılan odada uyumaya çalışırken Tolga geldi;
"Buğra normal odaya alınmış birazdan görmek istermisin?"
"Olur" dedim heyacanla, Tolga çıktıktan sonra üzerimi değiştirdim ve yanına gittim. Buğra tutsağını kurtarmıştı. tekrar hastane koltuğuna oturdum ve beklemeye başladım.
Çok geçmeden Buğra sedye ile yoğun bakımdan çıktı. Buğranın baygın bedenine baktım solgun bi okadarda, canlıydı, sakalları ve saçları dağılmıştı, bana gülümsediği yüz hatlarına baktım sonra kapalı gözlerine baktım gözleri kahverengiydi yanında siyaha benzer hareler vardı duygularını gözleri yaşatıyordu, sinirlendiğinde hareleri büyüyordu , güldüğünde ise küçülüyordu. Mahsun bir yüz ifadesi vardı, herşeyden son derece uzak...
Buğrayı çok geçmeden normal odaya aldılar, hemen kapının önüne gittim
Tolganın gözleri beni buldu
"Kahvaltı etmek istermisin ilk önce kendini topla biraz Buğra görmesin seni böyle""Buraya getirirsin" dedim ve koltuğa oturdum. Tolga da peşimden geldi
"Enerjik gibisin""Neden olmasın" gülümsedim. Kafasını yavaşça salladı ve oda oturdu bir koltuğa. Heyacanla nefes aldım"ne zaman uyanır" sesime çocuk kaçmıştı. Bu sefer o Gülümsedi. Gamzeleri vardı, sarı uzun saçları ve renkli gözleri vardı yakışıklı denemezdi ama çoğu kızın hayalindeki türdendi.
"Zamanla" gözlerimi devirip yeri izlemeye başladım.
Aradan sanırım 1 saat geçmişti, Tolga kahvaltımı getirmişti ben sadece çayı içip bırakmıştım, fazla dil dökmüştü hatta uyandığında Buğranın onu öldüreceğini falan söylemişti ama benim yeme niyetim yoktu. Sıkılıp koltukta uyuya kalmıştım.
Uyandığımda odada bir sürü hemşire vardı hepsi bir koşuşturma peşindeydi,
"Noluyo ya" hemşire bana döndü
"Buğra bey uyandı" dediğinde heyacanlanmaya başladım, onun o gün vurulan kalbi herkese soğuk bana sıcaktı. Gülümsedim Buğra herşeye rağmen uyanmayı başarmıştı. Hemen odaya girdim gözleri beni buldu, bakışlarında kaybettiği bir şeyi bulmuş gibi bir sevinç vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kumarbazınkızı (DÜZENLENECEK)
Teen FictionO kumar masasında kimse masum değildi, herkesin işlediği bir suçu vardı, onları orda tek tutan sebep cinayetti ama bi adam bu sefer kızını ortaya koymuştu, işlediği günahların kahrını kızı çekecekti. Çünkü adam suçluydu eli kanlıydı ve o masadan yak...