"Patron ben çıkıyorum."
Ali, mesaisinin bitmesi ile çalıştığı kafeden çıkmış bugünün gerginliğiyle başa çıkmaya çalışıyordu. İlk önce Sevde'yi evinden alacak ardından buluşacakları kafeye gideceklerdi.
Stresten elleri titremeye başlamıştı. Neden bu kadar gerildiğini bilmiyordu. Belki de sinirdendi. Kafenin biraz ilerisindeki motorunun yanına gitti. Uzun uğraşlar sonucu biriktirdiği para ile almıştı. Kendisinden bile çok değer veriyordu motoruna. Sevde'den bile önce geliyordu yani.
Kaskı kafasına taktıktan sonra motora bindi. Oturacağı yere iyice yerleşip aklındaki düşünceleri yok etmek için hızını arttırmıştı.
Sinirli bir yapıya sahip olduğundan sürekli sakin kalmaya, etrafına zarar vermemeye çalışıyordu. Daha önce bu yüzden çok fazla kişi çıkmıştı hayatından. Kim hayatında sinir hastası birini isterdi ki zaten.
Ali, düşüncelere boğulmuşken Sevde'nin evine yaklaştığını fark etmemişti bile. Hızını azaltırken çoktan evin önüne gelmiş Sevde'yi beklemeye başlamıştı. Bir kez çağrı yapıp telefonunu tekrar cebine koydu.
Sevde: 10 dakikaya iniyorum canım.
Ali mesajı görmüş ve bir süre bekleyeceğini anlamıştı. Motordan inip kaskı çıkarttıktan sonra saçlarını eliyle düzeltti. kaska bir şey olmaması açısından motorun arkasına koymuştu.
Telefonunu cebinden çıkarıp bir süre bakındıktan sonra kapı sesiyle oraya döndü.
"Sonunda geldin be güzelim." Sevde, sevgilisinin yanına gelip ilk önce yanağına küçük bir buse kondurmuş ardından da kaskı takıp diğer kaskı da sevgilisine uzatmıştı.
"Hadi söylenme söylenme, tak şunu. Çok heyecanlıyım."
Ali, derin bir nefes almış, gülerek karşısındaki kızı izliyordu.
"Hadi bin bakalım ve bana sıkıca tutunmayı unutma." Kızın ardından kendisi de motora binmişti.
Kısa bir yolculuktan sonra bulaşacakları kafeye gelmişlerdi. Motoru düzgün bir yere park edip kaskları çıkardıktan sonra el ele kafeye girmişlerdi. Sevde gözleriyle arkadaşını ararken görmüştü sonunda. Onun geç geleceğini bildiğinden erken bir saat söylemişti. Büyük ihtimalle de yeni gelmişti zaten.
"Aşkım, gördüm Yunus'u. Hadi gidelim yanına."
Ali, Sevde'nin bu hâline gülerek bakmış kendisini çekiştirmesi ile Yunus'un oturduğu masaya gelmişlerdi. Yunus onlara gülümseyerek bakmıştı. Merhabalaştıktan sonra Ali ve Sevde, Yunus'un karşısına oturmuştu.
Ali, Yunus'u gördüğü an şoka uğramıştı. Böyle bir tip nasıl gay olabilirdi. Kendi kafasında tüm gayler feminen tiplerdi. En büyük ön yargılarından biri de buydu zaten. İri yapılı bir vücuda sahipti. Büyük ihtimalle sporla uğraşıyordu. Yeşil gözleri ise resmen parlıyordu. Onu neden bu kadar incelediğini de bilmiyordu. Derin bir nefes alarak yanındaki kıza döndü, kendine gelmeliydi.
"Merhaba, ben Yunus. Sevde'nin arkadaşıyım." Elini uzatarak Ali'nin gözlerinin içine baktı.
Ali de ellerini uzatarak "Bende Ali, Sevde'nin sevgilisiyim." Dedi.
Yakında benim olursun diye geçirdi içinden yeşil gözlü çocuk. Aklındaki planı uygulamaya bir adım daha yaklaşmıştı.
"Ay, tanışmanıza o kadar çok sevindim ki. Anlatamam." Dedi Sevde heyecanlı bir sesle, olacaklardan habersiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilimin Gay Arkadaşı | Gay
Novela Juvenilİhanet, aldatma, kaos, yalandolan içerir. Kısa kısa bölümler.