Baktığımı fark ediyor musun hiç? Saatlerce seni izlediğimi görüyor musun? Yarın erken kalkmam gerekse bile gözümü kırpmadan her zerreni ezberlediğimi?
Ben de zaaf yarattığını biliyor musun? Her akşam seni görmek için gecenin bu saatlerini bekleyip pencereye koştuğumu mesela. Bazen gerçekten ihtiyacım olan zamanlarda ortaya çıkıyorsun. O zamanlarda anlıyorsun diyorum içimden. Belki de beni anlıyorsun.
İhtiyacım olduğunda çıkmadığın zamanlar da oluyor. Bu sefer de başka yalanlar uyduruyorum kendime; kim bilir, belki çok yorgundun da kapattın o gün batımı rengi olan ışığını.
Her akşam aralıksız bakıyorum pencereden dışarıya. Çok nadir beliriyorsun orada. O odayı kullanmıyor musun yoksa?
Hiç dilek hakkımı kullanmadığım için şanslı hissediyorum birden kendimi. Ve ilk dileğimi diliyorum;
Hangi odada yakıyorsan o gün batımı rengi ışığını, penceremde görmek istiyorum.Yine cümleye "Biliyor musun" diye başlayacakken kendi kendimin gururunu kırıyorum, tekrar;
Gerçi nereden bileceksin. Boş ver, zaten pek de önemli değildi.Farkındaydım bunu söylerken, hem seni hem de kendimi kandırdığımı. Bilmem. İnanmak istedim belki de. Çaresizliğin son safına girerek bildiğim yalana inanmak istedim. Çok önemli değildi aslında benim için. Seni göreceksem her türlü yalana inanmaya da hazırdım.
Ama merak etmiyorum değil. Neden çok az beliriyorsun o pencerede? Neden her akşam açmıyorsun o ışığını?
Ve tekrar, tekrar, tekrar susturuyorum kendimi. Soru sorarak harcama diyorum zamanı. Cevabını alamayacaksan neden enerjini tüketiyorsun ?Sonra sende buluyorum bir cevabı. Hiç sormadığım o sorunun cevabını. Belki de sensindir o? Hiç sormadığım -ve de soramayacağım- o soru sensindir belki?
Kafa sallıyorum. Sana yine çok fazla değer yükledim.Peki fark eder misin beni bir gece?
Bir yanım istese de, loş ışıkta seni izlediğimi görsen tepkinin iyi olacağını düşünüyor değilim. Ya korkarsan benden? Ya bir daha istemezsen seni izlememi ?
İstemiyorum bu yüzden. Boş ver, bilmesen de olur.Aklıma geliyor o anda, sadece bir dileğimi kullandım.
Tekrardan yelteniyorum gözümü kapatmaya. Üç saniyeliğine sana bakamayacak olmama değer bir şey dilemeliyim. Böylece ikinci dileğimi de diliyorum;
Her gece seni o ışığın altında görmek istiyorum.Öbürsü gün eve geldiğimde ilk baktığım sen oluyorsun yine. Işığını günlerce açmıyorsun bazen. Beni merakta bırakmayı mı seviyorsun?
-Seviyorsan takmayacağıma yemin ediyorum-Sorgulamaya devam ediyorum; seni tanımadığım halde nasıl kendini saatlerce izletebildiğini soruyorum sana, hiç duymayacağını bilmeme rağmen vazgeçmiyorum sorudan.
Yine bir akşam, yanıyor ışığın. İyi ki çabuk farkediyorum da bakıyorum pencereden. Aralıyorsun perdeni. Sadece gün batımı ışığının rengini izliyorum. Aklım bir türlü almıyor, sen nasıl birisin de sarı bir ışığı bile saatlerce izletebiliyorsun?
İşte o an aklıma esiyor. Son bir dileğim kaldı. Ki dileyeceğim bu dilek yüzünden, diğer dileklerime gerek kalmayacağını anlasam da vazgeçmek istemiyorum.
Hiç düşünmeden son dileğimi diliyorum. Gözümü kapatmayacağım bu kez. Gözünün içine, ışığın altında ki sana bakıp diliyorum bu son dileğimi;O gün batımı rengi ışığın olmak istiyorum.
Evet, Her zerreni gören o ışığı da kıskanıyorum
14 Aralık
01.41 a.m.
cj
![](https://img.wattpad.com/cover/331066413-288-k818964.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sen ve senin gibilere
ChickLit"En sevdiğim renk artık sarı değildi. Beyaz da değildi. En sevdiğim renk sendin. Hangi renk yanacaksan, benim için hep gözümü kör edecek kadar güzeldin." 👾Aklıma esenleri yazdığım, olaydan çok durum ve duygu içeren yazılar. -Hikaye ve şiir karışı...