taehyung'un gösterisine dakikalar kalmıştı.
bu yüzden genç çocuk aynanın karşısında son kez makyajını incelerken heyecanla yerinde duruyordu. dudaklarını birbirine bastırdı ve gözlerinin etrafındaki taşları işaret ederek "abartı mı olmuş?" dedi.
"abartı olması gerekiyor. başrolsün sen." bayan kim oğlunun saçlarını düzeltirken konuştu. jungkook da patronunu onaylamıştı, taehyung oldukça güzel görünüyordu.
"teşekkür ederim." diye mırıldandı taehyung ancak yeterince güzel hissetmiyordu. şimdi bunu söylerse annesinin kendisine şımarık diyeceğini bildiği içinse sessiz duruyordu.
üstelik diğer kızlar da odadaydı ve annesinin lafı üstüne bir de onların kendisine gülmesini istemiyordu. bu yüzden özellikle bugün düşündüğü hiçbir şeyi dile getirmeyecekti.
"anne sen istersen yerine otur." taehyung son kez üstünü düzelterek konuştu. "biz de 15 dakikaya sahneye çıkacağız."
bayan kim bileğindeki saate bakıp taehyung'un doğru söylediğini fark ettiğinde oğlunu başıyla onayladı. karşısındaki aynada son kez üstünü kontrol ettikten sonra ise çantasını alıp gitmek için hazırlandı.
"anneni öpmeyecek misin?"
"anne-"
"taehyung." bayan kim sertçe konuştuğunda taehyung önce iç çekmiş, ardından zaman kaybetmeden hızla annesinin yanağına kısa bir öpücük bırakmıştı. bu, on sekiz yıldır taehyung'un her gösterisinden önce gelenek haline getirdikleri bir şeydi. bunun dışında hiçbir zaman sarılmaz ya da birbirlerini öpmezlerdi.
bayan kim gülümsedi ve taehyung'un kolunu okşadı. bekleme odasından ayrılmadan önce dediği son şey ise "en iyisini yapacağına inanıyorum." olmuştu.
taehyung'a bu konudaki güveni sonsuzdu. oğlu için bale; yürümek, nefes almak gibi doğuştan gelen bir şeydi.
bayan kim odadan çıktığında taehyung rahatlamış bir nefes aldı ve masanın üstünde duran ıslak mendili aldı ve gözündeki ona göre abartı olan makyajı silmek için hareketlendi, ancak jungkook'un bileğinden hafifçe tutması onu durdurmuştu.
"böyle güzelsin."
"emin misin?"
"eminim." dedi gülümseyerek "bayan kim üzülmez mi hem yaptığı makyajı silersen?"
"üzülür değil mi?" dedi taehyung dudaklarını birbirine bastırarak. ilginç bir şekilde, annesini seviyordu ve üzülmesini istemiyordu.
ıslak mendili kenara koyup tekrar aynada kendini izlemeye başladığı sırada kapının açılmasıyla içeri bu sefer mingyu girmişti.
"taehyung." mingyu gülümseyerek esmer tenlinin yanına yaklaştı "hazır mısın?"
"hazırım."
"hmm?" mingyu elini taehyung'un beline sardıktan sonra ince bedeni kendine çekti. "ne kadar güzel olmuşsun?"
"sağol." taehyung, sırtında gezen parmaklara rağmen mingyu'ya bakmazken bu sefer boynunda ufak bir öpücük hissetmişti.
"mingyu-" taehyung rahatsız bir şekilde mingyu'yu omuzlarından itmeye çalıştı. "şimdi olmaz."
"şans öpücüğü almaya çalışıyorum."
mingyu bu sefer taehyung'un çenesinden tutup kendine çektiğinde esmer tenli elini itmeye çalışmıştı. "çalışma."
"neden böyle soğuk davranıyorsun?" mingyu bıkkınlıkla sorduğunda taehyung onuzlarını düşürdü. seulgi'nin dediği şeyler yüzünden birkaç gündür mingyu'dan uzaklaşsa da sahip olduğu tek ilişkiyi batırmaktan da korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
moonborn | taekook
Fanfiction"eğer yapabilseydim kendimi senin ceplerine sığdırabilmek isterdim" texting + düzyazı 22.11.2022