kırık bir aynanın yansıması yanıltıcıdır.

295 36 82
                                    

"Kırık bir aynanın yansıması yanıltıcıdır"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kırık bir aynanın yansıması yanıltıcıdır"

not:chiharu'nun kolunun çatlak olduğu kısmını kas incinmesi olarak düzelttim çünkü hikaye gidişatına uymuyordu büyük bir dikkatsizlikti sonradan şaşırmayın<3

Bölüm6

Tik, tak, tik, tak...

Sessizlik dolu bu evde saat sesinden başka bir ses yoktu. Saate dik dik baktı Chiharu. Onu fırlatıp kırarken erişeceği huzuru zevkle düşledi. Sonra gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Hayır yapmayacaktı. Telefonu açtığı için azar işttikten sonra saat kıramazdı.

Babasından neler duysa da gıkını çıkarmamıştı Chiharu, ama Sanzu... O hiçbir zaman sesini yükseltmez, kaba konuşmaz, bir şeye zorlamaz, bir şey istemezdi. Çok naifti Chiharu'ya karşı. Evet sanırım nAiF çok uyumlu olmasa da...

Sanzu farklıydı.

O hiç kimse gibi değildi Chiharu için. Onun söylediği tek bir sözle birininin canını yakabilirdi, aşağılar, yalan söyler, değil bir çeteyi ayaklandırmak dünyayı bile ayaklandırabilirdi. Sadece Sanzu söylese yeterdi.

Sanzu ona kimsenin yapmadığı şeyi yapmıştı. Sevgi ve şefkat gösterdi hiç bir çıkarı olmadan. Hatta şimdi üstünden onun için azar işitiyordu. Onun yüzünden, hepsi onun yüzündendi. Kızarık gözleri ağlayamayacak kadar yorgundu. Gözünü biraz bile kapatsa uyuyakalacaktı şuracıkta. İnatla Sanzu'yu bekledi.

Klik... Anahtar deliğindeki çevirilmenin melodisini duyduğunda irkilerek sıçradı koltuktan. Açılan kapının gıcırtısı... Bunlar Sanzu'yu bekleyen Chiharu için çok güzel bir senfoni bütünüydü. Aceleci adımlarla salondan çıktı ve koridordan köşeyi döndü.

İşte orada... Chiharu beklemediği bir anda Sanzu'ya kocaman sarıldı. Hafiften eğilmiş yukarı kaltırdığı ayağından botu çıkaran zavallı, masum, hiçbir şeyden haberi olmayan Sanzu dengesini kaybedip düştü.

Yattığı yerden doğrulurken üzerindeki Chiharu da huzursuz bir şekilde doğruldu. "Beni terk edeceksin sandım bir an. Gerçekten çok özür dilerim."

"Ben aşırı tepki gösterdim. Mikey benim için önemli bir insan. Anla beni, o benim için çok değerli."

Chiharu en sevdiği peluşu alınmış bir çocuk gibi hissetmeden edemedi. Mikey de kim, neden bu kadar önemli ki? "Sen yanımda olduğun sürece hiçbir şeyin önemi yok Haru."

Hala kucağındayken yara izlerine uzandı ve bir tanesine buse kondurdu. Ona takma adla seslenmenin küçük heyecanı kızaran yanaklarında hala belirgindi. Öpücükten sonra gözlerini kaçırdı, üstünü sirkeleyerek kalktı.

"O senin için ne kadar değerliyse tanıştığımız kısa zaman dilimine rağmen sen de benim için öylesin Haru. Amacım bir şey ispat etmek değil sadece bilmeni istedim. Hatalı olduğumu biliyorum"

Sanzu konuşmasını dinlerken ayağı kalktı. Elinde arkasına sakladığı bir şey Chiharu'nun dikkatini çekmişti. Sanzu onun farkettiğini görünce saklamanın anlamının kalmadığını anladı.

"Sana aldım ama debelendiğimiz sırada ezildi biraz. Kadınlar nasıl çiçeklerden hoşlanır, sen nasıl şeylerden hoşlanırsın falan bilemediğim için sana benzeyen bir çiçek seçsem anlamlı olur diye düşünmüştüm."

Sakura çiçekleri... Chiharu onları aldı ve içine çekti o naif kokuyu. "Düşünmüş olman yeter. Saklayacağım bunları"

"Ama evde vazo yok. Ben Mucho'nun ananesinin vazolarını ayağıma takıyo hep diye attım. Sonra pişman oldum tabii." Aslında pek pişman değildi.

Ensesini kaşıyarak güldü. İnsanların değerlerini pek umursamazdı ama böyle söyleyince tuhaf olmuştu. Chiharu da kendini tutamayıp gülünce rahatladı.

Sikerim değerini...

"Ben bunu koyacak bir şey bulayım."

Kısa pijama şortuyla bıcır bıcır dolaşan Chiharu arkasında bıraktı Sanzu'yu. Sanzu öpülen yarasının olduğu yerde elini gezdirdi bir süre. Gülerek kafasını iki yana salladı.

Chiharu'nun peşine düştü. Gürültüye bakalırsa mutfaktaydı. Sanzu manzarayı gördüğünde "Acaba Chiharu'yla o gün hiç tanışmasa mıydım?" diye düşündü. Kafasını iki yana salladı düşüncelerinden kurtulmak için.

Chiharu geçen akşam bitirdikleri bira şişesinin içine biraz su koyup sakuraları onun içine tıkmıştı. İçinde Sakuralar olan bira şişesini iyice tezgahın ilerisine itmeye çalışırken eğildi.

Kısa şortundan gözüken kalçaları... Mükemmel gözükmesi için doğru açıyı bulmaya uğraşırken büzdüğü dudakları... Sarı gözlerini kısışı... Öpülesi dudaklarındaki birazdan uzaya roket fırlatacakmışçasına bir şey başarmış gibi boş sırıtış...

Çok güzeldi, çok masumdu, bu dünyadan değil gibiydi. Ve aptaldı da, çok aptal. Onca olanlardan sonra ezilmiş bir kaç çiçekle mutlu olacak kadar aptal.

Onu doyumsuz, hırslı, kin tutan, kimsenin onu incitmesine izin vermeyen, dünyanın pisliği biri yapmak istedi. Kendisi incitse sorun olmazdı. Her zaman onun yaralarını sarmak için geri dönecekti. Tekrar tekrar...

Elbette her şey Sanzu'nun sandığı kadar güzel gitmiyordu. En azından kısmen. Bok gibi ruh halinde de olsa şuan Sanzu'nun yanında olduğu için sorun yoktu. Mutlu olsa da gördüklerinin kırık bir aynadan ibaret olduğunu biliyordu. Kırık bir aynanın yansıması yanıltıcıdır.

Fakat devam edecekti buna rağmen. Sanzu yanında olduğu sürece her şey yolunda demektir.

"Bak Haru," Kafasını çevirdi ve yaratıcı eserini eliyke gösterirken devam etti. "...sence de çok harika olmamış mı?"

Chiharu mutlulukla şakıyınca Sanzu karanlık düşüncelerinden çıkmak zorunda kaldı. "İçinde senden bir parça olan her şey güzeldir Chii."

708 kelime

Merak ettiğiniz herhangi bir şey var mı?

Biraz yorgun bir haftaydı benim için bir sonraki bölümde tatlı sahneler bitip Serpentlerle alakalı şeyler olacak heyecanlı bir bölüm bekliyor sizi

yozlaşmış ceset | sanzu x readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin