Anı insanın zihnini kurdalayan gereksiz kavramdır.
Helede anında bir yara varsa, bu sadece onu kanatır.
Yatmama az kalmıştı babam benim saçlarımı okşayarak yatağıma bırakmıştı " bana masal anlatıcak mısın baba? " dedim mavilerimi onun elalarına dikerek " yarın Masal," oda istemiyordu annemin koyduğu isimi.
Ellerini sarı saçlarımdan çekti ve odadan çıktı derin uyku bedenimi esir aldı.Saat 9:34 idi haftada sadece bir kere evine girdiğim ve gittiğim zamanlarda tek rahat ettiğim yerdeyim babamın evinde.
Altı yaşındaki bir kız olarak anne ve baba ayrılığının normal. Olduğunu düşünüyorum bence öyle...
Babamın evindeki sıcak ve yumuşak yataktan yorganı köşeye çekerek ayrıldım. Evde ses yoktu.
Yataktan kalktığım gibi babamı aramaya başladım çıplak ayaklarım yere bir ördek misali paytak paytak bedenimi taşıyordu.Evde ki sessizlik o an tuhafıma gitti babamı evin. Tüm odalarında aradım ve en sonunda aramadığım tek yer olan balkon bakışlarımı yakaladı ve nefesimi zorladı.
Anne geldi aklıma kış ayı... Çocukların kartopu savaşları yaparak eglendikleri kış ayı. Soğuk balkondan onları izlemekte oynamak gibi gelirdi anne beni kitledigi zaman balkona, bende onları izlerdim böylece üşüdüğümü unutur hayaller kurardım.
Ve şimdi minik ayaklarım ufak bedenimi çocukluk ruhumun katili olan balkona sürüklüyordu.
Ellerim ve bacaklarım ya goreceklerimden yada anılarımdan titriyordu.
Ellerimle kolumu tırmaladım, kendimi tokatlamak istedim korktuğum için... O kadından korktuğum için.Fark etmesemde bedenim o hapishaneye ulaşmıştı.
Balkona...
Ellerim kapının kolunu tuttu ve kapıyı aralamama neden oldu.
Görüntü beni yok ederken hayattaki son umudumun sonucunu mavi gözlerle izledim.
Kahır dolu çığlık boğazımı yakarak çıktı.
" baba" tek dayanağımın yerde kanlar içinde yatışı o an mavi gözlerimin göreceği minik hafızamın zorlayarak alacağı ama minik kalbimin aslaha alamayacağı bir görüntü idi. "masal anlatıcaktın baba, daha yarım kalan masallar vardı? Prens prensese kavuşmadı baba, anlatmadın hadi kalk anlat baba burada üşütürsün yerler soğuk baba doktorlar iğne yapar" minik ellerim son darbelerden sonra göz yaşlarımı sildi yalnızca.
O gün babamla birlikte yaşama olan hevesimi ve duygularımı kaybetmiştim.
Ve bir daha aslaha saçlarımı kesmedim......
Sokağa ilerlerken elim dizime kadar ulaşan saçlarıma gittiğinde aklıma gelmişti bu anım.
Dolan gözlerimle " belki sen olsan yaşardım baba, seni yaşatamadım ama ismi yaşayacağım, Masal"
Bu ismi bir babam koydu diye birde yarım kalan masalın devamı için taşıyorum.Bu masalın devamı benim,ve bunun farkındayım.
Elim Saçlarımı bir tut daha gezindikten sonra oradan ayrıldı.Gözlerim dolunca " babana söz verdin masal, hem baba ne demişti, masallardaki prensesler ağlamazlar, sen bu masalin prensesisin sakin ağlayayım deme sakın!" sokak ortasinda onlarin gozunde deli gibi konuşan ama o:
Şiddet gören...
Kalbi kırık olan...
Sevgiye aç olan...
Su an her ne kadar 20 lerinde bir genc olsada ruhu yaşayamadığı çocukluğunda esir kalan bir genc kızdım.
Benim tek suçum inanmaktı...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TAKIM YILDIZLARI * Yıldız Kayması*
ChickLitAdı Nil olan ama babasının ona verdiği ad ile masal bu yolda yarım kalan masalı tamamlayacaktır. Masal kaçtığı evden sonra yağmurlu bir akşam yiğit ile karşılaşır ve onun evine getirilir. Fakat masal bu evden memnun kalmaz çünkü onu görür... İhane...