I
Pembe ıslak dudakları serin serin kasıklarıma buseler kondururken gevşiyorum. Dağılmış saçlarını İsa'nın sofrasındaki en lezzetli nimeti yercesine topluyor, önce sağa ama hiç rahat değil ardından sola atıyor. Kırmızı duvarlara eşlik eden sokağın ışığı yansıyor yüzüne. Gözlerime bakıyor. İnce parmakları bütün mülkümün üzerinde yukarı aşağı kayıyor. Bazen fazla sıkıyor, fark etmiyor. Damarlarımın çekilişini ve onun için ne kadar hazır olduğumu hissediyorum. Ağzı hiç boş kalmıyor. Gördüğüm en güzeli olmasına rağmen pisleşiyor gözümde. Dili başından gövdesine uzanıyor. Koca bir karanlığa dalıyorum. Biraz etimi kesiyor ama rahatsız olmuyorum. Titrek elimi uzatıp saçlarını hissediyorum. Yumuşacıklar. İri dalgaları bir yukarı, bir aşağı doğru savruluyor. Gözlerim dönüyor. Olduğum yerde onun arzusunun haricinde ölü gibi uzanıyorum. Bir nekforili gibi devam ediyor. Soğuk bedenimin üzerinde şehvetle dans ediyor. Hareketsiz vücuduma ıpıslak bir orgazmla heyecan vermek, tepkilerimi görmek belki de bir an önce harekete geçip ona gerçekten bir kadınmış gibi hissettirmemi istiyor. Umursamıyorum. Nefes alıyorum, veriyorum. Ona veriyorum.
Komodinin üzerinde duran sigarama uzanıyor elim. Titriyorum. Daha bu esnada kendimden geçmemem gerektiğini biliyorum. Paketi elime alıyorum ve hızlıca bir dal çıkarıyorum. Fark etmiyor. Diğer elim kibrit kutusuna uzanırken kasıklarımdaki ağrı karnıma doğru yürüyor. Rahatlamam gerekiyor. Sigaramı dudaklarıma koyup kibriti çakıyorum. Ben ona dayanmak için yanarken ağzında büyüyen lokmasının ısınmasını bekliyor. Bundan zevk alıyor ve biraz daha iştahla etimi salyasına marine ediyor. Arada sızacak oluyorum. Ağzını aralıyor ve nefes alıyor. Devam edeceğine eminim ancak hala duruyor. Bir elimde kibrit ağzımda sigara yüzüne bakıyorum. Yüzü düşmüş, etli dudakları sarkmış ve sanki ilgi dilenircesine yüzünü pencereden yana çeviriyordu. Ne istediğini biliyordum. Bilmeme ve böylesi güzel bir kadına arzu duymama rağmen yanaşmıyordum. Biraz doğruldum. Göz ucuyla süzmeye başladığım bedenini görmek bile benim gibi bir sefil için büyük zevkti. Sigaramdan bir duman daha içime çekerek seyretmeye devam ettim. Uzun beyaz boynu, göğüsleri hala daha küskün bir şekilde bacaklarımda gezinen elleri. Dumanı üfledim. Yüzünü ekşitti. Her seferinde aynısını yapıyorsun dediğini fark ettiğim bir ifadeye büründü ardından. Kibirle kıvrıldı dudakları. Burun delikleri genişlemiş bakışlarına derin bir isyan yerleşmişti. Sokağın ışığı ne kadar da güzel yansıyordu tenine. Gözerimi ondan alamıyordum. Elimi kaldırdım. Bu esnada gizli bir heyecanla hafifçe öne atıldı ancak geri çekildi. Dudaklarım arasında duran sigarayı iki parmağımın arasına iliştirdikten sonra hafifçe burnumun ucunu kaşıdım. Bunu niye yaptım bilmiyorum ancak benden nefret ederek seçişinden zevk alıyordum.
Yutkundu; teni öylesine aydınlıktı ki berrak bir suyun dalgalanışı kadar netti yutkunuşu boğazında. Öfkesini derin derin soluyarak dizlerinin üstünde ilerledi. Yatağın sağ tarafındaki parlak kumaştan sabahlığı üzerine geçirdi. Kül tablasına uzanıp sigaramı söndürdüm. Artık onun karşısında biraz daha çirkin, biraz daha rahattım. Sessizce yanıma uzandı. Sabahlığın dekoltesinden göğsünün hala daha heyecanla yükselip inişini görüyordum. Biliyorum, ne olursa olsun istiyordu. Yavaşça doğrulduğum yerden süzülerek yatağa gömüldüm. Ona ihtiyacım vardı, kasıklarıma saplanan ince sızlama ona ne kadar muhtaç olduğumu hatırlattı bana. O benim en Avrupai alaturkamdı. Göğüslerine bakıyordum. Sessizce boynuna ilişirken yüzündeki küskün edaya aldırmıyordum. Aldırmayacaktım da çünkü o hep küser, küsmeden barışırdı.
-Seviyor musun beni sahiden kuzum?
Gözlerimi dikip öylece baktığım göğsü son kez kabardı; nefesini tuttu, dudaklarını hafifçe büzerek öne doğru topladı. Cevabımın evet olmasıyla rahatlayacaktı. Neden yapıyorum bilmiyorum. Arkamı döndüm, yataktan hızlıca kalktım komodinin üzerindeki sigaramı alıp pencerenin pervazına dayandım. Dirseklerimden titreyerek bedenime yayılan soğuk ve yüzüme vuran denizin tuzlu kokusu beni bu andan koparıp geçecek ayların melankolisine sürüklüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİHVÂR
Romanceİnsan terk edilişlerini kabullenecek nedenler arar. Bu arayışın içerisinde kaybolanlar terk edenlere evrilir. Terk edilmişliğinin nedenini ararken, yalnızlaşan terk edilmişlerdir.