"Hadi hyung sıra sende"
Sarı saçlı olan oğlan çember şeklinde oturdukları yerde ortalarındaki şişeyi çevirdi. Şişenin sivri tarafı yaş olarak en büyüğe, diğer tarafı ise en küçüğe gelmişti.
"Hyung.."
"Jeongin.."
"Kaç tane siyah tişört istiyosun hyung"
"Kusura bakma Jeongin kaçamazsın. Doğruluk mu cesaret mi?"
"Doğrul- CESARET"
"Saat 23.47 Yang Jeongin hayatını kendi elleriyle söndürdü."
"İyi çocuktu" dedi Felix ve Seungmin tek ağızdan.
Chan ise oturduğu yerde esneyerek derin bir nefes verdi.
"Telefonunu ver"
"Hyung yapma.."
"Ver ver hadi, cesaret demeden önce düşünecektin."
"Ama hyung doğruluk dediğim zaman anamı ağlatıyosun."
"Bu seferlik kolay sormayı deneyecektim ama sen şansını kaybettin" diyerek elleri titreyen çocuğun telefonunu aldı.
Chan grubun babasıydı. Onu sevmeyen çıkmazdı ama yeri gelince de iyi fırça atardı. Sevdiklerini kanatlarının altına alıp korurdu. Kimseye zarar gelmesine izin vermezdi.
Son günlerde Jeongin'in garip davranışlarını fark etmişti ve öğrenmek için "Doğruluk mu cesaret mi?" oyununu oynamayı teklif etmişti. Amacına da ulaşmıştı.
Gördüklerine tepkisiz kaldı. O sırada Jeongin yaslandığı koltuğa iyice sinmiş, Chan'ın herhangi bir tepki vermesini bekliyordu.
"Al"
"Hyung bi tepki ver amınakoyayım korkuyorum"
"Sonra konuşuruz Jeongin oyuna devam edelim. "
Seungmin ve Felix ikilisi iki yandan Chan'ı sıkıştırıp "Ne gördün?" diye darlıyorlardı. Chan sessiz kaldı, çevirmesi için şişeyi Jeongin'e itekledi.
Jeongin şişeyi çevirdi. Sivri uç kendisine, geniş taraf ise Seungmin'e gelmişti.
"Doğruluk mu cesaret mi?"
"Cesaret"
"OoOoOOOoOoOOO"
Chan hızlı bir hamleyle Felix'in ağzını kapattı. Olacakları heyecanla izliyorlardı.
"Yan sınıftaki kız var ya geçen muhabbetini yapıyordunuz."
"Eee nolmuş o kıza"
"İşte o kıza bi sesli mesaj atacaksın"
"HYUNGUNUN GÜLÜ ASKIM HAYATIM BEST MAKNAE"
"Hyung sus. Ben az önce stresten kıvranırken kahkaha atıyordun.."
"Jeongin'immm"
"Seungmin bence hiç çırpınma"
"Tamam ya. Ne söyleyeceğim mesajda?"
"Baban boksör müydü? Çünkü her zaman sana nakavt oluyorum."
Chan şaşkınlıkla sırıtarak alt dudağını ısırıyordu. Felix'in ise ondan farkı yoktu, o da aynı şaşkınlıkla dişlerini göstererek sırıtıyordu.
"Tamam söylerim ben bunu ama numarası yok bende, ver numarayı"
Jeongin'in söylediği numarayı tuşlayıp kaydetti. Ve ses kaydı almaya başladı.
"Güzelim senin baban boksör müydü? Her hareketine nakavt oluyorum da😜"
Mesajı gönderir göndermez Chan ve Felix'ten bir kahkaha koptu.
"CIDDEN YAPTIN MI HAHAHAHAH"
"HYUNG FOKURDADIM GULMEKTEN"
"O kız bana mı bakacak zaten mesajı açmaz bile. Yani.. açmaz herhalde."
"Neyse canım hyunglarım çocuklar için uyku vakti ben yatağıma gidiyorum."
Kalan üçlü hep bir ağızdan 'İyi geceler' diyerek Jeongin'i yolladı.
Bir yarım saat sohbet ettikten sonra onlar da yataklarına dağıldı. Seungmin mesajı kontrol etmeyi aklına bile getirmemişti.
+
"KANKA AMINAKOYAYIM YANLIS NUMARA VERMISSIN."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çevir çevir-seungbin
Ficción General"dogruluk mu cesaret mi" "cesaret" "yan siniftaki kiza sesli mesaj at" "bende numarasi yok versene" •• "KANKA AMINAKOYIM YANLIS NUMARA VERMISSIN" yan shipler; hyunsung minchan jeonglix