Arabanın ormanlık alana yaklaşmasıyla tahminlerimin doğru çıktığının farkına varmıştım. Evet, Choi denen piç en ıssız yeri seçmişti buluşmak için.
Araba durduğunda hiç beklemeden arabadan hızlıca inip kapıyı çarpmıştım. Fazla hızlı olmuş olacağım ki, ses yüzünden bir kaç kuşun uçuştuğunu bile görmüştüm.
Kısa sürenin ardından yanıma yaklaşan iki beden ile alt dudağımı ısırmadan edemedim. En nihayetinde ikiye karşı birdim. Ancak onları bu gece sonsuzluğa gömeceğime emindim. Çocukluğumdan beri hayatımı yönetecek kadar küstahlaşmış birisiyle karşı karşıya olmak, iğrendiriyordu. Tiksiniyordum ondan, hayatımı bana zehir ettiği için.
Fakat nereden bilebilirdim bu zehirin bana bir gün panzehir kazandırabileceğini, henüz bundan bi haberdim.
Choi yanıma geldiğinde dudaklarımı oyalamakla meşguldum. O ise ağzında ki sigarasıyla sırıtarak bana bakıyordu. "Hoş geldin Kook."
Kook mu? Bana sadece annemin Kook demesine izin verirdim ben, annemin ölmeden önce bana karşı kullandığı hitaptı bu.
"Bana Kook deme ve neden burada olduğumun açıklamasını yap, hemen şimdi."
Choi'nin ağzından iğrenç bir kıkırtı dökülmüştü. Lee'de ona uymuş, sırıtmıştı. "Aslında seni buraya neden çağırdığımızı bilecek kadar zeki olduğunu sanıyordum Bay Jeon."
Bir nevi benimle alay ediyordu, elbette biliyordum neden burada olduğumu. Dediğim gibi, beni yok etmekti hedefleri. Ağzımı açacağım sırada bana doğrultulan silah ile dudaklarımı birbirine bastırarak söyleyeceklerimi yutmuştum. Kahretsin ki, benden önce davranmışlardı.
Aptal gibi oyalanmak yerine silahımı çekseydim, şuan bu durumda olmazdım diye geçirdim içimden.
"Beni burada öldürecek kadar korkak mısın gerçekten? İzimi kaybettirip bir şeyler başarabileceğini mi sanıyorsun yoksa?"
Bu sefer ben kıkırdayan taraf olmuştum, onlar ise yüzüme ifadesizce bakıyorlardı. Lee'nin elinin hareketlendiğini görür gibi oldum. Tetiği çekmesi an meselesiydi ve benim şuan yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Gelirken kurduğum onca plan onların siktiri boktan konuşması yüzünden yok olmuştu.
Ölüm kokusu burnuma geldiğinde belki hızlı davranarak hayatımı kurtarabilirim diye düşünmüş, elimi silahıma götürmüştüm hızlıca. Sesi duymuştum, tetiği ateşlemesine saniyeler vardı ve o an, vücudum benden bağımsız silahı ikisine doğrulttu. Hiç beklemeden ikisine de ateş etmiştim.
Bunu isteyerek yapmamıştım. Evet, onları öldürmeyi istiyordum. Ancak silahın içinde ki tüm mermileri onlara sıkacak kadar değildi isteğim.
Gözlerimin yanmaya başladığı sırada, yanağıma düşen bir damlayla kendimi tutmamam gerektiğini düşündüm. Haykırırken bir yandanda içim çıkarcasına ağlıyordum.
"Hayatımı altüst ettiğiniz için iğreniyorum sizden, istemediğim şeyleri yaptığınız için iğreniyorum. Her bir kelimenizden, bana dokunan o iğrenç ellerinizden tiksiniyorum."
Gözlerim acıyordu, aynı şekilde bu sözleri her haykırışımda kalbimde bir şeyler kopuyordu. Şuan, tam şuan uyumam gerekiyordu. Çünkü annem ölmeden önce bana uyuduğumda her şeyin geçeceğini söylemiş, söz vermişti.
"Kook'um, biriciğim. Bir gün bir şey olursa düşüncelere dalmadan uyu. Uyuduğunda yanına gelip güzel saçlarını okşayacağım, söz veriyorum."
Onları orada öylece bırakmaya karar verdim çünkü bunu benim yapacağımı kimse düşünemezdi. Ben onların gözünde korkak, her şeyi kabullenen birisiydim.
Ama artık öyle değildi hiçbir şey, Eski Jeon Jungkook şimdi sahalara geri dönüyordu.
Hayatımı iğrençliklerden tamamen arındırmıştım. Artık gerçekten de kendi yönetebileceğim bir hayata sahiptim.
Oradan hızlıca uzaklaştığımda şoför ve yardımcısını görmüştüm. Kahretsin, ikisi de benim buraya geldiğimi biliyordu ve bunu benim yaptığımı anlayacak tek kişilerdi.
Elim kana bulanmıştı zaten bir kere, dahasından zarar gelmezdi. Elimde ki silahı onlara doğrulttuğumda hiç düşünmeden bastım tetiğe iki kez. Hızlıca arabaya binip eve gitmeliydim, uyumam gerekiyordu.
Sonra ise yeni hayatımın temellerini atmaya başlayacaktım.
Bebeklerim, kusurlarım varsa affınıza sığınayım. Yazdığım ilk düz yazı fic olduğundan biraz amatörüm. Kusurlarımı saygılı bir dilde söylemekten asla çekinmeyin. Öpüyorum hepinizi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
harmonic, taekook.
FanfictionHayat ne demek onu bile bilmeyen Jungkook'a her şeyi öğretmeye ant içmiş tesadüfen karşılaştığı Kim Taehyung. düz-yazı | taekook.