Okuyucu İsteği: Kenan'ın İstanbul'a tayini çıkar ve Veysel bunu ilk öğrenen olur.
"Salih amca?" dedi Kenan, elindeki tahlil sonuçlarına kaşlarını çatarak bakarken.
"He doktor bey?"
"Sen kullanmadın mı benim verdiğim ilaçları?"
"Kullandım doktor bey, sabah akşam bir kez demedin mi? Verdiğin gün kullandım işte."
Olayı anlayan Kenan hafifçe güldü.
"Amcacım yanlış anlamışsın sen, her gün sabah akşam birer tane alman gerekiyordu."
Yaşlı adam anlayarak baktı karşısındaki doktora.
"Hee... Ben bir kerelik zannetmiştim. Hanım da dediydi gerçi doktor öyle dememiştir sen yanlış anlamışsındır diye."
"Doğru demiş." diye güldü Kenan. "Amcam sen ilaçları iki hafta kullan, sonra tekrar gelirsin, tamam mı?"
"Tamam doktor bey, sağol."
"Sen de sağol."
Adamın dışarı çıkışını izleyen Kenan iç geçirerek saatine baktı. Öğle saati gelmişti. Dışarı baktı, havanın fena olmadığını görünce gülümsedi ve üzerindeki önlüğü çıkarttı. Belki Veysel'in yanına uğrardı, birer çay içerlerdi.
Kapısı tıklandığında, dönüp o tarafa baktı. İçeri giren hemşire, elindeki zarfı uzatarak konuştu:
"Kenan Bey bu size geldi."
Kenan, önlüğünü sandalyesinin üstüne koyarken kaşlarını çatarak doğruldu. "Allah Allah..." diye mırıldanarak hemşireye doğru yürüdü. "Bir yanlışlık olmasın?"
"Kenan Acar yazıyor." dedi hemşire omuz silkerek. Soyadını hala değiştirmediği gerçeği Kenan'a bir kez daha çarparken, şimdilik bu konuyu es geçen adam zarfı alarak mırıldandı:
"Tamam, teşekkürler."
Hemşire odadan çıkıp kapıyı kapattı. Zarfın ağzını açıp içindeki kağıdı çıkaran Kenan, kalbinin çarptığını hissedip yutkundu.
Kağıtta her ne yazıyorsa, pek de hayırlı olmadığına dair bir duygu vardı içinde.
Yavaşça kağıdın katlarını açtı ve yazıları okumaya başladı. Sonlara doğru geldiğinde elleri buz tutmuş, nefesi boğazında kalmıştı.
Yanlış olduğunu düşünerek bir daha okudu. Bir daha, bir daha... Kelimeleri artık ezberlerken, soğuk gerçek bir dehşet gibi üzerine çöktü.
İstanbul'a tayini çıkmıştı.
Bir-iki adım geri giderek masasının önündeki sandalyeye düşercesine oturdu. Kağıt elinden kayarken, titrek bir nefes aldı. Bu nasıl olurdu? Gedelli'ye atanmak için müracaat edeli yalnızca bir yıl olmuştu. Şu durumda İstanbul'dan çağırılması imkansızdı. Ne oluyordu?
İçten içe, Kenan bir gün başka bir yere atanacağını biliyordu ama aradan birkaç yıl geçeceğini düşünmüştü. Şimdi ise, eline gelen zarfla ötelediği gerçek yüzüne çarpmıştı. Bir ay içinde İstanbul'a gitmek zorundaydı.
Önündeki kağıda bakarken içinin titrediğini hissetti. Yapamazdı ki... Kardeşini, annesini, babasını, akrabalarını bırakıp nasıl gidecekti buradan? Daha yeni kavuştuğu ailesinden bu kadar hızlı mı ayrılacaktı?
Bir şey bulmak zorundaydı. Kimsenin haberi olmadan, bu sorunu bir şekilde çözecekti. Başka yolu yoktu. Aksini düşünmek istemedi ve ayağa kalkıp derin bir nefes alarak toparlanmaya çalıştı. Az önceki neşeli havası birkaç dakikada yok olmuş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
One Shots • VeyKen (Gönül Dağı)
FanfictionGönül Dağı'ndan Veysel ve Kenan'la alakalı, birbirinden bağımsız bölümler ♡ Dizide asla göremeyeceğimiz ama görmemiz gereken sahneleri, çok güzel yazılabilecekken geçiştirilen olayları da yazıyorum. Bütün Gönül Dağı ve VeyKen Fc'yi beklerim 🌸