"işe geri dönmeni istiyorum."
"ben-" jungkook durdu. ne diyeceğini bilmiyordu. elbette bunu istiyordu ancak bayan kim'e de istediğini bu kadar vermeyecekti.
"maaşına zam yaparım, istediğin başka bir şey varsa veririm. yeter ki geri dön jungkook."
"babamın borçlarının ödemenizi istiyorum." dedi jungkook ellerini geri çekerken. eğer o borçlardan bir an önce kurtulursa taehyung ile de bir an önce gidebilirlerdi.
"tamam. o sorun değil."
"taehyung'un daha fazla diyet yapmasını da kabul edemem."
"jungkook-"
"siz kendiniz dediniz. durumu giderek kötüleşiyormuş. o ölmeden önce durması gerekiyor."
bayan kim elini yüzüne yasladı ve derin bir nefes aldı. ne yapacağını bilmiyordu.
"bak jungkook. o bir dansçı, vücudunun en iyi formda olması lazım."
"sürekli bir şeyler biliyormuş gibi konuşuyorsunuz." jungkook, bayan kim'in hala aynı düşünce yapısında olduğunu duyduğunda sinirle konuştu "dediğiniz gibi o bir dansçı. vücudunun ağır pratiklere, zor hareketlere dayanabilmesi için düzgün beslenmeye ihtiyacı var. çok sağlıksız ve böyle devam ederse sadece kariyerini değil hayatını da kaybeder."
"jungkook-"
"anlamıyorsunuz. sürekli saçları dökülüyor. pratikten sonra hemen bitik düşüyor. o daha genç, çok genç. yemek yemesi lazım. vücudu için gereken bütün vitaminleri, proteinleri alması lazım. ara sıra canı çektiğinde istediği abur cuburu yemesi lazım. basit bir yemeği yediği için vicdan azabı çekip kusması normal değil. hayatının geri kalanını sağlıklı bir şekilde yaşamasına izin verin. ilk yirmi yılı zaten heba olmuş."
"tamam." dedi bayan kim iç çekerek. "sanırım bir süreliğine diyeti kesmesine izin verebilirim. en azından sağlığını geri kazanana kadar."
jungkook başını salladı. bunun sadece bir başlangıç olduğunu ve bir süreliğinden daha fazla süreceğini biliyordu. bunu ise bayan kim'e belli etmeyecekti.
"başka bir şey var mı? işi kabul ediyor musun?"
"önce taehyung ile konuşmak istiyorum. bu işi sadece taehyung da beni isterse kabul edebilirim."
"tamam." diyerek yerinden kalktı bayan kim "hemen şimdi gidebiliriz." jungkook'un bir cevap vermesini beklemeden yürümeye başladığında beyaz tenli adam da peşinden koşmuştu.
kimseye haber vermeden bir anda çıkıp gitmesi sebebiyle artık bir işi olmadığını biliyordu. bu da taehyung'a kendini her şekilde affettirmek zorunda olduğu anlamına geliyordu. ne kadar uğraşması gerektiğinin de bir önemi yoktu. taehyung kabul edene kadar yanından ayrılmayacaktı.
bayan kim ile beraber arka koltuğa oturdular. şoför aracı sürmeye başladığında ise jungkook rahatsızca yerinde kıpırdandı. tuhaf geliyordu, zengin insanlarla birlikte arka koltukta otururken özel şoför ile yolculuk etmeye kesinlikle alışık değildi. onun yeri de o ön koltuktu.
yolculukları ortamdaki gerginlik sebebiyle sessizce devam ediyordu. jungkook heyecanlıydı. bir ayın sonunda taehyung'u görecekti ve sinirinin biraz da olsa geçmiş olmasını umuyordu.
jungkook, bütün bunları düşünürken yolun kenarında duran restoranı gördü. taehyung'un en sevdiği restoran. bayan kim, sadece doğum günlerinde istediği yerde yemesine izin verdiği için yılda bir kez de olsa taehyung her seferinde burayı seçerdi.
bugün doğum günü değildi, ancak jungkook yine de şoföre kenarda durmasını söylemiş ve bayan kim'den izin alma ihtiyacı duymadan restorana girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
moonborn | taekook
Fanfiction"eğer yapabilseydim kendimi senin ceplerine sığdırabilmek isterdim" texting + düzyazı 22.11.2022