TANITIM

20 3 0
                                    

Aslında ikilemde kalmak herşeyden daha berbat bişey gibi geliyor bana. Bu cümle sizin için kırmızı tişörtü mü giysem yoksa siyah olanı mı gibi olabilir. Ama benim için değil.

İki insanın yaşamının sizin bir kelimenize bağlı olduğunu düşünün.
Bu tam olarak benim yaşadığım bir ikilem. Belki bir hata yaptığım için bu durumu yaşıyorumdur belkide birisi benden intikam almak istiyordur. Ama 5 yaşında masum bir çocuğun ne hatası olabilir ki? Ama "O" diyorsa haklıdır, bir hatam vardır ve ben o hatayı bilmiyorumdur.

Ben doğduğumdan beri seçim yapmaya zorlanıyorum. Saçma olduğunun farkındayım. Ama eğer bana sunduğu seçimi gerçekleştirmezsem beni daha kötüsü ile sınıyor.

Şuan karşımda iki masum bebek var.

"O" bana "iki bebekten birisini seç. Seçtiğin bebeği kurtarmış olacaksın. Fakat diğeri ölecek. Ayrıca seçim yapmazsan...ikisinde öldürürüm." Dedi.

Beni yine ikilemde bırakıyor beni zorla seçim yaptırmaya zorluyordu.

Sağdaki bebek kızdı. Saçları yeni yeni çıkmaya başlamıştı. Masmavi gözleri vardı. Baktıkça bakası geliyordu insanın. Sürekli somurtuyor, annesini istediğini belli ediyordu.

Acaba annesi neredeydi? Kızının bu durumda olduğunu biliyor muydu? Peki O bu bebeği nasıl almıştı? Kaçırmış mıydı?

Soldaki bebek erkekti. Onun daha saçları bile çıkmamıştı. Onunda gözleri maviydi. Belkide kardeş olabilirlerdi. Kız olan bebekten çok daha küçüktü, Ele avuca sığmazdı. Ona bunu yapamazdım. Ama bu kızı öldüreceğim anlamına gelmiyordu. Oda erkek bebek kadar küçük ve masumdu.

İki bebekte bu kaderi haketmiyordu.

Kulağıma doğru "hızlı seç." Diye fısıldadı. "Onları nasıl öldüreceğimi bilmek ister misin? Bence bilmen lazım. Kız olanı buzlu suda boğarak, erkek olanı ise yüksek ateşte yakarak."

Yanarak ölmek boğularak ölmekten daha kötü hissettirirdi. İkisininde ölmesini istemiyordum. Ama bir seçim yapmam lazımdı. Buna mecburdum. O ise bebeklerin yanında durmuş ağzımdan çıkması gereken kelimeyi bekliyordu.

Bende bir seçim yaptım.
"Erkek bebek" dedim sanki fısıldar gibi. Kelimeleri söylerken bile kalbime hançer saplanıyordu sanki, sanki ben kız bebeğin boğazını sıkıyor onun yaşamını elinden alıyordum. Hepsi benim suçum gibiydi. Özür dilerim.

Bakışlarım yerdeydi. İki bebeğe'de bakmaya cesaretim yoktu. Ama Onun sırıttığını hissetmiştim. Bakışlarının bende olduğuna da emindim. Birilerinin ölmesinden zevk alan piskolattan başka bişey değildi.

Arkadan yaklaşan ayak seslerini duyar duymaz titremeye başladım. Bir grup çift ayak bebeklerin yanında durunca kafamı kaldırdım. İki adamdan biri erkek bebeği biride kız bebeği aldı. Kız bebeği alan arkada bir odaya giderken erkek bebeği alan ise öndeki , perde ile kapatılmış bir yere yaklaştı. Ama hiç beklemediğim bişey yaşandı.

İlk önce duyduğum sesle irkildim. Ateş yakma sesi gelmişti.

Ardından erkek bebeğin çığlıklarını.

Ölüyordu. Belkide yalvarmaya çalışıyordu ama konuşamıyordu.

Çığlık sesi kesilince bebeğin yandığından emindim. Odayı iğrenç bir koku sarmıştı. Titriyordum. Bedenim baştan aşağı titriyordu. Gözlerim doldu ve ellerimi yumruk haline getirdim.

"Ama bana yaşayacak olan bebeği seç demiştin." Dedim. Erkek bebeğin yaşaması lazımdı.

O ise bana " Tüh dilim dolanmış. Ölecek olanı seç diyecektim. Yazık oldu." Dedi.

Başlayalım bakalım:)

İkilem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin