Mehmet amcayı, Elif teyzeyi ve Berke'yi akşam yemeğine davet ettim.Birazda olsa yanlızlığımı gidermişlerdi. Hep beraber eskilerden konuşmaya başladık.Ben 22 yaşındayken onlar İstanbul'a taşınmışlardı.Berke 'den ayrılmak hiç de kolay olmamıştı o zamanlar. Onlarda gidince iyice yalnız kalmıştım. Her gün düzenli olarak gizli yerime gidiyor,orda ağlıyordum. Tek destekçim babamdı. Benim nerde olduğumu bilir ve benim çokk sevdiğim çikolatadan alır getirirdi.Onu o kadar çok özlüyorum ki anlatamam. Yeşil gözlü, uzun boylu ,kahverengi saçlı, yakışıklımı yakışıklı bir babam vardı.Annemin ölümünden sonra bütün ilgisini sevgisini bana vermek için çok uğraşmıştı. Birbirimizden başka kimsemiz yoktu .Öyle bir kenetlenmiştik ki kimse bizi ayıramazdı. Benim için çalışır çabalardı. İngilizcem gelişsin diye benimle yurtdışına bile gelmişti.Çok fedakâr bir babaydı. Ben de onun küçük kızıydım. Bakmayın öyle tatlı göründüğüme. İçimde bir oğlan çocuğu yatar.Babamla maç izleriz, gazete okur bazen ise argo konuşurduk....Berkeler gittikten tam 3 yıl sonrada en değerli varlığımı, ilk aşkımı yani biricik babamı kaybetmiştim.O günden sonra gizli köşemden hiç çıkamadım. Bir hafta orda kalmıştım. Tam eve gitmeye karar vermiştim ki gözüme bişey takıldı.Babam biliyordu onu da kaybedersem nereye gideceğimi. O yüzden kayalığa en sevdiğim çikolatayı bırakmış yanında bir not koymuştu.Notta şunlar yazılıydı;
"Prensesim bu aralar pek iyi hissetmiyorum kendimi ama bu dünyada da seni tek bırakmaya gönlüm el vermiyor. Bu notu okurken belkide ben biricik sevgilimin, annenin yanında olacağım. En sevdiğin çikolatayı aldım sana .Onu yediğindeki gülümsemeni dünyalara değişmem kızım. Sen benim kızımsın -babasının kızı- herzaman güçlü durdun ve şimdi daha güçlü durmalısın .Bunu okurken gözyaşlarını tutamıyacağını biliyorum.Ama baba yüreği işte kıyamıyo. Sana bankada bütün çalıştığım yıllarda biriktirdiğim parayı bırakıyorum. Hasan amcana söylersen o sana yardım edicek .O parayı al ve hayallerinin peşinden koş kızım. Seni canından çokkkkk seven baban....Bu arada çikolatanı ye ve bana gülümse güzel kızım...."
Bu notu okuduğumda yüzümde hafif bir gülümsemeyle ağlıyordum.