37

13.4K 1.2K 845
                                    

"bak anlatıyorum dikkatli dinle."

taehyung, heyecanla yerde otururken konuştu. üstünde jungkook'a ait bol beyaz bir gömlek vardı, altında kısa bir şort, ayaklarında ise bale ayakkabıları.

"dinliyorum."

jungkook, yatakta oturmaya devam ederken kıkırdadı. taehyung'un baleye döndüğü ilk gündü ve arabaya bindiğinden beri kıkırdayıp duruyordu. sebebini ise jungkook birazdan öğrenecekti.

"bak şimdi önce sınıfa girdim, mingyu ve yunjin yan yana oturuyordu."

taehyung sustu, tek bacağını uzatabildiği kadar uzattı ve üstüne eğildi. konuşurken bir yandan da ısınıyordu çünkü eski formunu kazanmak istiyordu.

"her neyse, benim içeri girdiğimi gördü yunjin ve bana baktı. bir süre beni süzdü ama ben hiiç takmadım onu."

jungkook güldü. önceden olsa taehyung bunu kesinlikle kafasına takardı ve günlerce düşünürdü ancak iki aydan uzun süredir haftada 2 kez gittiği terapi ve aldığı anksiyete ilaçları sayesinde zihni temizlenmişti.

"ayakkabılarımı giymek için yere oturdum. o sırada sen mesaj attın mı diye bakıyordum ama atmamıştın."

taehyung, gözlerini kıstı. yüzünde sinirli bir ifade yaratmaya çalışıyordu ancak bu sadece jungkook'un daha fazla gülmesine sebep olmuştu. sinirli, korkutucu ya da ciddi görünmüyordu sadece sevimli duruyordu.

"ders saatlerinde mesaj atmıyorum sana."

esmer tenli çocuk kaşlarını çattı. trip atmaya çalışsa da kısa sürede bu elinde patlamıştı. bu yüzden sadece omuz silkti ve konuşmasına devam etti.

"neyse kendi işime bakıyordum işte. sonra yunjin yanıma geldi."

jungkook iç çekti, bundan sonrasının güzel olmayacağını biliyordu. bilmediği şey ise herkesin sevgilisine neden bu kadar kötü davrandığıydı.

"ne dedi?"

"işte 'naber domuz?' dedi."

"tanrım-"

"umursamadım ve cevap vermedim." taehyung, jungkook'un sözünü keserek konuşmasına devam etti "ona cevap vermemem sinirlendirdi sanırım onu çünkü daha sonrasında 'aldığın kilolardan duyma becerini kaybetmişsin galiba' dedi."

"ne?"

"ya boşver işte ne dediğini bilmiyor. kiloyla duyup duyamamanın ne alakası var değil mi? neyse ben yine görmezden geldim ama kilo aldığımı söyleyip dalga geçmeye devam etti."

"sikeyim onu." jungkook sinirle soludu. yunjin zaten taehyung'la kendini bildi bileli dalga geçiyordu ancak özellikle taehyung'un tedavisinin tam sonuç göstermeye başladığı bir dönemde bunu yapması jungkook'u olması gerekenden daha fazla sinirlendirmişti.

"dedikleri hiçbir anlam ifade etmiyor, biliyorsun değil mi?"

"biliyorum." taehyung güldü, yunjin'in dediği hiçbir şeyi umursamamıştı. o kız, taehyung'un hayatını zor bir hale getireceğine dair söz vermiş gibi davranırken artık dediği hiçbir şeyin anlam ifade etmediğinin farkındaydı.

"dediklerini umursamadım zaten. biraz daha laf attıktan sonra da gitti."

"etkilemedi seni yani?"

"hayır. hatta ne yaptım biliyor musun?"

"ne yaptın?" jungkook, taehyung'un kıkırdamasına karşı kaşlarını kaldırdı.  sevgilisinin heyecanlı ifadesi onda merak uyandırmıştı.

"öğle arası onun önünde oturup yemek yedim."

moonborn | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin