屮 восемнадцать 屮

335 52 9
                                    

İçimi azıcık dökmek istiyorum çünkü fazla birikme yaptı. Burayı isteyen geçebilir. 

O kadar çok yazmış gibi hissediyorum ama sadece 18'inci bölümdeyim... Çok mu hızlı ilerlettim hikayeyi? Aklımda birçok şey yerli yerine oturdu bu kitapla ilgili, sanırım o yüzden hemencecik yazıyorum her şeyi farkında olmadan. Umarım diğer kitaplarımda aynı hatayı yapmam. 

Neden bilmiyorum ama çok üzgün hissediyorum. Bu kitabın isteklerinizi karşılayamadığını düşünüyorum, bana göre bu kadar okunması olması bile saçma bu kitabın. Fakat, şanslı bir kuş tüyü dokunmuş sanırım. Bu kadar okunduğuna göre. 

Bu kitabın hiçbir şey hakketmediğini düşünüyorum ve bu düşüncem beni üzüyor fakat kendime engel olamıyorum özür dilerim. Kitaba her koşulda final gelecek ama işte, içimde hep daha iyisini yapabilirdin ama yapmadın diyen bir taraf var o yüzden kendime kızıyorum. Kendime kızdıkça hevesim kaçıyor, heves kaçtıkça olanları sizde biliyorsunuz. Büyük zamanlı aralar giriyor araya ve aylarca bölüm gelmiyor. Bir süre sonra ise bu alışkanlık haline geliyor. Daha sonra ise zorlamaya dönüşüyor. 

Bunu kitabın yazarından duymak çok hoş değil büyük ihtimalle ama çoğu zaman hep kendimi zorlayarak yazdım bölümleri. Normalde kitabı yayından kaldıracaktım fakat çok ilgi görünce dedim siktir et, devam et zaten olan olmuş. Öyle de yaptım.

Şu son birkaç ayda kendimi eskisi kadar zorlamıyorum, bu güzel bir şey. Fakat, bu sefere işin içine bölümün uzunluğu giriyor. 'Çok mu kısa oldu?' , 'olayları tam aktaramadım mı?', 'bölüm uzun olursa sakız gibi süner mi' gibi düşünceler hep aklımda. Hep te olacak. Çoğu yazarın böyle düşünceleri vardır tabii ama ben bu tür şeyleri kafaya takmadan hareket etmek istiyorum artık. O yüzden bu psikolojiden kurtulmak için kendime destek vermeye çalışacağım, benim dışımda kimse bu durumda bana yardım edemez zaten. Kendi düşen kendi kalkar kafası. 

Offf... Bu kitabı seviyorum ama beğenmiyorum. Anlatabiliyorumdur umarım.

Daha bir sürü şey yazarım ama bir bölüm yazmış kadar olurum kjdsfkdıodjnc

Öyle işte, bölüm dışında şeyleri düşünmeden yazmaya çalışacağım bundan sonra. Umarım yapabilirim. 

Bu arada ben bir mallık yapıp yakında yeni bir kitap yayınlayabilirim ama JiKook değil normal bxb olur. JiKook olmadığı için çoğunuz okumaz belkii ama kaç kişi olur diye merak ediyorum 🧍‍♀️

Bu kadar duygu sömürüsü yeter, zamanınızı çaldığım için özür dilerim bölüme devam edebilirsiniz. 🤍

...

Batmakta olan güneşin tatlı sıcaklığı yüzüne vururken Valeri oturduğu yerde yavaş yavaş gözlerinin kapanmasına engel olamadı. Gözleri kapalı bir şekilde gün batımının kendine özel kokusunu içine çekerken içindeki rahatsız hissi gidermeye çalışıyordu. Nefesi dışarı verip, içindeki hissin geçmediğini hissettiğinde rahatsız bir ifadeyle gözlerini açtı. Gözlerindeki parlaklık biraz sönmüş gibiydi, güneşin turuncu ışığı gözlerinde yansıma yapmasa suçluluk duygusuyla mezara giren birinin bakışlarıyla karşılaşırdınız.

Yapmaya çalıştığı şey nereden bakarsan bak iyi bir şey değildi, affı olamazdı. Bir canı, kendi canından biri için feda etmeye çalışmıştı. Fakat aklına o almaya çalıştığı canın, çoktan başkasının canıyla bir olduğunu o an aklına getirememişti. Eğer Jungkook'u feda etseydi, Viktor'un da canı onunla beraber giderdi. Bedenen hala hayatta olsa bile ruhen ikisini de kaybetmiş olurdu. 

Zamanı geriye alabilseydi büyük ihtimalle alırdı. Yapmaya çalıştığı şeyi tekrar yapmaya çalışıp çalışmayacağını kendisi bile kestiremiyordu. Aynı düşüncelerle olsaydı eğer, büyük ihtimalle yapardı. Kardeşi için bırak Jungkook'u, kendini bile her an feda etmeye dünden razıydı. 

Cursed Doll 屮JiKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin