Buzulların üstünde yazan oyulmuş yazıların dediklerine göre kıyametin başladığı an değişim başlamıştı. İzin verin size yaşananları anlatayım. Adım Lisabeth Fox ve bu dünyaya gelme amacım bir istisna olarak görevlerimi yere getirmek. Bu terim size yabancı gelebilir, umarım anlatacaklarım ile bütün terimleri anlamış olacaksınız...
Taşların düşüşü ardında üç ay geçmiş diyorlar, bizim bulunduğumuz kıtaya mavinin tonlarına sahip bir taşın düştüğünü söylemekteydiler. Bu taşın dünyamızı değiştireceğini düşünüyorlarmış çünkü gökteki tanrının yere indiğini söylerlerdi. Şahsen tanrımızın bu taş olmadığını düşünmekteyim... Neyse ne konuya dönmem gerekecekse, bu taş yere düştükten üç ay sonra etrafına soğuk yaymaya başlamış. Yaydığı soğuk yaklaşık olarak üç yüz metre alana dairesel olacak şekilde yayılmıştı. En azından Koleksiyoncu bu taşı bulduğunda böyle bir alanın var olduğunu savunmaktaydı. Koleksiyoncu ne mi? Buna da sıramı getireceğim elbette...
Koleksiyoncunun bana söylediklerine göre bu taşın nereye düştüğünü bulmak adına en yakın yoldaşı Joseph ile yola koyulmuşlardı.
"James! Daha ne kadar yolumuz kaldı? Yazın ortasında kemiklerimin donduğunu hissetmeye başladım..." dedi Koleksiyoncunun en yakın arkadaşı Joseph.
"Bilmiyorum... Tanrı aşkına azcık çeneni kapayıp bulduktan sonra ne yapacağımızı düşünmek ister miydin?" demişti James. (Koleksiyoncu)James, elindeki rüzgardan uçmak için çaba sarf eden haritayı düzelterek arkasına doğru bakmıştı. Girdikleri ormanın dallarının yavaş yavaş buz tutmaya başladıklarını fark etmişti. Hemen arkasında olan Joseph'in ellerini birbirine sürterek ısı üretme çabasını izlemişti. Ellerini birbirine sürten Joseph hemen kendine bakması ile ileriyi işaret etmişti. Yüzünde yoğun bir tedirginlik bulunuyordu. kenara atlamak için hazırlanıyor gibiydi.
"J-James! Önünde dikkat et!" diyen Joseph, James'i çantasından tutarak kenara doğru çekmek için uğraşmıştı.
James, önüne doğru baktığında kendisine doğru gelen iri yarı her yeri buz tutmuş ağacın altında ezileceğini düşünmüştü ancak Joseph'in yardım etmesi ile yere doğru düşmüştü. Ağaç yanlarından büyük bir hiddet ile gelip geçmişti. Hiddetli hava ile arkaya doğru uçan ağaç, diğer ağaçlara çarpıp parçalanmak yerine diğer ağaçları parçalamaktaydı.
"L-lanet olsun... Ölüyordum..." dedi James.
James'ten destek alarak ayağa kalkmış ve elini James'e kalkması için uzatmıştı Joseph:
"Bir daha götünü kurtardığımda bana beş bin lupon borçlu olursun ahbap"
"A-ahh.. pekala..." demişti James. Yüzünde ölümün korkusunu daha yeni yeni atlatan bir ifade bulunurken Joseph'e bakmaktaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzul Diyarı - Üç Küçük Taş
FantasyDünya üzerinde üç farklı kıtaya düşen, üç farklı taşın kıtalar arasındaki değişkenliklerini anlatan bir hikayedir. Kıtaya düşen bir taş ile etrafın aşırı soğuk olmasını ve vücutlarının buna adapte olma sürecini anlatan bir hikayedir. Yaşanan süreçt...