Saat gece 2-3 arasıydı. Issız bir sokağı, geceyi izliyordum. Dışarısı çok soğuktu. Havanın -2 derece olduğu söylemişlerdi. Sokakta sadece bir kişi vardı. Tek başına yürüyordu. Bir derdi vardı sanki. Derdini unutmak için kendini yanlız bırakmayı tercih etmiş olmalıydı. Kendi kendine konuşuyor gibiydi. Sonra birden saçlarını yolmaya başladı. Sinir krizi geçiriyor olmalıydı. Yere oturur konuma geçti. Gözlerimi ondan ayırıp sokağa baktım. Her gece yapardım bunu. Sokağa dikkatle bakınca bir çift kırmızı bir şey gördüğümü sandım. Hayır gerçekten görmüştüm. Doğruca kıza bakıyordu. Sanki avını görmüş bir kartal gibi...
Kıza odaklanmış durumdaydı. Sanki her an saldırıya geçecek gibi hissediyordum. Öyle de oldu zaten ben pencereyi açana kadar kızı gözümün önünde paramparça etmişti. Her kan gölü olmuştu. Korkudan pencereyi kapattım. Gözlerimin önünde bir insan parçalanmıştı. Hem de saniyesinde. Neydi o yaratık? Korkuyordum ya bize de bir şey yaparsa.
Korkarak yattım. Uyuyunca kabuslar alemine daldım. Her yerde kan vardı. Az önce parçalanan kızın cesedinin yanındaydım. Parça pinçik olmuştu. Parçaları her yere dağılmıştı.
Kan ter içinde uyandım. Gece gördüğüm yaratık beni korkutmuştu. Yataktan kalktım, pencereden dışarı baktım. Yaratık ortalarda yoktu sabahları ortaya çıkmıyor diye düşünmüştüm. Tekrar dışarı baktığımda bir kadının sokağa girdiğini gördüm. Kızın parçalanmış cesedini görünce çığlık atmaya başladı. Herkes başına toplanmıştı. Bazıları neler olduğunu anlamak için etrafa bakıyordu. Umarım dünkü yaratık buralarda gezmiyordur.
Annem: Luna kalk artık kızım.
Luna: geliyorum anne.
Annem: tamam acele et. Okula geç kalacaksın.
Luna: tamam anne.
Hızlıca üstümü giyindim. Dişlerimi fırçalayıp çantamı aldım ve aşağı indim.
Annem: günaydın Luna. Kızım bugün pencereden dışarı bakmadın değil mi?
Annemin neden bu soruyu sorduğunu biliyordum.
Luna: hayır neden?
Annem: nedeni şu kızım artık havalar soğudu ve pencereyi açıp kendini üşütmeni istemem.
Luna: tamam anne.
Annem: hadi hadi kahvaltını yap servisi kaçıracaksın.
Hızlıca kahvaltımı yapıp çıktım. Herkes hala o sokakta duruyordu. Merak ediyordum. Ama servis birazdan gelecekti.
Jay: hey Luna nasılsın?
Luna: teşekkür ederim Jay iyiyim. Sen nasılsın?
Jay: iyiyim. Birşey mi olmuş orada? Neden insanlar oraya toplanmış?
Luna: sana birşey söyleyeceğim ama kimseye söylemeyeceksin. Söz mü?
Jay: söz.
Luna: dün gece pencereden bakarken bir tane kız o sokağa girdi. Biraz dertli gibiydi. Oturup ağlamaya başladı. Sonra sokağa bakmaya devam ettim. (Elimle işaret edip...) şu köşede kırmızı gözler gördüm. Sonra o gözlerin sahibi kıza saldırdı ve kızı gözlerimin önünde parçalandı.
Jay: yok artık yalan söylemiyorsun değil mi?
Luna: hayır yalan söylemiyorum. Gerçekten.
Servis korna çaldı ve servise bindik.
***
(Canlar bu bölümün sonuna geldik. Sonraki bölümde görüşmek üzere.🥰🥲😍😍)